8. Bölüm

3.3K 345 138
                                    

𖦞

– Alfa –



Kahkahalar evin her yerinde dolanıyordu. Taehyung ve Yoongi, Jimin işe dönmeden önce gelmek istemişlerdi. Koca evde sadece onlar vardı.

Geçen gece Jungkook'la haberleri izledikten sonra annesini aramıştı Jimin. Kadın sorun olmadığını, biraz daha gezmenin bir zararı olmadığını söyleyip dakika başı onların ne yaptığını sormuştu. Ayrıca kızgınlığı hakkında birkaç şey bile sormuştu ve bu sırada telefon hoparlördeydi, yani her şey duyulmuştu. İkisi de buna takılmamış ve doğal bir şey olduğu için görmezden gelmişlerdi.

"Daha sonra Yoongi çocuğun üzerine yürüdü. Ve Jimin–" Taehyung'un sözünü bölen kahkahasıyla Yoongi uzandığı yataktaki yastıklardan birini attı sevgilisine.

"Benim alfama yaklaşma, eğer bir daha seni onun yanında görürsem hiç iyi olmaz, dedi." Sevgilisinin o anını taklit etme çabası oldukça komikti. Bu, betanın hoşuna gitse de diğer yastığı da attı sevgilisine. Jimin ise gülmekten yerlere yatmıştı, yani kelimenin gerçek anlamıyla yatmıştı.

"Hyung– Seni öyle hayal edebiliyorum– Ah tanrım," Jimin yerde sürünerek kahkaha atarken karnını tuttu. Taehyung ise elindeki mandalina dilimini ağzına atarken arkadaşına baktı. Onu böyle görmeyi seviyordu, mutlu olması onun da mutlu olmasını sağlıyordu.

"Kes be velet! Sen kendine bak!" Yoongi söylenerek doğruldu yerinde. Komidinin üzerinde duran cam kasenin içinden mandalina alarak soymaya başladı.

"Ben neyime bakacakmışım?" Jimin gülücüğüyle karışık konuşunuca Taehyung kıkırdadı. "Neyine mi bakacaksın? Ee Jungkook ne güne duruyor?"

Jimin dişini sıkarak bu defa Taehyung'a döndü. Dizlerinin üzerine çıkarak baldırlarına vurdu alfanın. "Onu karıştırmasana be." Küçük eli hâlâ baldırına vurmaya devam ediyordu.

Taehyung omzunu silkerken Yoongi mandalinasını yemeye devam etti. "Nasıl karıştırmayayım? Birincisi, "İşaret parmağını havaya kaldırırken ağzındaki mandalina dilimini yuttu. "Kızgınlığından yararlanmadı, aksine seninle ilgilendi. İkincisi," Saçlarını geriye doğru tarayarak devam etti cümlesine. "Benim kadar olmasa da yakışıklı çocuk ayrıca karizmatik bir tipi var." Jimin kıkırdarken o da bir mandalina aldı kaseden.

"Üçüncüsü ve son olarak, Jimin..." Elini kalbinin üzerine koyarak başını geri attı ve gözlerini kapattı. "İnan bana kokun hiç bu kadar tatlı ve yatıştırıcı gelmemişti, omegan çoktan onu seçmiş."

Yoongi dikkatli soluyarak başını yaklaştırdı Jimin'e. Bu sırada kumral saçlı olan kendi kokusuna odaklanmıştı bir şey söylemeden. Taehyung ise bilmiş bir şekilde mandalinasını yemeye devam etti.

"Nasıl?" Jimin kokusunun biraz da olsa farkına varınca sordu arkadaşına. Yoongi ise bu sırada analizini bitirip başını sallamıştı.

"Cidden Jimin. Önceden sadece bildiğin portakal gibiydi, ama şimdi birazcık yumuşamış daha hafif bir koku olmuş."

Jimin dudaklarını büzdü. Yani bunun olması olasıydı, çünkü bir alfayla aynı evde yaşıyordu? Belki de omegası onun yanındayken huzurlu hissediyordu. "Ama ben onu seçmedim." İnkar ettiğinde Taehyung bıkmış bir şekilde inledi.

beautiful mess | jikookWhere stories live. Discover now