10. Bölüm

3.3K 321 63
                                    

𖦞


– Olmamış Gibi..? –


Jimin uyandığında yanında kimse yoktu. Saatin kaç olduğunu bilmiyordu ama güneşin batıdan gelişi baya bir geç zaman olduğunu söylüyordu.

Derin bir nefes aldı ve yatakta doğrulmaya çalıştı. İçinde bir sızı vardı, fakat görmezden geldi. Fazla beklemeyerek doğruldu uzandığı yerden. Başı döndü ama umursamadı yine. Ağzında iğrenç bir tat vardı. İçindeki sızı ise ciddi anlamda sinir bozucuydu.

Ayağa kalktı ve odanın kapısına yöneldi. Evde ses yoktu. Hemen karşıdaki kendi odasına adımladı kapıdan çıkınca. Bir an önce hap alması gerekiyordu. Odasına girer girmez kendini duşa attı.

Soğuk su bedeninde kayarken titredi ve bedeni kaskatı kesildi. Kendini duvara yaslayarak gözlerini kapattı.

Gece neler olduğunu hatırlıyordu, neden böyle bir şeye evet dediğini ise henüz çözememişti. Belki basit bir istekti, fakat rut döneminde olan bir alfayla buna kalkışmak akıl kârı değildi. Kendine küfrederek aşağı doğru kaydırdı bedenini.

Gözlerinden akan sıcak yaşlar soğuk suyla karıştı ve titredi. İçi acıyordu. İçindeki his garipti, çok garipti. Ne yapacağını bilmiyordu. İç çekti ve başını ellerinin arasına aldı. Bedeni titredi ve hıçkırdı sessizce, başka hissediyordu, hiç hissettmediği kadar başkaydı bu his.

Bir süre banyoda durdu ve kendini yıkadı. Bacaklarını dakikalarca ovaladı. Pişman değildi, kırgındı sadece.

Bir süre sonra banyodan çıktı ve üzerin sıkıca giyindi. Saçını kuruttu ve başına bir şapka geçirdi. Üzerindeki peluş onu olduğundan kilolu gösteriyordu ama bunu umursamadı. Telefonunu eline aldı ve burnunu çekti. Grip olmamak için dua etti.

İçindeki acı biraz olsun azalmıştı ama hâlâ düğümü hissedebiliyordu. Daha fazla beklemeden aşağı indi ve mutfağa ilerledi. Başı zonkluyordu. Duyduğu kokunun üzerinden mi yoksa mutfaktan mı geldiğine emin olamadı. Mutfağa girdiğinde ise alfayı gördü.

Kot bir pantolon giymişti, üzerinde ise bol bir gömlek vardı. Sütlü kahve gömleğin kollarını kıvırmıştı, bileğinden sarkan gümüş bileklikler onu yeniden zarif gösteriyordu.

Jimin sakince bir nefes aldı ve buzdolabına ilerledi. Jungkook ona bakmadı ve bardağa doldurduğu suyu içti. Jimin ona bakmamaya çalıştı.

"İlaçlar aldım," Jungkook'un sesi garip çıkıyordu. Sanki dalgın ve kararsız gibiydi..? "Birkaç çeşit var, alerjin varsa eğer diye, kendine göre olanı içmelisin."

Jimin sakince başını salladı ve dolabı kapattı. "Teşekkürler..." Sesi soluk bir şekilde çıkarken ikisi de bakmadı birbirine. Jungkook başını salladı ve elindeki bardağı tezgahın üzerine koyduktan sonra mutfağın çıkışına yöneldi.

Jimin arkasından ona baktı bir anlığına. Jungkook ona bakmaya cesaret edemedi. Kendine kızgındı ve bir an önce evden çıkmak istedi. Fakat arkasında duygu karmaşasıyla bıraktığı omegadan bihaberdi.

***

"Bugün işe geri dönüyorum." Jimin telefondaki arkadaşına söyledi. Taehyung onaylanan bir ses çıkardı ve ikisi de sessiz kaldı.

beautiful mess | jikookWhere stories live. Discover now