20. Bölüm

2.1K 206 35
                                    

𖦞

– Sonsuza Kadar –


"Sade bir nikah için bunca şey gerekli miydi?" Jimin etrafına bakarken Jungkook'a dönerek söylendi. Jungkook dudaklarını büzdü ve kaşlarını çattı. "Evlendiğim kişi sensin, elbette gerekliydi."

Doğuma birkaç ay kalmıştı. Büyük bir kutlama yerine sade bir nikah iş görürdü ama Jungkook, evlendiklerini herkesim gözüne sokmak ister gibiyidi.

Jimin sakince bir nefes aldı ve oturduğu yerde, çoktan kocaman olmuş karını okşadı. Jungkook onun önüne eğilerek endişeyle dizlerine dokundu. "İyi misin aşkım?" Jimin kıkırdarken başını salladı ve dudaklarını birbirine bastırarak konuştu. "Biraz susadım sadece."

Jungkook hızla ayağa kalkıp etrafına bakındı. "Geliyorum hemen." Adımları dışarıyı bulurken, başından beri onları izleyen Taehyung ve Yoongi ikilisine döndü. Taehyung şaşkınca dudaklarını büzdü ve Yoongi'ye döndü.

"Feci aşık." İkisi de birbirine bakarak söylediğinde Jimin kıkırdadı. Ayağa kalkıp mekanı incelerken hâlâ karnını okşuyordu.

"Yani, bunca şeye gerek yoktu ama..." Dudaklarını büzerek etraftaki gerçek beyaz güllere gülümseyerek ilerledi. Önce kadife yaparakları okşadı ve ardınan kokladı.

"Yine de hoşuma gitti."

Hızlı adım sesleri mekanı doldurunca hepsi kapıya döndü. Jungkook hızla onun yanına geldi ve kolunu usulca tutarak yanındaki sandalyelerden birine oturttu. "Al bakalım," Jimin ona gülümserken şişeyi aldı ve açarak birkaç yudum aldı. Jungkook bu defa yanına oturmuştu.

"Teşekkür ederim," dedi usulca. Jungkook onu incelemeye devam etti. Jimin dudaklarını ıslatarak ona döndü. Jungkook ona hayranlıkla bakıyordu. "Eşim olacağına inanamıyorum." Gözleri gözlerindeyken söyledi.

"Jungkook," Jimin kıkırdadı ve onun elini alarak karına götürdü. "Ben bebeklerimizi taşıyorum, asıl buna inanamamalasın." Kıkırdayarak söylediğinde Jungkook'da gülümsedi.

"Ona hâlâ inanamıyorum." Jimin kahkaha attığında hayranlıkla ona bakmaya devam etti. Sanki her yer siyah beyaz olmuştu ve o ışık gibi tüm güzelliğiyle belli ediyordu kendini. İçi sızladı.

İçeri dolan birkaç kişiyle bakışları o tarafa çevrildi ikisinin de. Tüm arkadaşları ve Jimin annesiyle, Jungkook'un babası gelmişti. Namjoon'da buradaydı. Tamamiyle sade bir nikah olacaktı, yani?

Herkes yerine yerleşince Jungkook, hâlâ gelenlere bakan Jimin'e döndü ve elini tuttu. Jimin ona döndüp gülümsedi usulca. Nikah memuru içeri girince Jimin ayağa kalkmak için yeltendiği sırada Jungkook ondan hızlı davranıp ayağa kalktı ve kalkmasına yardım etti.

Memur ayaklı masanın yanına geçerken, ikilinin geçmesini bekledi. Jungkook, Jimin'in elini kibar bir şekilde tutarak ilerlemesini bekledi. Jimin refleks olarak elini karnına götürdü. Biraz utanıyordu ama bunu belli etmemeye çalıştı.

Memur onlar geçince konuşmaya başladı sakinlikle. Genel konuşmayı yaptı ve ikiliye döndü. "Siz sayın Park, Bay Jeon'u eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?" Jimin gülümseyerek başını Jungkook'a döndürdü. Elleri soğuklaşmıştı ve titriyordu. Bu hâldeyken bile nasıl titrediğini merak ediyordu. Cidden fazla aşık olmalıydı.

Başını salladı ve usulca 'evet' dedi. Jungkook onun gözlerinin içine bakarken dolan gözlerine engel olamadı. Jimin ona kıkırdadı ve elini iyice kavrayarak başını omzuna yasladı. Jungkook diğer elini onun karnına götürerek okşadı ve ağlamamak için kendini sıkarken dudaklarını ıslattı. Memura döndü.

beautiful mess | jikookΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα