40

1.5K 185 75
                                    

Draco elini annesinin üzerindeki kabanın cebinden çekmeliydi.

Sıkı sıkıya kavradığı kaban yüzünden çocuk gibi görünüyor olmalıydı. Ancak gerginliğini durduramıyordu çünkü uzunca bir süre sonra tekrar Grimmauld Meydanı 12 numaradaydı.

Kapı çalındığında her zamanki gibi birkaç takırtı yükseldi. Draco anne ve babasının sessizliğinde boğulduğunu hissederken kapı açıldı. Bu kez kapıyı açan Bay Weasley'di.

Draco aceleyle babasına dönmek istedi. Ancak kendini tutarak adamın güler yüzüne bakmaya devam etti. "Hoş geldiniz... Molly, çocuklar! Malfoy'lar geldi, gelin, buyrun..."

Draco annesinin kabanını bıraktı.

Çekinerek içeri geçerken gözleri koridordaki konsola takıldı, cam bir vazo içinde beyaz birkaç Frezya gördü. Durup inceleyememenin acısını gerginlikten yaşayamadı.

Kalbi buraya ilk gelişindeki gibi hızla çarpıyordu. Gözleri hızlıca içeriyi taradı. Kalabalık tekrar ellerini uzatıp annesinin kabanını kavramak istemesine sebep oldu.

"Hoş geldiniz," dedi Bayan Weasley, Draco gözlerini ona çevirdiğinde kadının doğrudan kendisine baktığını gördü. "Oğlum, toparlanmış gibisin, daha iyi görünüyorsun... Bakın, bu büyük oğlum Bill."

Draco kadının gösterdiği yöne bakıp çekingence gülümsedi, Bill arkadaş canlısı bir şekilde uzun saçlarını omzunun gerisine atarken ufak bir el işareti yaptı. "Bu Charlie, buraya sıkça gelemiyor, özellikle bu akşam için size yazmamın sebebi onun da burada olmasıydı."

Draco kadının gösterdiği yöne bakarken kapıda bir hareketlilik oldu. Kısacık bir andı ve kimsenin dikkatini çekmemişti, kendisi hariç. Bayan Weasley konuşmaya devam ederken Draco kapıya baktı.

Üçlü oradaydı. Weasley kapıya yaslanıp kafasını içeri uzatmıştı, Granger onun omzularına tutunup sarkmıştı ama elbette bunun için fazlasıyla kısaydı ve güldükleri şey bu olmalıydı.

Kapının diğer yanında, kollarını bağlayıp yaslanan Potter'a baktı. Gözleri kendisinin üzerindeydi, düşmancıl bir bakışı yoktu ama Draco'nun bir an nefesi kesildi. Gözlerinin önüne mezarlıkta ağlayan çocuk geldi.

İstemeden hareketlenip bir adım geri çekildiğinde Molly Weasley "...bunları halletmek için." diyordu. "Evet, masaya geçelim ister misiniz?"

Draco gözlerini zorlukla kapıdan ayırabildi, neden kendisine bakıyordu? Anlamış olabilir miydi? Şimdi herkesin ortasında, Draco'nun ailesinin yanında, kendisinin nasıl aşağılık bir hırsız olduğunu söyler miydi?

Masaya ilerledi, oldukça kalabalık olduğu için büyükleri ve gençleri ayrı köşelere dağıtmışlardı. Hemen Charlie denen çocuğun yanına çöktü. Diğer yanına Fleur Delacour ve Bill Weasley oturdu. Karşısında Ginny Weasley vardı, onun hemen yanındaysa Potter.

Devamını bilmiyordu, muhtemelen masa yirmi kişiden kalabalıktı ama gözlerini boş tabağından ayırıp bakamıyordu.

Biraz sonra kalabalık uğultusu arttı, gergin sessizlik yerini takırtılara ve fısıltılara bırakmıştı. Gençlerin gülüşme sesleri fısıltıları bastırdığında diğer sesler de yükseldi. Ailesinin hediyesi kaliteli beyaz şarap bardaklara döküldü, Bayan Weasley sadece büyüklerin içmesine izin olduğunu söyledi.

Yemeğini yemeye çalışırken annesinin gözlerinin kendisinde olduğunu hissediyordu. Bakışlarını ona çevirip zorla hafif bir gülümseme verdi, annesi ağzını oynatarak yiyebiliyor musun, dedi. Draco başını salladı.

Gözlerini yemeğine geri çevirdi, üzerinde birkaç bakış hissetti.

Çatalı tutan eli titredi, bu tabağına ince bir çınlama sesiyle bırakmasına sebep oldu. Herkesin gözünün kendisinde olduğunu düşünerek kendine eziyet etti.

Başını hafifçe kaldırmaya cesaret edebildiğinde biraz önce tabağından çıkan çınlamanın duyulabilir olduğundan şüphe duydu. Masaya bir konuşma hakimdi ve Draco'nun yönüne kimse gözünü dikmemişti.

Yine de biraz sonra yavaşça ayağa kalkıp masadan ayrılanlara katıldı. Gençlerin genelde oturduğu yere, bir üst kata çıkıyorlardı ve Bayan Weasley hemen kendisine de aynı yere gitmesini söylemişti.

"Tuvaleti kullanacağım, efendim." dedi Draco. "Ah, elbette oğlum. Harry, Draco'ya nerede olduğunu gösterir misin?"

Draco'nun bakışları hala masada oturan annesini buldu, kadın bakışlarına karşılık verirken arkasında bir hareketlilik hissetti. "Elbette,"

"Aslında ben..." Draco düşünmeden bir şeyler söylendi. "Aslında yerini biliyorum."

Bayan Weasley "Çekinmene gerek yok," dedi. "Hadi, oğlum, sonra yukarı çıkın. Burası biraz anne babalar için, gidin, yaşıtlarınızla sohbet edin."

-

Sa yikik yazariniz yine kendini hastanede buldu✌️

VE drarryi nasil baslaticagimi buldum.... Evet,, bu basari hepimizin... Sonunda bu kurguda da drarry olacak.... #coksukur

Ve tabikiKIRK YAPAR

Ουπς! Αυτή η εικόνα δεν ακολουθεί τους κανόνες περιεχομένου. Για να συνεχίσεις με την δημοσίευση, παρακαλώ αφαίρεσε την ή ανέβασε διαφορετική εικόνα.

Ve tabiki
KIRK YAPAR

Hate The Way / ❝Drarry❞ Όπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα