Bölüm 27: Çocuklar İnanın!

124 25 63
                                    

Herkese selamlar! Kucak dolusu sevgiler! 

Nihayet o gün geldi çattı ve 1,5 ay gibi çok kısa bir süre önce başladığımız hikayemiz artık son buluyor.

Hem sevinçliyim hem de hüzünlüyüm... Bir yazar için en gurur duyulası şey eserini bitirmesi derler ama benim için yazma eylemi çok daha heyecanlı bir süreç ):

Bu vakte kadar hikayeme ortak olan, destekleyen, paylaşan, beğenen herkese sonsuz teşekkürler. Umarım harcadığınız zamana değecek nitelikte bir kurgu okutmuşumdur size.

Bu bir bitiş ya da veda değil. Belki de daha güzel şeylerin sadece başlangıç adımı...

Yorumlarınızı eksik etmeyin. Öpüldünüz ;)

 Öpüldünüz ;)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Kalp atışımın anormal hızlı ritmini kulaklarımda zonklama şeklinde hissederken yerde kalakalmış, düşmeye bağlı olarak ağrıyan dizimle beraber eskiden sahip olduğumu bildiğim acılara yeniden kucak açıyordum. 

Duyduğum tüm saçma, garip ya da çılgınca şeyleri bir yana bırakırsak az önce duyduklarım bu konuda kesinlikle nirvanaydı. Bunca zaman lanet bir kapsülde kalıp, hiç tanımadığım birinin zihnimde alay edercesine dolanmasına, benimle oyun oynamasına inanamıyordum bile. Hiçbir şekilde böyle bir olayın olabileceğine ihtimal vermezken tüm bu zaman diliminde bana garip ve sıra dışı gelen şeyleri düşündükçe de ne denli gerçek olabildiğine hayretler ediyordum.

İster inan ister inanma Gündüz ama birazdan işler çirkinleştiğinde bunun hiçbir önemi olmayacak. Zaman kaybetmeyi bırak ve kaldır şu bedenini yerden. Buradan çıkmalısın! Hem de bir an önce!

Zihnim benimle bir başkasıymışım gibi konuşmaya başladığına göre bu yerden gerçekten de kaçma vaktim gelmiş demektir!

Alnımdan terler sanki benden umudunu kesmiş gibi damlayarak uzaklaşırken dirseklerime verdiğim güçle yerden doğrulmaya çalıştım. Bedenimin her bir zerresi sanki en şiddetli karıncalanmayı yaşıyormuş gibi acıyla haykırırken, tek bir şey için bu eyleme devam ediyorlardı:

İnkâr edilemez derecede keskinleşmiş olan iradem!

Sahip olduğum tek şeye -bu aciz bedene- öylesine güçlü bir iradeyle hükmetmeye çalışıyordum ki buna karşı gelmeye cüret edebilecek olanın vay haline...

Bir yanım da tamamen teslim olarak benden bağımsız gelen sona hazırlanmamı ve onu tıpkı doktorun dediği gibi kucaklamamı telkin ediyordu. Bu muhtemelen düştüğü tavşan deliğinde daha fazla etrafı eşelemek istemeyen ve olan her şeyden bıkarak kurtulmak için geride kalan son seçeneğe sarılmayı arzulayan kısmımdı. 

Sesini o kadar kıstım ki Mariana Çukurunda boğsam ancak bu kadar tesirsiz kalırdı.

Şu an yapmam gereken kendime acımam ya da pes edip bilmediğim bir yerde öylece ölmem değil, ayağa kalkıp başıma her ne geldiyse öğrenmeye çalışmamdı.

GÜNDÜZ SERBEST (Tamamlandı)Where stories live. Discover now