Bölüm 8: Kovuktaki Tehlike ve Takasçı

106 46 26
                                    


Yakalanışımın sonunun, ağacın yolumun üzerine çıkaracağı bir engele vurmakla biteceğini düşünürken dehşete kapıldım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yakalanışımın sonunun, ağacın yolumun üzerine çıkaracağı bir engele vurmakla biteceğini düşünürken dehşete kapıldım. Bağıramıyordum bile! Yerden o kadar uzaklaşmıştım ki diğerleri için endişelenmeme artık gerek yoktu. Bambaşka bir şeyin tuzağına düşmüş olduğum için beklemem gereken şey tam bir muammaydı.

Ne bir engele çarptım ne de fırlatılıp zemine çalındım. Yeteri kadar yükselmiş olmalıyım ki öylece durdum. Kafamı zar zor kaldırıp bacağıma baktım. Sarmaşıklardan yapılan tuzağa sıkı sıkıya bağlıydım. Hayatımın sonlanmasını engelleyen tek şey bacağımdan bağlı olduğum sarmaşıktı. Eğer ki bu çözülmeye başlarsa bu yükseklikten düşerek hayatta kalma ihtimalim yoktu. Bağlı olduğum dalın üzerindeki yaprakların birer birer aşağı düşüşünü izledim.

Umarım zemine kadar ilerlemezler. Son isteyeceğim diğerlerinin beni fark edip sarmaşığı kesmesi!

Bir süre sessizce kalakaldım. Gelen giden yoktu. Beni kimin tuzağa düşürdüğünü ve benimle ne yapmayı amaçladığını düşünürken geçirdiğim bu süre çok ama çok uzun geldi. Yüksekte olduğum için ayın ışıkları sayesinde daha çok alanı görebiliyordum. Nasıl kurtulabileceğimi düşünürken bunun tuhaf bir biçimde kolay ve mümkün olduğunu keşfettim. Tek yapmam gereken kendimi yukarı çekmek ve bel çantamın yan tarafında duran çakıyla sarmaşığı kesmek, böylece kalınlığıyla güven veren dala oturabilirdim. İşin kötü tarafı ondan sonra ne yapabileceğimdi? Zira yırtıcı bir hayvan değildim, tırmanış ekipmanlarım da yoktu. Bu kadar yüksekten nasıl aşağı inebileceğimi kestiremiyordum. Her koşulda bu bir sonraki adımdı. Onu o zaman düşünürüm! diyerek cesaretimi topladım. Sonuçta baş aşağı ne kadar süre durabilirim bilmiyordum. Ayrıca aşağı düşmemi engelleyen tek şeyin birinin merhametine kalmış olmasıysa alacağım riskten çok daha can sıkıcı bir şeydi.

Önce ileri geri biraz sallandım. Sarmaşıktan ses geldi ama gevşemeye dair bir belirti yoktu. Henüz... Kendimi yukarı atmaya çalıştım. Karın kaslarım pek güçlü değildi anlaşılan, ayrıca asılı olduğum bacağım da iyiden iyiye uyuşmuştu. Kopacak olsa bile bunu yapmam gerektiğinin bilincindeydim. Sallanmanın verdiği ivmeyi kullanarak kendimi yukarı atmayı denedim. Yetersizdi ancak uyuşmuş bacağıma paçalarından tutunmayı başaracak kadar da iyi bir denemeydi. Adeta kendi bedenim üzerine tırmanarak dala ulaştım. Nefes nefese kalmıştım. Biraz soluklandıktan sonra kendimi iyice çekerek dalın üzerine oturdum. Başarabildiğim için memnumdum. Hızlıca çantamdan çıkarttığım çakımla sarmaşığı kesmeye başladım. Göründüğünden çok daha sağlamdı ve bu hale gelmesi için üç ya da daha fazlasının birbiri üzerine örülerek sağlamlaştırıldığını anladığımda bunun insan müdahalesi olduğunu anladım. Sarmaşıkları teker teker kestim, Kalan sonuncuyu da burnumun ucundan ter damlarken kestim ve kurtuldum. Artık özgürdüm. Tuzaktan kurtulmuş gibi görünüyordum. Şimdi çözmem gereken şeyse aşağı nasıl ineceğimdi.

Güneşin doğmasını beklemek verilecek en iyi karar! diye düşündüm. Hem şimdi aşağı insem ne olacak? Bu sayede diğerlerinden kurtulmuştum. Sadece vaktin geçmesini beklemem gerekiyordu. Sonra bir şekilde aşağı inebilirdim.

GÜNDÜZ SERBEST (Tamamlandı)Where stories live. Discover now