Bölüm 4: Ev Sahipleri ve Gardiyan

149 53 64
                                    



Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.



"Daha ilk geceden mi? Ciddi misin? Tüm bunlara biz mi sebep olduk yoksa böyle olması mı gerekiyordu?"

"Bilemiyorum Hazel, bilemiyorum. Ne yalan söyleyeyim, ben de senin kadar şaşkınım. Bu adamı bu kadar özel yapan ne anlayamıyorum..."

"Her şeyi anlatmamız gerektiğine emin miyiz? Ben bu konuda hiç istekli değilim." Elindeki parşömenleri sımsıkı kavradı.

"Ev Sahipleğimizin talimatları açık. Ne biliyoğsak ne kadarını keşfetmişsek ona aktağmak zorundayız. Belli ki bu yabancıyla biğlikte yeni bir seviyeye geçtik. Neden bu olaydaki fırsatı göğemiyorsunuz?"

"Demek arada sırada böyle süslü cümleler de kurabiliyorsun he?" dedi bir önceki ses. Selahattin araya girmese yumruk yumruğa kavga etmeye çoktan hazırdılar.

"Bu bir fırsat mı yoksa kötü olayların başlangıcı mı inan bilemiyorum. Her halükârda düzenimiz değişecek. Hepimizin yakın zamanda evden kovulacağını düşündüğümüz adam şimdi kalmamız için tek sebep. Bu aklıma hiç yatmadı."

"Aklına yatsın yatmasın, talimatlağ açık. Siz de okudunuz! Soğgulayanlağın ya da talimatlara uymayanlağın başına neleğ geldiğini gayet iyi biliyoğsunuz değil mi? O çığlıklar, ah buğadan ayrılmamak için heğ şeyi yapağım. Heğ şeyi!"

"Peki ya..." dedi çekinik güzel bir ses. "Henüz hazır değilse? Zaten bize deliymişiz gibi bakarken ki haklı olduğunu hepimiz biliyoruz, bir de bunca şeyi nasıl kaldıracak?"

"Merak etme." dedi hemen yüzümün önünde nefesini hissettiğim Selahattin'in sesi. "Bu en az meraklandığım şey. Gardiyanı gören, tanrım onunla yüzleşen biri her şeye hazır hale gelir!" Konuşmaya devam etmek isteyen birine eliyle sus işareti yaptı.

"Misafirimiz bir süredir nefes almıyor."

"Ne öldü mü? Nasıl oluğ? Ev sahipleği bize neleğ edecek! Çocuk geğçekten öldü mü?" diye omuzlarımdan sarstı çelimsiz, panikleyen bir çift el.

Selahattin gülerek "Belli ki uyandı, neden gizlice dinlemek yerine gözlerini açıp bizimle konuşmuyorsun?" diye sordu.

Göğüs kafesimin hareketsizliğinden anlamış olmalıydı. Yakalanmıştım. Gözlerimi açmaksızın derin derin nefes alıp verdim.

"Bunu yapamam!"

"Neyi yapamazsın, hadi ama konuşacak çok şeyimiz var ama sen bunu zaten biliyorsun."

"Bu saçmalıklar son bulana kadar hiçbir şey yapmamaya kararlıyım. Ben dün gece öldüm, nasıl öldüğümü biliyorum ve gördüğüm o şeyler, ağzıma dolan kan, hala tadını alıyorum. Şimdi nasıl nefes alıyor olabilirim? Nasıl sizle konuşuyor olabilirim? Bedenim, bedenim parçalanmıştı tıpkı aciz, küçük bir balık gibi yakalandım anlıyor musunuz? O sebepten ben almayayım. Gözümü açtığımda göreceğim şeyden çok korkuyorum."

GÜNDÜZ SERBEST (Tamamlandı)Where stories live. Discover now