1.8

697 103 62
                                    

-yorum, yorum, yorum...


"Önce üzerini değiştirmemiz lazım." deyip benden uzaklaşmıştı. Elinde bir kaç parça kıyafetle döndüğünde yüzünü buruşturarak bana bakmış "Olmayacak böyle duş alman lazım." demişti.

Kafamı iki yana sallarken çoktan beni yataktan kaldırmıştı bile. Kucağından inmeye çalışıyordum ama ne hareket edecek halim ne de konuşacak halim vardı. Sadece uyumak istiyordum şuan.

"Uyumak istiyorum."

"Yıkayayım seni önce sonra ağrı kesici içip uyursun güzelim."

"Beni küvete bıraksan yeterli."

"Pek öyle görünmüyor nedense."

Klozetin üzerinde otururken Jeongin suyu ayarlamaya çalışıyordu. Ayağa kalkıp bir kaç kere yüzüme soğuk su çarptım. Tamamen kendime gelmemiş olsam da en azından biraz daha iyiydim.

"Çıkabilirsin Jeongin."

Ses tonumun sarhoşluktan uzak ve net çıkması sanırım ne kadar ciddi olduğumu göstermişti ki geldiğinden beri dediğim her şeye cevap veren Jeongin kafasını sallayıp çıkmıştı banyodan.

Suyun buz gibi olması duş almamı beş dakikaya falan indirmişti sanırım. Sarhoşluğumun nedense tamamen geçtiğine emindim ama geriye muhteşem bir baş ağrısı ve aç bir karın bırakmıştı. Kıyafetlerim odada olduğu için havluya sarılıp Jeongin'e görünmeden -ki evden gitmiş olma ihtimali de var ama gitmeyip salonda beklediğini düşünüyorum- odama koşmaya başladım.

Ta-da.

Jeongin'in beni odamda bekleyeceği ihtimalini düşünmediğim için arkama bakmadan koşarak gelmiştim.

"Şey ben çıkıyım, sen giyin. Kahve yapmamı ister misin?"

"Hayır açım."

Bir şey demeden odadan çıkmıştı bende yatağın üzerindeki eşofmanı giyinip üstüme de sadece kırmızı hırkamı giyip fermuarını çekip odadan çıktığımda mutfakta sandviç hazırlayan Jeongin gördüm.

"İlaçları bulamadım." dediğinde cevap vermeden buzdolabının hemen yanındaki çekmeceden ağrı kesici çıkarıp içmiştim.

Sandviçi önüme koyduğunda "Gerek yoktu ama sağ ol." diyerek yemeye başlamıştım. Hafifçe gülümsedikten sonra yanımdaki sandalyeye oturmuştu.

"Neden geldin?"

"Onun sana bir şey yapmasından korktuğum için. Soobin denen o şerefsizle görüşmeni istemiyorum."

"Sebep?"

"İyi biri değil çünkü sana zarar vermek istiyor ve ben senin zarar görmeni istemiyorum."

"Kıskandın mı Soobin'i? O yüzden mi geldin?"

"Sana zarar vermesinden korktuğum için geldim, lütfen onu-"

"Kötü biri değil o, bana zarar vereceğini sanmıyorum ve kendimi koruyabilirim."

"Senin sandığın gibi biri değil Soobin."

"Ne kadar tanıyorsun ki onu? Sırf benim yanıma geldi diye kötü biri mi oldu?"

"Hayır Hyunjin anlamıyorsun, bilmediğin şeyler var."

"Anlat o zaman bana."

"Yemeğini ye önce, sonra konuşuruz."

Aç olmama rağmen iştahım kaçmıştı yarım kalan sandviçi tabağa geri koyup masadan kalktım. Balkona doğru giderken Jeongin arkamdan geliyordu. Oflayarak.

Sigaramı yakarken "Anlat Jeongin, neden peşimi bırakmadığını buna rağmen benimle neden olmadığını anlat. Ya da nasıl bir korkak olduğunu da anlatabilirsin." diye tısladım.

Paketten sigara alarak beni şaşırtmıştı.

"Aptal bir korkak olduğum doğru. "

"Kendini bilmen güzel."

"Her hareketinle beni kendine çekiyorsun Hyunjin, senden uzak kalmak çok zor."

"Tamamen senin tercihindi."

İki sigaranın da dumanı küçücük ve yarısı kapalı balkonu doldurmuştu. Gözlerimi kısarak ona baktım ve göz göze gelmemizle kafamı gökyüzüne çevirdim, dolunay vardı.

"Tercih değildi Hyunjin."

"Bana bir şeyleri açıklamayacaksan siktir git Jeongin. Üstü kapalı konuşman yeterince canımı sıkıyor."

"Açıklayabilseydim açıklardım."

"Peki, beni Soobin'le görmeye alışsan iyi edersin."

Sinirle sigarasını söndürmüş ve iki elini de saçlarına geçirmişti sanki saçlarını yolmak ister gibiydi. Ben de sigaramı söndürdüm. Jeongin aniden ayağa kalkıp dudaklarıma yapıştı. Onu itmeye çalıştım ama pek başarılı olamadım. Öpüşmüyorduk, sadece dudaklarını dudaklarıma bastırıyordu ve bu bile kalbimin dengesini alt üst ediyordu.

Her şeye rağmen hala Jeongin'i seviyordum. Vücutlarımız çok yakın olduğu için kalp atışlarımı hissetmiş olmalı ki elini kalbime götürdü. Dudaklarını dudaklarımdan çekmişti ama yine de çok fazla yakınımdaydı.

"Kalbinin benim için böyle attığını bilmek çok hoş."

Diğer eli ise yanağıma gitmiş narince okşuyordu. Kırgın olduğumu unutmamama rağmen ona karşı koyamıyordum. Tüm dengemi alt üst ediyordu.

"Soobin'i kıskandığın için böyle yapıyorsun, o gün barda da kıskanmıştın."

Hafifçe gülümsedi.

"Kuzenini kıskanmadım tabi ki. Ayrıca Soobin'in kötü biri olduğunu ve sana zarar verebilecek biri olduğunu söyledim güzelim ondan uzak durmalısın."

Kuzenim olduğunu nerden bildiğini sorgulamayı sonraya bıraktım. Dediklerine cevap vermemiştim. Sadece Soobin kötü deyip duruyordu geldiğinden beri. Hırkam boynumdan düşmüş vücudumun bir kısmını gözler önüne seriyordu. Jeongin bir eli boynumda gezinirken diğer eliyle önüme gelen sarı saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdı.

"Benimle randevuya çıkar mısın Hwang Hyunjin?" 

"Benimle randevuya çıkar mısın Hwang Hyunjin?" 

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.



tipe bak yicem 

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

tipe bak yicem 


-nasıl ilerliyor fic? 

night airglow | hyunin ✓Where stories live. Discover now