50. Bölüm

2.7K 246 6
                                    

Karla başlayan bir haftadan selamlar🤓

Keyifli okumalar...

Bölüm Şarkısı: Kuytu- Ada

YİĞİT

"Döndü!" Tek bir mesaj kalbimi karnaval yerine çevirmeyi başarmıştı. Sezen, Birce'nin uçağı İstanbul'a iner inmez bana mesaj atmış olmalıydı. Günlerdir beklediğim o an sonunda gelmişti.

Biricik'le aynı şehirdeydik!

Mesaj geldiğinde annem ve Yaren'le akşam yemeği yiyorduk. Telefonum bir an için titredi ve gözlerimi ekrandaki bildirimden alamadım. Birce'nin döndüğü gerçeği zihnimde birkaç kez yankılandı ve bu gerçek iki yıldır pek de gülmeyen, paslanmış dudaklarımı genişçe yüzümün iki yanına çekmeyi başardı. 

"Hayırdır oğlum?" dedi annem soru soran gözlerle yüzüme bakarken. "Birkaç gündür sen de bir haller var. Şimdi de gülümsüyorsun."

"Evet abi. Hakikaten bu gülümsemeyi neye borçluyuz?" Yaren de merak konusunda annemden eksik kalmazdı.

İkisini de daha fazla meraklandırmak istemiyordum zira iki senedir her gün benim için endişe etmekten yorulmuşlardı. Sorularına "Birce döndü!" diye yanıt verirken sesimin titremesine engel olmaya çalışıyordum. 

Annemin bakışlarına tanıdık bir hüzün çökerken şefkatle "Oğlum," dedi. "Kabul etmek istemiyorsun ama Birce başkasıyla evli. Onunla ilgili boş umutlar beslememen lazım." Annem ve Yaren, Birce ile aramızda olanları bildiklerinden bir şansımız olmadığına inanıyorlardı. Onlara göre de Birce'nin gururuyla oynayarak büyük bir hata yapmıştım ve sonra Birce'yi kaybederek bu hatanın bedelini çoktan ödemiştim.

Yaren "Abi neden kabullenemiyorsun bu gerçeği?" diyerek annemi destekledi. "Birce ablayı unutup kendi yoluna bakman gerekiyor. Evli bir kadının peşinden koşacak kadar delirmiş olamazsın, değil mi?"

Delirmiştim!

Hiçbir şeyin güllük gülistanlık olmayacağını biliyordum. Birce beni ömrümüzün sonuna kadar affetmeyebilirdi ve o adamın eşi olarak kalmayı tercih edebilirdi. Evli olması elbette ki çok büyük bir sorundu ancak şu noktada bu konu ikinci planda kalıyordu. Biricik başkasının karısıyken ona yaklaşamayacağımı ve ona dokunmaya hakkım olmadığını unutmam ne mümkündü! Şimdilik tek arzum ona kendimi dinletebilmekti. Sözlerimin ona ulaşacağını bildiğim sürece aramızdaki mesafelere bile tahammül edebilirdim.

Birce ile aramıza bu mesafelerin girmesine neden olan insanlara duyduğum öfke de Sezen'le konuştuktan sonra büyümüştü. Sude ve Mert'le yüzleşmeden önce Murat'la konuşmak istemiş ve bu konuşmadan eli boş ayrılmıştım. Murat ikisinin de bana böyle bir kötülük yapacağına inanmıyordu. Yine de pes etmemiş ve bir şeyler öğrenebileceğim tek insanın peşine düşmüştüm. Birce'nin yakın arkadaşlarından Bahar bir öğle arası benimle kahve içmeyi kabul ettiğinde dünyalar benim olmuştu.

"Benden nefret ettiğini biliyorum Bahar." Sesim utangaç bir fısıltı halindeydi. "Ama bilmem lazım. Birce olanları nasıl öğrendi? Sude ona neler anlattı? Bunları tam olarak bilmezsem kafayı yiyeceğim."

Bahar soruma cevap vermeden önce bambaşka bir soru sordu. "Birce'ye gerçekten aşık mısın?"

Hiç tereddüt etmeden Bahar'ın gözlerinin içine baktım. "Çok aşığım. Ölesiye aşığım ona. Evli olduğunu bile bile hala umudumu kesmeyecek kadar çok Bahar." Sözlerimin bitiminde gözlerimin dolmasına engel olamadım. Bahar da cevabıma inanmış olacak üstelemeden Birce'den duyduklarını kısaca özet geçti.

Beni Sen İnandır (Tamamlandı)Où les histoires vivent. Découvrez maintenant