38. Bölüm

2.8K 247 8
                                    

Herkese selamlar💜 Umarım haftanız güzel geçiyordur. Çok bekletmeden yeni bölümü paylaşıyorum, hepinize keyifli okumalar dilerim

Düzenli olarak oylarını esirgemeyen okuyucularıma da teşekkür ederim🧡

BİRCE

Babamın son yurtdışı seyahatinden bana hediye olarak getirdiği mor saçlı bez bebeğe hala bir isim bulamamıştım. Altı yaşında küçücük dünyamın en büyük sorunu buydu. Çünkü bir kardeşim olamayacağını öğrenmiştim ve elimde bir kardeşe en yakın olabilecek şey kırmızı yanaklı, mor örgülü saçlarıyla bu bebekti. Zira kardeşiniz olabilmesi için annenizle babanızın birbirini sevmesi gerekirdi. Benimse... Annem ve babam pek iyi anlaşamıyordu. Yani hiçbir zaman kardeşim olmayacaktı.

"Buse ya da Bengü nasıl sence bebekçik?" Ona isim bulana kadar bebekçik demeye karar vermiştim. "Biricik olsun diyeceğim ama Nermin'im bana öyle sesleniyor." Sonra da iç çekerek ofladım. "İsme karar vermek neden bu kadar zor ki?" İsim meselesini öyle ciddiye almıştım ki günlerdir duyduğum her isme kulak kesiliyordum. Anneannem adımın B harfi ile başladığını ve yine öyle başlayan başka bir ismin kardeşimle ikimize çok uyumlu olacağını söylediğinden arayışlarım bu yöndeydi.

"Birce'm ne yapıyorsun?" diye sordu babam elinde iki tane dondurma külahıyla. "Hadi gel, bahçede yiyelim dondurmalarımızı."

"Olmaz babacığım," dedim bakışlarımı bebekçikte tutarak. "Şimdi çok önemli bir işim var."

Babam yatağımın ucuna otururken merakla sordu. "Dondurma yemekten önemli ne işin var güzelim? Sen çok seversin dondurmayı."

"Bebekçiğe isim arıyorum," dedim gözlerimi babamın çikolata kahvesi gözlerine dikerken. "B harfiyle başlaması lazım ve kız kardeş ismi gibi olması lazım."

Altı yaşında bir çocuk için fazla ciddi duran görüntüm babamı neşelendirmişti. "Neden peki?"

Utanarak babamdan gözlerimi kaçırırken "Benim hiçbir zaman bir kardeşim olmayacak, bunu biliyorum." dedim. "Bir kız kardeşim olmasını çok istiyordum çünkü Nida arkadaşım evde kız kardeşiyle çok eğlendiklerini söylemişti. Ama Eren arkadaşım da kardeşin nasıl olacağını söyleyince benim kardeşim olamayacağını anladım."

"Şu Eren arkadaşın sana tam olarak ne anlattı?" Haklı olarak küçük kızının çocuk yapma meselesi hakkında neler bildiğini merak ediyordu.

"Anne ve babanın birbirine bağırmaması ve çok sevmesi gerekiyormuş. Siz annemle birbirinizi sevmi..." dedikten sonra elimle ağzımı kapattım. Ne kadar gerçekçi bir çocuk da olsanız annenizle babanızın birbirlerini yeterince sevmediğini dile getirmek her zaman zordu. Çok zor.

Babamın da söylediklerimle gözlerinin dolduğunu fark ettim. Yine de bu konu hakkında bir şey söylemedi. "Bade'ye ne dersin?" diye sordu yalnızca. "Bebekçiğin adı Bade olsun mu?"

"Bade, Ba de." İsmi birkaç kez sesli tekrarladığımda çok hoşuma gittiğini fark ettim. Sonra da neşeyle kollarımı babamın boynuna doladım. "Bade çok güzel oldu. Şimdi Bade, sen ve ben dondurmaları yiyebiliriz."

"Bence de çok güzel oldu," diye mırıldandı babam. "Bade ve Birce."

Bense yalnızca bebekçiğin adına karar verdik sanıyordum. Varolacak bir kız kardeşin adını seçtiğim aklımın ucundan bile geçmemişti.

Beni Sen İnandır (Tamamlandı)Where stories live. Discover now