Çember Kırılana Dek 2

Hamile

"Ee söyle bakalım. Seni buraya hangi rüzgar attı?" diye soran Athena'ya "Size bir şey danışmak istiyordum.

"Nasıl bana söylemeden Aksel ile yakınlaşırsın?" diye araya giren Zagreus'a "Asıl niye sevdiğim adam ile yakınlaşacağımı sana söyleyeyim?" diye sordum.

"Kalbim çok kırıldı, Alya. Artık birlikte olamayız." diyen Zagreus'a "Khione sana nasıl katlanıyor? Anlamıyorum." dedim.

Zagreus tam konuşacakken Afrodit, "Alya sen devam et." dedi.

"Dün gece Aksel ile yakınlaştıktan sonra uyanınca içimde tuhaf bir his oluştu. Daha önce hiç böyle hissetmemiştim." dedim.

Athena merakla "Nasıl bir his?" diye sordu.

"Böyle garip. Daha önce hiç yaşamadım. İçimde sonsuz bir güç oluştu gibi hissediyorum. Sanki eksikmişim de tamamlanmışım gibi, hayatın anlamını bulmuşum gibi... Garip." dedim.

Athena bu dediğime tebessüm ederek "Hamilesin." dedi.

Şaşkınlıkla "Ne?" diye bağırdım.

"İlk seferimde, seferimizde. Hamile mi kaldım? Nasıl? Yani şu an içimde yarı tanrı bir çocuk mu var? Hamileyim yani, hani şu doğurmalı olan." dedim.

"Başka bir hamilelik olduğunu düşünmüyorum." diyen Zagreus'u takmadan "Nasıl?" diye mırıldandım.

"Kronos, kral babası Uranos'u devirirken, bir orakla babasının cinsel organını kesti ve kesilen organ denize düşünce ben doğdum. Bence seks yapmanın sonucunda hamile kalman hiç tuhaf değil, Alya." dedi Afrodit.

"Evet, haklısınız. Yine de çok tuhaf. On sekiz yaşımı dolduralı iki ay daha olmadı." dedim.

Athena bu dediğime gülerek "Ne hissettiğini anlıyorum, Alya." dedi.

"Peki, hamilelik işi nasıl oluyor?" diye sordum.

"Herkeste farklılık gösteriyor." diyen Afrodit ile "Peki süresi?" diye sordum.

"Yarı tanrı çocukları genellikle daha uzun süre karında durur. Babası insan olduğuna göre hamileliğinin dokuz ay sürmesi yüksek bir ihtimal. Yine de suyun birkaç ay daha erken gelebilir." diyen Athena ile "Anladım." diye mırıldandım.

Zagreus, "Dayı mı oluyorum?" diye sorunca "Öyle oluyor." dedim.

Afrodit, "Şu insan terimlerini hala kullanıyor musun, Zagreus?" diye sorunca Zagreus, "Yıllar boyunca insan ruhları ile takıldım. Bırakması zor." dedi.

"Şey yardımlar için teşekkür ederim. Gidip Aksel ile konuşmam gerekiyor." dedim.

Zagreus, "Gelmemi ister misin?" diye sorduğunda "Ne gerek var? Ben giderim." dedim.

"Tamamdır, görüşürüz." diyen Afrodit'in ardından "Lütfen şu hamilelik işini kimse bilmesin. Özellikle tanrı Hades. Ne tepki vereceğini kestiremiyorum." dedim.

"Kimseye demeyiz." diyen Athena ile gözlerimi kapattım ve "Perdesizler Kampı." diye içimden geçirdim.

Kulübemize ışınlandığımda "Aksel!" diye seslendim.

Öğleyin olmuştu. Bu kadar zaman fark etmesi tuhaftı.

Aksel koşarak yanıma geldiğinde "Bir gündür yoksun, seni çok merak ettim. Nasılsın? İyi misin?" diye sorduktan sonra cevap vermeme izin vermeden bana sarıldı.

Gülerek "Sen beni çok mu özledin?" diye sordum.

Zamanın biraz daha yavaş geçtiğini unutmuşum. Bu kadar zaman geçeceğini düşünmemiştim.

"Tabii ki çok merak ettim. Bir şeyler yedin mi?" diye soran Aksel'e "Hayır, yemedim." dedim.

"Bir şeyler hazırlayayım mı?" diye soran Aksel ile "Buralarda piknik yapabileceğimiz bir yer var mı?" diye sordum.

"Ormanın içindeyiz." diyen Aksel ile gülerek "Doğru, o zaman ben birkaç şey hazırlayayım." dedim.

"Metehan ve Ebrar birlikte yürüyüş yapıyorlardı." diyen Aksel'e "Yalnız da piknik yapabiliriz." dedim.

"Doğru." diyen Aksel'e gülümseyerek "Gece uyumadın, değil mi?" diye sordum.

"Seni merak ettim." diyen Aksel'e "İstersen yatıp dinlenebilirsin. Pikniği sonra yaparız." dedim.

"Saçmalama. İki dakika tişörtümü değiştirip geliyorum." diyerek odasına giden Aksel ile gülümsedim.

Alt dolaplardan birinde örtü ve sepet bulunca içine bulduklarımı sıkıştırdım.

Aksel'e piknikte hamile olduğumu söyleyecektim.