Çember Kırılana Dek 2

Öptü

"Metehan'ı yalnız mı bırakacaksın, Alya?" diye soran Aksel ile gözlerim doldu.

Onu çok özlemiştim. O... o şu an karşımdaydı.

Koşarak yanına gitmeyi denesem de aramızdaki mesafe azalmıyordu.

"Niye sana ulaşamıyorum, Aksel?" diye sordum.

"Çünkü bunların hiçbiri gerçek değil." dediğinde sol gözümden bir yaş aktı.

"Peki sen gerçek misin? Seninle mi konuşuyorum Aksel?" diye sordum.

"Bilmiyorum. Gerçek miyim? Sen söyle Alya." diye cevap verdiğinde "Artık Hades'in diyarında, sadece bir ruhsun." dedim.

Aksel, "Yani?" diye sorduğunda "Sadece bilinç altının bana bir oyunu bu." dedim.

"Evet, öyle." dedikten sonra bir anda ortadan kaybolunca "Aksel!" diye bağırdım.

"Efendim." diye arkamdan gelen ses ile hızla sesin geldiği yöne döndüm.

Aksel ile burun buruna geldiğimde titreyen elimi yanağına doğru yaklaştırdım.

Aksel gözlerini kapattığında elimi yanağını koymuştum.

Hafifçe yanağını okşarken gözlerimi kapattım.

Sadece onu hissetmek istiyordum.

Kokusu burnumun en ücra yerinde bile hissedilirken rahatlamıştım.

"Yanıma mı gelmek istiyorsun Alya?" diye sorduğunda kafamı "evet" anlamda aşağı yukarı salladım.

"İstemesem de geleceğim. Titanlar öyle istiyor." dedim.

Aksel'e baktığımda yanağındaki elimi eliyle tuttu ve yavaşça indirdi.

Yüzünün her yerini zihnime kazırken "Normal bir rüya olsa bu derece bilincinde olamazdım. Neler oluyor?" diye sordum.

"Tanrılardan bir jest diyebilirim."

Aksel'in verdiği cevabın üzerine tebessüm ettim.

"Alya, bu beni son görüşün olabilir." diyen Aksel'e "Hayır, öleceğim ve yanına geleceğim. Hadi ölmedim diyelim, bu işlerin hepsi bittikten sonra yanına geleceğim. Belki sen bunun algısında olmayacaksın fakat ben seni doya doya izleyeceğim. Sana doyamayacağım ama hep senin olacağım." dedim.

"Beni sadece seyretmek ile yetinecek misin? Önemli birisin, Alya. Özellikle benim için... Çok önemlisin. Benim yerimi alan kişi de fena birine benzemiyor."

Aksel'in ağzından çıkan laflara sinirle "Saçmalama! İlk olarak seni sadece düşleyerek bile yetinirim. İkincisi kimse senin yerini alamaz." dedim.

"Bana bir daha dokunamayacaksın Alya." diyen Aksel'e "Bazı şeyler olmasa da olur." dedim.

Aksel bana gülümserken "Müsaade var mı?" diye sordu.

Ne için izin istediğini anladığımda "Sormana gerek bile yoktu." dedim.

Aksel yüzümü elleri arasına alırken sessizce yutkundum.

Aksel'in dudaklarını dudaklarımda hissettiğimde gözlerimi kapattım...

Gözlerimi açtığımda bana endişeyle bakan Metehan ve Zagreus ile karşılaştım.

Yanaklarımda taze bir ıslaklık, gözlerimde bir ağrı vardı.

Hava karanlıktı ve ışıklar kapalıydı. Yine de otel odasında olduğumuzu fark etmek zor olmadı.

Metehan merakla "İyi misin?" diye sorunca "İyiyim." dedim.

"Bunu en son dediğinde bayılıp kaldın." diyen Zagreus'a "O zaman ile şimdiki zaman farklı." dedim.

Zagreus, "Az önce de uykunda ağlayarak Aksel'i sayıklıyordun." dediğinde yanaklarımdaki ıslaklığın sebebini anlamıştım.

Metehan, "Şey uyandığına göre benim tuvalete gitmem lazım." diyerek banyoya kaçtığında gülümsedim. Hala rüyanın etkisindeydim.

Kafam öne doğru eğik iken "Sizi korkuttuğum için üzgünüm." dedim.

"Sorun yok, Alya. Sadece doğruyu söyle, iyi misin?" diye sordu Zagreus.

Gözümden tekrar yaşlar akmaya başladığında "Değilim." dedim.

"Rüya da onu gördüm. Çok gerçekçiydi. Gülümsedi, kokusunu aldım, konuştuk, o..." dedim ve duraksadım.

Zagreus merakla "O, ne?" diye sordu.

"Öptü beni."

Zagreus aldığı cevaptan ötürü bozulduğu belli olsa da çaktırmamaya çalıştı.

"O hayattayken birlikte olamadık. Şimdi rüyamda beni öpmesi... Hiç gerçekleşemeyecek bir hayaldi." dedim.

"Biraz sonra hava aydınlanacak ve Arioun ve Pegasus geri gelecek. O zamana kadar biraz konuşup dertleşmek ister misin?" diye sordu Zagreus.

"Galiba buna çok ihtiyacım var." diye itiraf ettim.