Özlemiştim

2.2K 231 80
                                    

Kalan iki ruha baktım. Üvey annem ve babam.

Ne yapacağımı bilemezken "Selam." dedim.

Annem gülümseyerek "Selam." dediğinde yüzüme bir gülümseme oturdu.

Babam, "Ben dayanamayacağım." diyerek bana sarıldığında ikimiz de gözyaşlarımıza hakim olamadık.

Titreyen sesimle "Her şey benim yüzümden oldu. Ölümünüzden ben sorumluyum." dedim.

Babam gözümden akan yaşları eliyle sildi ve "Öldüğümüz andan beri seni izliyoruz ve senin kullandığın bir cümleyi tekrar etmek istiyorum. "Birisinin öleceği zaman bellidir. Sadece koşullara göre sebebi değişiklik gösterir." Güzel kızım, annen ile ömrümüz bu kadarmış." dedi.

"Siz olmadan ne yapacağımı bilmiyorum, hayatımın her anında vardınız." dedim.

"Son birkaç ay çok güzel idare ettin. Buna devam edebilirsin." diyen anneme "Ama işler karışık diye oldu bunlar. Şimdi hayatım durgunlaştı. Eksikliğiniz çok belli olacak." dedim.

Annem; Aksel ve Metehan'a baktı ve "Onlar bizim yerimizi dolduracak." dedi.

"Kimse sizin yerinizi dolduramaz, anne." dedim.

Babam bu dediğimi duymamış gibi yaparak Aksel ve Metehan'a "Siz de yanımıza gelin çocuklar." dedi.

İkisi de yanımıza gelince babam, "Ölü olabilirim ama kızımın kılını zarar gelsin, sana musallat olurum." dedi.

Bu sözü Aksel'eydi.

"Onu üzmeye kıyamam ki." diyen Aksel'e baktığımda bana bakarak gülümsüyordu.

"Ayrıca baba, musallat olamazsın. Öyle bir özelliğiniz yok." dedim.

Babam kısa bir süre düşündükten sonra "Tanrı Hades, benden daha beterini yapar." dedi.

Metehan çekinerek "Tanrı Hades'i işin içine karıştırmasak, olmaz mı? O tanrıdan hala çok korkuyorum." dedi.

Babam, Metehan'ın bu dediğine gülerken annem, "Çocukları korkutmayı bırak." diye babamı uyardı.

Babam, "Bir şey demiyorum." dediğinde gülümsedim.

Bu tatlı çifti çok özlemiştim.

Annem gülümseyerek yanağımı okşadığında "Bu gece yanında olmayı çok isterdim." dedi.

"Ben de sizin olmanızı çok isterdim. Yine de Aksel ve Metehan bana eşlik edecek." dedim.

Annem, "Benim güzel gözlü kızım. Artık vedalaşma vakti yaklaşıyor." dediğinde "Bu kadar çabuk gidecek misiniz? Olmaz." dedim.

"Her güzel anın bir sonu vardır." dediğinde "Böyle olmaz ki. Ben sizin yanınıza gelirim. Sonuçta tanrı Hades babam. Beni sizinle görüştürmez mi? Görüştürmeli." dedim.

"Alya, anla artık. Vedalaşmamız lazım." diyen annem ile gözlerim dolmuştu.

Annem iç çekti ve nasıl ortaya çıktığını bilmediğim poşeti bana uzattı.

Poşeti merakla alıp içine baktığında mezuniyette giymeyi düşündüğüm elbise olduğunu gördüm.

"Eve gitme, Alya. Her yeri kan götürüyor. Daha yenice temizleyecek. Tanrı Hades senin için eşyalarını buraya ,kampa, gönderecekmiş." dedi annem.

"Anlıyorum." diye mırıldandım.

Annem bana sarıldığında "Çok iyi bir sevgilin, can dostun var. Onların kıymetini bil. Sakın bırakma." diye fısıldadı.

"Tabii ki bilirim fakat Aksel'i kaybettiğimde ne yapacağım?" diye sordum.

Metehan, tek boynuzlu atın kanı sayesinde ölümsüz olmuştu.

Ben zaten bir tanrıçayım, ölümsüzüm.

Aksel ise bir insan. Ölümlüydü. O öldüğünde bununla nasıl başa çıkacaktım?

"Sadece akışına bırak, Alya. Her şey yoluna girecek." diyen annemin neyden kastettiğini anlamasam da "Tamam, öyle yapacağım." dedim.

"Artık gitmemiz lazım. O güzel gülümseme yüzünden hiç solmasın, güzel kızım." dedi babam.

"Söz veriyorum, solmayacak." dediğimde yavaşça kaybolan annemler ile derin bir nefes verdim.

Bana bakan Aksel'e "Galiba sadece mezuniyet balosu için hazırlanmamız lazım. Diğer işler iptal oldu." dedim.

"Öyle gözüküyor." diyen Aksel'in elimi tuttum.

Metehan da Aksel'in koluna girdiğinde bu duruma gülümseyerek yürümeye başladım.

Metehan'ın ailesi, Nazlı, üvey annem, üvey babam, Çınar Abi ve Aslı Abla.

Bunlar kaybettiğimiz insanlardı.

Her şeye rağmen "Mutlu Son" dedikleri o anı tatacağımıza eminim.

Çember Kırılana Dek 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin