Çember Kırılana Dek 2

Mantıklı

"Olabilir. Sonuçta o tanrıların ve insanların babası ama henüz kalbini yitirmemiş derken neyden bahsediyor?" diye sordum.

"Zeus acımasız olmasına rağmen arada vicdanlı olabiliyor. Belki bundan bahsediyordur." dedim.

"Ya da kalpsiz olduğunu düşündüğün bir tanrıdır." diyen Metehan ile "Tanrı Hades mi?" diye sordum.

Metehan, "Evet." dediğinde "Peki baba kısmı Zeus'u mu ilgilendiriyor, Hades'i mi?" diye sordum.

"Zeus'u yorumladık. Hades'i de yorumlayalım." dedi Zagreus.

Kısaca Hades'in ailesini düşündüm.

Hades, her ikisi de Titanlar olan Kronos ve Rhea‘nın oğluydu.

Beş kardeşi vardı. Bunlar: Poseidon, Zeus, Hera, Hestia ve Demeter.

Toplamda üç kız üç erkek kardeşlerdi.

Persephone ile evliydi ve aşk hikayeleri efsanelere konu olmuştu.

Bir gün Persephone dostları ile çiçek toplamaya gider.

Çiçekleri toplarken arkadaşlarından biraz uzaklaşır ve tam o sırada oldukça güzel, göz kamaştırıcı bir nergis çiçeğiyle karşılaşır.

Bu çiçek oraya Zeus tarafından yerleştirilmiştir ve ışıl ışıl parlıyordur.

Çiçeğin güzelliğinden, ışıltısından gözleri kamaşan Persephone çiçeği koparmaya gider ve her şey o an gerçekleşir.

Çiçeğe doğru elini uzattığında anda yer yarılır ve Hades siyah atlı arabasıyla yarıktan çıkarak hoşlandığı Persephone’u kaçırır.

Persephone'nin asıl ismi Kore'dir fakat Hades, Persephone ismini, onu yeraltına kaçırdıktan sonra vermiştir.

Kaçırılan Persephone orada, Hades'in sunduğu nardan biraz yedikten sonra, "Ölüler ülkesinde bir şey yiyenlerin yeryüzüne çıkma hakları alınabilir." kuralı nedeniyle, ölüler ülkesinde kalmak zorunda kalmıştır.

Demeter kızını aramak için yollara düşer ancak onu hiçbir yerde bulamaz.

Bundan ötürü yaşadığı üzüntü öyle büyük olur ki hayata küser.

Sonunda her şeyi gören ve bilen güneş tanrısı Helios ona kızının yer altına Hades tarafından kaçırıldığını söyler.

Bunun üzerine Demeter Olimpos’tan kaçar, yüreği sızlayarak ıssız bir yere çekilir.

Onun küsmesinin üzerine toprağın bereketi kalmaz, insanlar kıtlık tehlikesine uğrarlar.

Zeus onu hayata barıştırmaya çalışır, ancak Tanrıça Demeter yalvarmalara kulak vermez.

Bütün yalvarmalarının boşa gittiğini gören Zeus, en sonunda Persephone’nin yılın üçte ikisini yani çiçek açma ve meyve zamanını, anası Demeter’in, geri kalan üçte birini, yani kışı da kocası Hades’in yanında geçirmesini karar verir.

Böylelikle toprağa yeniden bereket gelir.

Persephone her yeryüzüne çıktığında, Demeter yeryüzüne baharı getirir.

Persephone, Hades'in eşi ve ölüler ülkesinin tanrıçası olmuştur fakat doğan hiçbir çocuğu Hades'ten değildir.

Hades'in ondan çocuğu olmaz.

Sen gidip baharın gelmesini sağla, kocana bir tane bile çocuk verme. Ayıp.

"Alya yine Dünya'dan koptun." diye kolumu dürten Metehan'a "Pardon, dalmışım. Sadece düşünüyordum." dedim.

"Hades'in çocuğu yok, baba kelimesi onun için kullanıldıysa farklı bir anlamı olmalı." dedi Zagreus.

"Belki de bu cümle hem Zeus'u hem Hades'i kapsıyordur." dedim.

"Olabilir, mantıklı." dedi Zagreus.

"O zaman son cümleye geçelim. "Persephone vermişti ilk kez ona bir can,
Şimdi yaralı ikisinin de yüreği." diyor. Kafamı en çok karıştıran bir cümle." dedim.

"Ona diye kast ettiği kişi veya şey ne olabilir?" diye sordu Zagreus.

Metehan'ın gerildiğini hissettiğimde "Kimliğim ile ilgili bir cevap, değil mi?" diye sordum.

"Kehanetin hepsi kimliğinde alakalı." diye cevap veren Metehan'a "Haklısın." dedim.

"Annem, tanrıça Demeter'in yanına her gittiğinde bahar açıyor. Can vermek bundan dolayı olabilir." dedi Zagreus.

"Mantıklı ama ilk kez diyor, o ne demek oluyor?" diye sordum.

"Uzun bir aradan sonra ilk kez bahar olduğu vakitte olan bir olay olabilir." diye yorumunu yaptı Zagreus.

"Mantıklı. Peki son kısım? İkisinin de yüreği yaralı diyor." dedim.

"Annem artık düzenli olarak gitmiyor, aksattığı oluyor. Bu yüzden Demeter, karısı gidip duruyor diye Hades'in yüreği yanıyor olabilir." dedi Zagreus.

"Tamam bu çok fazla oldu. Uyumak istiyorum." dedim.

"Peki, iyi uykular." diyen Zagreus'un ardından gözlerimi kapattım.