Bebeğin kutusunu, öncesinde durduğu köşeden alıp yatağa döndü. İfrini içine koyup iplerini sıkıca bağladı. Bu bebeği bir daha dışarıya çıkarmaya hiç niyeti yoktu. Onu eskiden olduğu köşeye koyacakken fikrini değiştirip gardıroba yöneldi. Kıyafetlerini çekip kutuyu içeriye koydu ve üstünü kıyafetlerle örttü.

Yatağa uzandı ve gözlerini kapattı. Biraz olsun uyuyabilmeyi dilerken çok geçmeden bunun mümkün olmadığını kavramıştı. Belirli bir saatten sonra uyanık kaldığında uykusu kaçardı normalde de. Olanlardan sonra uyuyabilmesi mucize olurdu.

Gün iki saat sonra doğana dek biraz daha düşüncelerin içinde kayboldu, bir ara kitap okumaya çalıştı. Kitaba verdiği dikkati günün ağırmasıyla dağılırken telefonu alıp saate baktı. Yediyi geçiyordu. Kilidi açınca gece gazeteci Mine Ulu ile yaptığı konuşma belirdi ekranda. Uygulama açık kalmıştı, gördüğü şey ise keyfini kaçırmıştı.

Kadın sohbeti görmüştü. Hilal cevap vermemesi üzerine köşeye sıkıştığını hissetti, tüm planı buhar olup uçarken yine de bu işin peşini bırakmaya niyeti yoktu.

Yataktan fırlayıp hazırlandı. Mevsim geçişi nedeniyle sabahları biraz serin olan havaya uygun şekilde giyinip evden ayrıldı. Neyseki ilin merkezinde yaşıyordu, bu sayede Mine hanımın çalıştığı yere çok fazla bir uzaklıkta değildi. Onu çok zorlanmadan bulabilmeyi dileyerek otobüs durağına ilerledi.

Saat sekizi geçerken haber merkezine varmıştı.  Etrafta onu sorabileceği birini ararken tam da aradığı kişiyi buldu gözleri. Elindeki kahve bardağından ara ara birkaç yudum alırken, binaya doğru yürüyordu. Kısa küt kesim koyu kahve saçları ve sade giyimi ile oldukça zarif ve güzel olduğunu düşündü. Hilal, daha fazla oyalanmadan yanına yaklaştı hızla.

"Mine Hanım!"

Yüksek sesi yolda yankılanırken kadının bakışları Hilal'i buldu. Hilal onun yüzünde gördüğü ifade ile az önceki güzel olduğuna dair içinde oluşan düşünceyi silip attı. Kadın onu gözleri ile süzerken, kibirli bir ifade takındı yüzünde.

"Birkaç dakikanız varsa konuşmak istiyorum, ya da daha sonra. Hiç fark etmez."

"Hangi konuda?" dedi karşısındaki kadın umursamazca.

"Turnalı ilçesindeki olayla ilgili."

"Vaktim yok."

Mine Hanım, biraz ileride duran taksi ile ondan uzaklaşıp yok sayarak araçtan inen kişi ile selamlaştı. Hilal sinirlense de ısrarcı davrandı.

"Tanıkların ifadesine yer vermiştiniz, kısa röportajlar yapmışsınız, en azından onların isimlerini öğrensem yeter."

"Kimin ismi?" Az önce taksiden inen kadından gelmişti bu soru. Mine'den daha ilgili davrandığı bariz bir gerçekti. Mine ise onu kolundan tutup çekiştirdi. "Geç kalıyoruz."

"Turnalı ilçesindeki cinayetle ilgili yapılan haber. Bir bebeğin varlığından bahsedilmiş. Bir koleksiyoncu olarak ilgimi çekti. Bilgi almaya çalışıyorum."

Hilal kendini açıklarken esen rüzgar ile karışan saçlarını yüzünden çekti. Kadın ise başını salladı." Senin gidemediğin olay değil mi? "diye sordu daha sonra arkadaşına.

Mine isteksizce başını sallarken arkadaşının bunu söylemesinden rahatsız olmuştu.

Hilal kafası karışık halde kalırken, insan kalabalığının ortasında kalmıştı. Binaya girmek üzere yanından geçen insanlara baktı. ." Turnalı ilçesine gidip bilgi toplayan kim?

" Bilmiyorum. "

Hilal boşa kürek çektiğine karar verirken, Mine arkadaşını da peşinden sürükleyerek içeriye girdi.

Elinde koca bir hiç vardı şimdi. Bahsi geçen kişiyi nasıl bulacağı hakkında düşünmeye başladı. Tam o anda arkasından az önce Mine'nin yanında olan sarışın kadının sesi geldi.

"Bakar mısın! Hey!"

Arkasını döndüğü anda genç kadının yalnız olmadığını gördü. Genç, uzun boylu, beyaz tenli bir erkekti. Hafif uzun kahve saçları buraya hızlıca geldiğini ele verecek şekilde karışmıştı. Ona seslenen kadın Hilal'in dikkatini çektiğini görünce yanındaki kişiye dönüp konuşmaya başladı. Hilal onlardan uzakta olduğu için duyamıyordu sözlerini. Sakin adımlarla onlara yaklaştı.

Yanlarına vardığında kadından açıklama beklercesine ona dönse de önüne uzanan el konuşmasına engel oldu.

"Merhaba," dedi sakin bir sesle. "Sanırım beni arıyorsun,"

Hilal duydukları ile birlikte rahat bir nefes alırken konuştu, "Evet, yani haberi yapan kişiyi arıyordum."

Karşısındaki erkeğin havada kalan elini kavrayıp sıkarken kendini tanıttı. "Hilal ben."

Karşısındaki kişi ise hafifçe gülümsedi, "Poyraz."

<><><><><>

Poyraz'ın başını yakar bu kız.

Poyraz'ı isteyenler vardı :) kavuştuk.

<><><><><>

|2|8|19|21|2|

SONSUZSİYAH

SREİN | Texting ލWhere stories live. Discover now