Marlena,Eve dön

328 20 20
                                    


Victoria

Ethan'ın arkasına bakınca yanlız olmadığımızı fark ettim "Hassiktir..." dedim fısıldarcasına,gözlerimi kocaman açtığa yemin edebilirim. Ethan arkasını dönüp "Fuck" demekle yetindi.
   Thomas "Victoria Damiano'dan mı hoşlanıyor? Yine mi? Bunca sene sonra? Arada ki onlarca ilişkiden sonra? Hala ona mı aşıksın Victoria?" gözlerini açmış ve ardı ardına sorular diziyordu. Ethan sus işareti yapıyordu,ikimizde Damiano'nun duymasından korkuyorduk.
   Thomas'ın yanına giderek ellerimi yalvarır gibi birleştirdim "Lütfen Thomas,bunu kimseye söyleme. Yalvarırım,sana daha sonra her şeyi en detaylı şekilde anlatacağım. Söz veririm." Thomas kimseye tepki vermiyordu,ağzı açıktı ve donmuş gibi gözüküyordu. Ethan onu kolundan çimdikledi " Thomas salak mısın? Tepki versene. Hayalet görmüş gibi davranıyorsun." Thomas sonunda Ethan'la göz teması kurarak "Bu bilgi bana çok fazla. Ben kaldıramam. Biri bana tokat at-" Ethan Thomas'ın sözünün bitmesini beklemeden ona sert bir tokat yapıştırdı,Thomas yanağını tutup "Hey acıdı!" deyip ona anlamsız anlamsız  bakınca Ethan omuzlarını kaldırıp "Sen istedin dostum. Saçmalamayı bırak"
    Damiano stüdyonun kapısını kapatırken "Ne istedi?" dedi arkası dönük bir şekilde. Onun sesini duyunca önce Ethan'a sonra Thomas'a baktım. Üçümüzde ne söyleyeceğimizi bilemiyorduk. Damiano bize dönünce kaşlarını çatarak (Kızgın bir ifade değil) ne yaptığımızı anlamaya çalışıyordu. "Markete gitmek istiyor. Ben de saçmaladığını söyledim,buzdolabı hala daha dolu." dedi Ethan olayları kontrolü altına almak istercesine. Thomas "Canım değişik bir şeyler çekiyor çünkü." dedi Ethan'ı desteklercesine,yüzünde aptal bir gülümseme vardı. "Şampuan da almamız lazım zaten,bence de gidelim." dedim çaresizce. Damiano yanımıza gelip kollarını göğüs hizasında toplayarak "Yani iki saattir bu konu üstünde mi konuşuyorsunuz? Bu arada bence de gitmeye gerek yok markete." Ellerimi biraz havaya kaldırıp 'ne yapabiliriz ki' dercesine baktım.
    Ethan anlamsız bir kaç öksürük sesi çıkardıktan  sonra "Kahvaltı? Havuz başında toplanabiliriz. Damiano sen geç otur,yoruldun sabah sabah. Biz hallederiz." Thomas ve ben kafamızı onaylarcasına salladıktan sonra
Damiano bize bakıp "Siz bir şeyler karıştırıyorsunuz." dedi. Histerik bir kahkaha atıp bir elimle Damiano'yu şakalaşırmış gibi ittirdikten Ethan avcuyla yüzünü kapattı,Damiano ise bu harekettim karşısında sadece şaşırmıştı." HA...Ha...ha. Ihm,Ethan ve Thomas biz en iyisi gidip kahvaltı hazırlayalım." dedim durumu toparlamaya çalışırcasına. Çabalarım pek bir şey ifade etmiyordu. Gerçekten neydi o hareket???
    Mutfağa doğru giden koridorda üçümüzde yürürken Ethan "O hareket neydi öyle,ben utandım." dedi fısıldayarak. Üçümüzde bir yere yetişmeye çalışırmış gibi hızlı yürüyorduk ve fısıldayarak konuşuyorduk. "Ethan,bilmiyorum farkında mısın ama gergin ortamlarda zeki olamıyorum." Thomas alayla gülerek "Sanki normal durumlarda çok zekisin."  Ona ölümcül bir bakış attım "HAHA ÇOK KOMİK SENİN YÜZÜNDEN BU DURUMLARA DÜŞTÜK." mutfağa girerken söylenmeye devam ediyordum "VERDİĞİN TEPKİYE KURTARMAK İÇİN UĞRAŞIYORDUK. GERİZEKALI." dedim sinirli bir fısıldama sesiyle.
    Ethan kahveleri hazırlıyordu,Thomas kahvaltılıkları, bense kendimi dolaba yaslamış tırnaklarımı yiyordum. Thomas bana dönerek "Victoriacım geç otur,bu kadar yorumlama gerek yok hayatım." poposunu ayağımla ittirdikten sonra "Uğraşma benimle Thomas." Ethan olduğu yerden sakince "Giorgia gelince olaylar daha da garipleşecek. Ama üzülme Vincent biz birlikte yatarız Thomas'ı salona atarız." Thomas ikimize de bakarak "Değerimi ölünce anlayacaklar. Ben tabakları götüreyim madem. Ve unutmayın ki bana bir şey olmaz." Kendimi dolaptan ayırarak " Çocuklar size bir şey söylemem lazım.Biz Damiano'yla öpüştük." Thomas elindeki tabakları yere düşürdü. Ethan "Sikeyim Thomas." dedi sinirle.
    Damiano koşarak mutfağa geldi "Siz iyi misiniz?" yerdeki kırık tabakları görünce " Thomas yine mi tabaklar?" Thomas en sonunda çıldırarak "Herkes beni suçluyor aaaa. Elimden kaydı,nemliydiler. Kimsede demiyor gariban Thomas uykusundan kalktı beyine kahvaltı hazırlamak için. Değerim gerçekten bilinmiyor." Damiano gülerek "Özür dilerim hanımım,dışardan süpürgeyi getirir misin lütfen? " Thomas kafasını sallayıp  dışarıya çıktı.
   "Büyük parçaları elimizle toplayabiliriz aslında." dedim eğilerek Damiano yüksek bir sesle " DUR! Elini keseceksin Victoria. Hepsini süpürürüz biter işte. Bir de yara temizlemeyelim." Ethan'ın Damiano'yla benim aramda giden bakışlar attığını fark ettim. Sanki kendine daha önce benim hislerimi fark etmediği için salak muamelesi yapıyor gibi gözüküyordu.
     Thomas süpürgeyi getirdikten ve ortalığı temizledikten sonra,en nihayetinde kahvaltı sofrasını kurmuştuk. Ethan ve ben yanyana oturuyorduk,karşımda Damiano onun yanında Thomas oturuyordu. Merağın içini yediğine emindim ve saçma konulardan bahsedip işi eskiden sevgili olmamıza getireceğini biliyordum. Ne yazık ki yanılmadım. "Çocuklar hatırlıyor musunuz siz sevgiliyken-" cümlenin devamını duymaya hazırlanmak için dizlerimi kendime çektim ve yüzümü elimin üstüne yerleştirdim " çok masa tenisi oynardık." Ve daha da komik olanı bizim masa tenisini o zaman oynamamızdı. Thomas cümlesine devam etti "Bu eve de mi masa tenisi alsak? Ne dersin Damiano?" Damiano'nun ağzına attığı lokma boğazına takıldı ve öksürmeye başladı. Önümdeki soğuk suyu onun önüne koydum. Tepki bile vermiyordum. Damiano suyu içtikten sonra Thomas'a dönerek "Ne alaka şimdi? Neden o kelimeye vurgu yaptın ki? Eskiden oynardık desen ne fark ederdi Thomas,gerçekten anlamsız anlamsız işler yapıyorsun." Ethan gülmemek için kendini zor tutuyordu. Thomas "Ne var canım sizde,geçmiş geçmişte kalmış.  Değil mi Victoriacım?" dedi bana göz kırparak. Elimle yüzümü kapattım "Thomas sus,sus." dedi Ethan. Thomas bozulmuş gibi sandalyesinde geriye yaslandı. Sonra ayağa kalkarak "Masayı Damiano toplasın,biz kurduk. Hadi gelin stüdyoya gidelim. Çalışmamız gerek." dedi. Ethan "Siz gidin ben Damiano'ya yardım  edeceğim." diyerek  tabağındaki kahvaltısını yemeye devam etti.
    Thomas elimden çekiştirerek "Biz gidiyoruz o zaman. Kolay gelsin." dedi ben de onlara bakarak "Görüşürüz çocuklar." deyip Thomas'ın peşinden yürüdüm. Stüdyonun kapısını kapatınca Thomas'a döndüm,yüzünde şakalardan eser kalmamış bir ifade vardı. Hiç görmediğim kadar ciddi duruyordu "Anlat bakalım Victoria."

VENT'ANNI -MåneskinWhere stories live. Discover now