Victoria
Sabah kalktığımda yatakta tek başıma olduğumu fark ettim. Yataktan kalkmaya çok üşendiğim için biraz daha yatakta yuvarlandım.Fakat artık uyuyabilecek aşamayı geçmiştim,önce oturur pozisyona geçtim ve sırtımı dikleştirdim. Saçımı dağınık bir topuz yaptım,kahküllerimi biraz kısaltmam gerektiğini gözümün içine girdiklerinde fark ettim.
Ayaklarımı sürüyerek mutfağa gittim. Damiano balkonda oturuyordu,telefonda konuşuyordu ve sigara içiyordu. Oraya gitmeden önce biraz daha esnedim. Masanın karşı tarafında ki sandalyeye oturdum. Damiano beni görünce kendini gülmeye zorladı,bende başımı salladım. Ayaklarımı sandalyenin üstüne koyup dizlerimi kendime çektim,başımı dizlerimin üstüne yerleştirdim. Gözümün içine giren güneş ışınları canımı sıkıyordu. Damiano sigarasından bit nefes verdikten sonra telefondaki kişiye "Bu haftasonu kayıt yapmak için eve gideceğiz,gitmeden önce görüşür müyüz? Tamamdır o zaman Giorgia haberleşiriz." dedi. Telefonu kapatınca masaya koyup bana döndü. "Kayıt yapmaya mı gidiyoruz?Ne zamandan beridir belli ki bu?" dedim başımı dizimin üstünden kaldırarak, sigarasını küllüğe koydu "Stevie gruba yazdı sabah." Stevie menajerimizdi en başından beri yanımızdaydı. Dün olan tartışmadan dolayı ona hala daha çok sinirliydim. Sigarasını küllüğe koyarak"Victoria." bir koluyla sandalyemi onun tam karşına çekti. Aramızda bir kaç santim vardı. "Dün akşam konusunda..." işaret parmağını havaya kaldırarak sözünü kestim "Biliyor musun daha yeni uyandım. Bu konu hakkında konuşmak ve tartışmak istemiyorum. Söylediklerini özür dileyip geri alamazsın. İkimizinde iyileşmek için zamana ve alana ihtiyacı var. " Gözlerinin içine bakınca kendini ağlamamak için zor tuttuğunu gördüm. Kendi sandalyesini çekerek balkondan tarafa döndü,elinin arkasıyla gözlerini sildi "Çocuklarla dışarıda kahvaltı yapmayı düşündük,eve gidip Chili'yi
alırız sonra buluşacağımız yere gideriz." onaylarcasına kafamı salladım. İçeri girmek için giderken,bir an geti dönüp bana baktı,sonra küllükden sigarasını alıp gitti.
Eşyalarımı topladım,kahvaltıdan sonra eve yürürüm sonra ailemle görüşürüm diye planlıyordum. Çantamı toplayıp aynanın karşısında saçımı topluyordum. Göz altlarım mosmordu ve ağlamaktan şişmişdiler. Normalde makyaj yapmak istemeyeceğim bir gündü ama sokakta hayranlarımızla karşılaşma ihtimalini düşününce onlara yanlış bir izlenim vermek istemedim.
Makyajımı yapmaya başlayınca Damiano arkamdan belirdi. T-shirtünün üstünden giydigi toprak tonlarındaki ekoseli smokin ceketi ve altından yine toprak tonlarında ekoseli pantolonu vardı. Yanlış hatırlamıyorsam Londra'da ki bir vintage shoptan almıştı. Arkamda durmuş ve beni aynadan izliyordu. Elimdeki allık fırçasını yüzümden biraz uzaklaştırarak bende ona aynadan baktım. Gözaltları mosmurdu ve anlaşılan son konuşmamızdan sonra yine ağlamıştı. Ona hala daha çok sinirliydim ama üzülüyordumda. Dünyada en çok yakın olduğum insandı. Normalde birinin umrunda olmamak umrumda bile olmazdı,ama bunu Damiano'nun söylemesi (kast etmese bile) canımı çok yaktı. Teselli etmek çok mu absürt kaçardı? Aynadan yüzümü ezberlemeye çalışıyor gibi gözüküyordu. Sanki son kez görürmüş gibi. Gözlerimi ondan çekip kendime baktım,sonra fırçayla allığımı sürmeye devam ettim. "Sen hazırlandın mı?" dedim biraz soğuk bir sesle." Hazırsan arabaya in,boşuna burada beklemene gerek yok." söylediklerime olan tepkisini aynadan kontrol etmek için baktığımda histerik bir şekilde güldü. Gözleri parlıyordu,göz yaşı damlalarının hücum etmesi an meselesiydi. Yüzünü ansızdan duvar gibi hissizleştirdi "Artık aynı odada bile olmak istemiyorsun benimle. Ben arabaya iniyorum." deyip ne deyeceğimi beklemeden kapıyı çarpıp gitti. Bu sefer göz yaşları hücum eden kişi bendim.
Siyah güneş gözlüklerimle arabaya binerken bana taraf bile bakmamıştı. Sırt çantamı ayaklarımın içine koyunca gözlüklerini burnunun ucuna iterek "Çantanı da mı aldın? Eve bırakırım seni o zaman dönüşün." kafamı salladım " Hayır yürüyerek dönmek istiyorum. Chili için de daha iyi olur." Gözlüklerini geriye itti "Sen bilirsin,istersen seninle yürürüm ve emniyet kemerini bağla." dedi işaret parmağıyla vurgulayarak. Üzgün oluşu sinire dönüşmüştü,"Tek başıma yürüyeceğim." deyip emniyet kemerimi bağladım. O da gözlüklerini tekrardan geriye itti.
Eve geçip Chili'yi aldık,Damiano ona ayrı bir düşkündü. Bir çok insandan daha çok seviyordu. Kucağımda otururken uyuyakalmıştı. Damiano ona bakabilmek için kafasını döndüyordu ama asla yüzüme bakmıyordu.
Park yerinden kafeye doğru yürürken aramızdaki gerginlik herkes tarafından fark edilebilecek bir seviyeydi. Karşıdan bir grup gencin bize yaklaştığını gördük. Yüzümüzde sahte bir gülüş oluştu. Aralarında bir kız "İkinizin olduğu bir fotoğrafta çekebilir miyiz? Sizin ilişkinize hayranız." dedi. Damiano bana bakıp yüzünde zoraki bir gülüş oluştu "Tabi çekilebiliriz." İkimiz yanyana durduk ve etrafımıza da onlar toplandı. Damiano elini belime koyarak,kendine doğru çekti. Fotoğraf çekilirken bir an bana baktı ama hızlı bir şekilde telefon ekranına döndü.
YOU ARE READING
VENT'ANNI -Måneskin
FanfictionUzun yıllardır birbirlerini arkadaş,kardeş olarak gören Victoria , Damiano'ya karşı zaman geçtikçe hislerinin değiştiğini gözlemlemeye başlar. Victoria'nın yeni fark ettiği bu hisler,Damiano'nun geçmişte atlatmak için çok uğraştığı hislerdir. Damia...