۵ Turuncu güller

1.3K 162 148
                                    

Yorumlarınızı dehşetle bekliyorrr fazlaca eğleniyorum<3
Oy sınırı; 55





"Namjoon sen bu işten emin misin? Yani o mekanları kapatmak aptallık değil miydi sence?"

Hoseoka baktığımda başımı iki yana salladım ve bilgisayarı kapatıp ona döndüm.
Çinden bu sabah dönmüştü ve ona söylediğim şeyle birlikte inanamaz gözlerle bana bakıyordu. Neyse ki ona ne yapacağını telefonda söylemiş ve işleri orada bitirip geri dönmesini istemiştim, bu yüzden fazla sorgulamamış yapmıştı.

"Çin ve Japonyada ki küçük mekanlara gerek yok zaten artık işler azalmıştı iki aydır gelir düşüşünü görmedin mi raporda?"

Karşımda bir ileri bir geri volta ararken bunu mantıklı bulmadığını biliyordum. Ama aklımda ki fikirler daha güzel ve bizi ileriye taşıyacak şeylerdi. İki yeri tamamen kapatıp buraya Koreye odaklanacaktım. Hatta biraz kendimi toparladıktan sonra burayı daha da büyütecektim.

"Çok ani bir karar oldu benimle daha önceden paylaşmalıydın."

"Olan oldu Hoseok artık buraya odaklanmalıyız. Reklam için bir kaç kişiyle anlaş sosyal medyada etkimiz artmalı."

Başını sallayıp masanın üstünde ki dosyayı aldıktan sonra odadan çıkmıştı.
Hala aklımdan çıkmıyordu o adamın mekanına nasıl giderdi? Lanet olası Jung Woo şerefsizi Jimini gözüne kestirmiş ve çalışması için teklif etmişti. Ve tabi ki de işi kabul etmişti, neden etmesindi zaten.

Ezeli rakibim olan birbirimizden asla haz etmediğimiz karşı bir firmadan olan adamla çalışacaktı. Ben her şeyi toparlamaya çalışırken o bozmakla uğraşıyordu.

Bakalım nereye kadar benden kaçabilecekti görecektik. O alfaya geri dönmesi de fazla aptalcaydı, ah cidden sorun bir değildi ki!

Kravatımı gevşetip pencereyi üstten açtım, biraz olsun temiz hava içeriye girmiş ve beni rahatlatmıştı.

Çalan telefonumla titrediğim de cebimden çıkarıp arayana baktım. Annem arıyordu ve açmazsam tekrar arayacak ve asla pes etmeyecekti.

"Efendim anne?"

"Namjoon neredesin?"

Sesi tedirgin geliyordu kaşlarım çatıldığında koltuğuma geri oturdum.

"Mekandayım, bir şey mi oldu?"

"O çırpı bacak senin yanında mı? Namjoon bak eğer yanına gelip özür mözür dilediyse sakın yüz vereyim deme direk kov!"

'Çırpı bacak' demesiyle kimi kastettiğini anlamam uzun sürmemişti. Başından beri Shainayi asla sevmemiş ve ayrılmamızı istemişti. O zamanlar kimseyi dinlemediğim için umursamayıp onun elini bırakmasamda annem haklıydı. Ama aşkın gözü kördü ilk defa birine kör kütük aşık olmasam da evlenmeye niyetlenmiş ve sevmiştim. O ise her şeyi mahvetmişti.

"Yanımda falan değil anne merak etme. Hem neden yüz vereyim sen oğlunu hiç mi tanımadın?"

"Tanıdığım için aradım zaten Namjoon, eskiden onun her istediğini yapıp kabul ettiğin içi-"

Sinirle homurdanıp ceketimi elime aldığımda yerimden kalkıp odadan çıktım.

"O eskidendi, artık eski Namjoon yok anne. Şimdi kapatıyorum eve geç geleceğim."

Konuşmasını beklemeden telefonu kapattım ve valeden arabayı alıp nereye gittiğimi umursamadan sürdüm.

^^

Yaz Yağmuru ۵ NamMin✔️حيث تعيش القصص. اكتشف الآن