"Sen kafayı yemişsin." Dedi Sevde hâlâ şaşkınca ona bakarken. Sonra elini Burcu'nun kafasına koyup çocuk sever gibi okşadı saçını. "Burcu'm yapma güzelim bak manyak olursun. Bu nasıl hayal dünyası kuzum soğuk yapıyorsa bi derdi vardır niye aklına hemen bu senaryoları getiriyorsun sen?"

"Kızlaar içecek bir şeyler ister misiniz?"

Annemin koridordan gelen sesi üzerine aynadan kızlara sorarca baktım. İkiside kafasını olumsuz manada iki yana salladılar.

"Gerek yok anne birazdan çıkacağız biz zaten."

"Tabii kızın süslenmeyi bitirebilirse." Diye homurdandı Burcu.

Abartıyordu. Alt tarafı yarım saate yakın ne giysem diye düşünmüştüm ve bir yarım saate yakın da acaba saçımı nasıl yapsam ve makyaj yapsam mı diye düşünüyordum. Makyajdan kastım elbette yalnızca rimel ve rujdu ama olsundu onlarda makyajdı sonuçta.

Burcunun homurtusuna göz devirip sürmek için elime aldığın rimeli ona attım.
"Çok mu komiksin seen?"

Attığım rimeli tek eliyle havada yakalayıp öpücük attı. "Hayır yani Yağız abiyle falan da buluşmuyorsun ki adam işte ne bu süs püs hiç anlamadım." Dedikten sonra tekrar bana attı rimeli.

"Haftanın bir günü iznim var ve ben onu sevgilimle geçirmek yerine burada oturup sizin inatlaşmanızı izlemek istemiyorum kızlar, çıkalım artık hadi. Akşam olacak birazdan."

"Iıı Sevdecim istesen de sevgilinle geçiremezdin tatilini tatlım çünkü onun izin günü değil. Bize mecbursun."

Burcu bilmiş bilmiş konuşunca Sevde yanında duran yastığımı alıp Burcu'nun kafasına hafifçe vurdu.
"Aynı zamanda çok mu bilmişsin sen?"
Dedi benim az önce söylediğime atıfta bulunurca.

"Tabii ki aranızda en mükemmel olan benim. Elbette her şeyin en çoğu ben olacağım." Saçlarını havalı bir şekilde savurup -en azında o öyle olduğunu düşünüyordu sanırım, çünkü saçı parmağına takılmıştı ve komik görünüyordu- konuşunca Sevde başını umutsuzca iki yana salladı. Bu kız adam olmaz der gibi.

"He he aynen canım her şeyin eni sensin. Şimdi çıkalım mı artık. Dışarıda mis gibi bir hava var ve ben biran önce o havayı solumak istiyorum." Dedi bağdaş kurduğu bacaklarını çözüp yataktan kalkarken.

"Kesinlikle katılıyorum sana sahile falan inelim. Kumlarda yürümeyi özledim. Ahh ne zamandır inmedik biz sahile?"

Bit süre düşündüm. Gerçekten en son ne zaman birlikte bir şeyler yapmıştık? Eskiden Burcuyla sıksık sahile iner çıplak ayakla kumlarda saatlerce yürüyüp tüm kötü enerjiyi üzerimizden attıktan sonra bir kafede oturup konuşur muhabbet ederdik. Özellikle ben İstanbul'a gitmeden önce... Döndükten sonra da yine yapmaya çalışmıştık ama gitmeden önceki kadar değildi elbette ve uzun süredir de hiç yapmamıştık. Malum benim şu bunalım hallerim falan.

"Uzun zaman oldu." Dedim Burcu'nun sorusuna cevaben.

"Eh hadi o zaman gidelim de hasret bitsin."

Dışarı çıkmak için sabırsızlanan Sevde ve peşisıra Burcu odadan çıkarken ben de beyaz üzerinde küçük çiçekler olan askılı kısa elbisemin üstüne giymek için çıkarıp sandalyemin kenarına astığım açık renk kot ceketimi alıp arkalarından çıktım.

***

"O fikrin Yağız abiden çıktığına hâlâ inanamıyorum. Orayı hazırlarken biz romantik ortam hazırlayalım diyoruz adam gelmiş mangal yapsaydık diyor. Nasıl bu kadar ince düşünebilmiş hayret."

Acı Tatlı AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin