▪17▪

8.1K 530 11
                                    


  Keyifli okumalar ❤❤

  O yatağın üzerinde ellerim yorganı sıkarken aşağıda Yağızın zarar gördüğü düşüncesi kalbime bıçaklar saplanıyormuş gibi hissettirirken ne kadar bekledim hiçbir fikrim yoktu. Canan abla bir izin verse anında aşağıda bulacaktım kendimi, ama sırtını kapıya yaslamış sessizce bekliyordu başımda bir nöbetçi gibi.

"Kuzum biraz sakinleş. Amcan şok oldu tabi. Yağız durumu bir anlatsın sakinleşir zaten. Üzme kendini sen de artık."

  Gözümden akan yaşı hırsla silerken titrek çıkan sesimle  konuştum.
"Burnu kanıyordu Canan abla. Çok kötü vurdu amcam."

   Kapının önünde dikilmeyi bırakıp gelip yanıma oturdu. Bir kolunu omuzuma atıp yavaş yavaş sıvazlarken anlayış dolu sesiyle yatıştırmaya çalıştı beni.

"Polis adam be kızım. Alışıktır o öyle darbelere falan. Bir şey olmaz ona merak etme sen. Ay Ali de de ne sağlam kafa varmış ama ha."

  Söyledikleri gülmeme neden olurken bir yandan da gözlerimdeki yaşları kuruladım. Aşağıdaki sesler durulmuştu artık. Sakinleşmişti amcam sanırım.

"Sonunda aklınız başınıza gelmiş. Ne zaman itiraf ettiniz birbirinize?"
Canan ablanın sorgulayan ses tonuyla yerimde dikleştim biraz.

"Sonunda derken abla?"

   İşaret parmağıyla kendini baştan aşağı gösterdi.
"Bana baksana sen, benden kaçar mı hiç? Uzun zamandır farkındayım ben sizin hislerinizin de çaktırmıyordum bildiğimi."

  Bacaklarımı yatağın üzerine toplayıp yönümü ona dönerken bağdaş kurdum. Nasıl anladığını merak etmiştim.
"Ne zaman, nasıl anladın ki?"

  Bir elini dizime koyup hafifçe vurdu.
"Ohooo baya oluyor. Aslında sen İstanbula gitmeden şüpheleniyordum, ama esas İstanbuldan geldikten sonra kahvaltıya gitmiştik beraber hani. Yağız da gelmişti."

  Bir süre hangi günden bahsettiğini düşünüp ne zaman olduğunu hatırlayınca onaylarca salladım kafamı.
"Heh işte o gün emin oldum. Bakışlarınız anlatıyor her şeyi çünkü. Öyle güzel bakıyorsunuz ki birbirinize. Sonunda açılmış olmanıza çok sevindim kuzum benim. İnşallah hep çok mutlu olursunuz."

  Minnetle gülümserken elimi, dizimin üzerinde duran, elinin üzerine koydum.
"Teşekkür ederim abla"
Bir süre duraksayıp yüzüme dökülen saçlarımı geri ittirdim.
"Şey aslında..."
Ansızın üzerime çöken utangaçlıkla yanan yüzümü aşağı eğdim.
"Imm... ben daha İstanbula gitmeden itiraf etmiştim ona."

  Gözleri şaşkınlıkla büyüdü.
"Şaka yapıyorsun. Gitmeden ne zaman söyledin? Niye bu kadar zaman ayrıydınız peki?"

  O zamanlarda yaşadığım üzüntüler gelince aklıma mahsunlaştım.
"Tek taraflıymış çünkü o zamanlar. Gideceğim günden önceki gece açılmıştım."

  Kaşları şaşkınlıkla havalanırken şen bir kahkaha attı.
"Tek taraflı mıymış? Yağız mı söyledi bunu? Ay güldürme beni hazan ya. Tek taraflıymışta o yüzden mi sen gidince o kadar dağıttı Yağız efendi."

  Geriye ittirdiğim saçlar tekrar yüzüme dökülünce elimin altında duran elini çekip saçlarımı gözümün önünden çekti.
"Bal gibide ta o zamandan beri seviyordu seni. Ama ne düşündü de bu zamana kadar sakladı bilemeyeceğim."

  Sanırım ben artık biliyordum. Ama Canan ablanın bile bir şeyleri farketmesi ve benim edemem biraz üzmüştü. Boş yere acı çekmiştim yıllardır.

  Merdivenlerden gelen paldır küldür adım sesleriyle heyecanla oturduğum yerden kalktım. Konuşmaya dalınca aklımdan çıkmış olan amcam ve Yağızı tekrardan hatırlayınca utançla kapıya koştum.

Acı Tatlı AşkWhere stories live. Discover now