" Meryem. " deyip sustu. Devam etmesini beklerken bacağımdaki sızıyı unutmaya çalıştım. "Ne Meryem? Sen niye geldin ki? Koskoca emniyetin polisi mi kalmamıştı? Aman paşamızın keyiflerini de bozduk afedersiniz Yağız bey!" katı sesim gözünden bir damla daha yaş düşürdüğünde içimdeki burkulma, bacağımda hissettiğim sızının bin katı kadardı. "Sen ne pis, ne aşağılık bir adamsın be! Niye ağlıyorsun pis domuz?" çığlığım çevredeki hareketliliği keserken tüm gözlerin sırtımda olduğunu hissettim. Dudaklarımı sıkı sıkıya birbirine vurdum, hıçkırığım içimde asılı kaldı. "Çok korktum sana bir şey oldu diye. " havalanan eli bir adım geriye aksakça gitmemle yanına düştü.

"Bu adam götürmesin beni! Başka araba yok mu? Hangisine bineceğim?" dedim kalabalığa doğru yürümeye başladığımda. Herkes kararsız bir şekilde yüzüme bakıyor, sonrasında arkamda hala varlığını hissettiğim adamı uzun uzun izliyordu. Kalabalığın ortasında durdum. Araçlar birer birer dolmaya başlarken hiçbir polis aracına alınmadım. Herkes arkamda kalan adamı izliyor, sonrasında da araçlara binerek otlu yolda gözden kayboluyordu.

"Demir adam! beni sen götür hadi! Hastaneye gitmeyecek misin sen de zaten?" hareketsizce dikildiğim yerde durmaya bir son verip Demir'in arabasına yürümeye başladım. "Meryem. Aynı hastanelere gitmiyoruz. Seni Oktav denen adama aynı hastaneye götürmek intiharın gibi bir şey. Adamın abisini hala bulamadık. Hastaneye gelmesi yüksek bir ihtimal. Sen başka hastaneye gidiyorsun." kararlı, çoktan kafasında bir plan yaptığı açıkça gözlerinden okunurken düşen omuzlarımla Akif denen adama döndüm bir çare.

"Ben savcıyım, benim aracıma olay sonrası binmen doğru değil." dedi direkt olarak. Yutkunup başımı salladım. Son bir kez daha Demir'e baktığımda arabasının kapısını gözleri bendeyken açıp içeriye girdi. Kapıyı sert bir şekilde kapattığında açık camdan abisine çevirdiği bakışları ile konuştu."Sen gelme, eve git. Hastane savcısı alır ifadeyi." dediğinde Akif bey başını sallayıp bana üzgün bir bakış attı.

"Yağızla gitmen daha doğru." söylediği şeye cevap vermemi bile beklemeden o da arabasına bindiğinde önden Demir, hemen arkasından da Akif bey araçları ile gözümün önünden akıp gitti. Biraz öncesinde mükemmel bir kalabalığın olduğu yerde sadece olay yeri inceleme ekip arabasının kaldığını gördüğüm an zaten dolu dolu olan gözlerim daha fazla dayanamadı.

Düşmüş omuzlarımla derince soluyup omzumun üstünden Yağız'a baktım. Aracın önünde göremediğim varlığıyla endişe katı bir şekilde içimde dolaşmaya başladı. Nerede olduğunu anlamaya çalışır gözlerim hala aracı  izlerken sürücü tarafındaki camın açıldığını, yapılı kolunun dışarıya atıldığını gördüm.

Gözlerinin üzerimde olduğunu biliyordum, ona belli etmeden verdiğim nefesim içimi rahatlattığında yavaş bir hareketle dönüp jeepe yürümeye başladım.  Nihayetinde aştığım otlu, barikatlı yol sonrasında yolcu tarafına geçmiş ve kapıyı güçlükle açmıştım ama büyük bir problem vardı. Taban oldukça yüksekti ve ben sağlamken bile binmeye zorlandığım bu araca tabiri caizse s*kseler binemezdim.

Pavyon gülünün tarafındaki kapının açıldığını duyduğumda hızlı bir hamleyle kendimi koltuğa atmaya çalıştım ama nafileydi. Sinirle yaralı bacağımı yere vurduğumda ağzımdan fırlayan inlemeyle yarışır hızda belimde hissettiğim iki iri elle nefesimi tutup çipil çipil yaş akıtan gözlerimi gözlerine çevirdim. "Ne tutuyorsun be sen? Çek elini." dedim ayrı bir sinirle. Sürekli gözümde canlanan hayalinde yanına Hüma'yı koyuyordum. Gölgesini bile burada hissediyordum.

"Binmene yardım edeceğim. Başka bir şey yok." tarazlı sesiyle omuz silkip bir kez daha kendi başıma binmeye çalıştığım araca binemediğimde incecik belimden tutulmamı, havaya kaldırıldığımı ve aracın içerisine bi şekilde sokulmamı elim kolum tutmaz vaziyette izledim. Ben koltukta yerimi alıp rahatlıkla arkaya yaslandığımda kafası olduğum taraftan içeriye giren pavyon gülü de emniyet kemerine uzandı. Çektiği kemeri yüzüme bile bakmadan takıp benden uzaklaştı. Gözlerim, o tüm bunları yaparken tam karşıyı, fabrikayı izliyordu. Kapı üzerime kapandı. Gözlerimin önünden heybetli bedeni hızla geçti, kısa bir süre sonra da açtığı kapıdan zorlanmadan girdi.

POLİSLE BAŞI DERTTE( TAMAMLANDI) Where stories live. Discover now