27.BÖLÜM•HAYAL KIRIKLIĞI

7.3K 705 438
                                    

MELODY'NİN AĞZINDAN:

Elimi bir an bile bırakmadan kendisiyle birlikte beni de ilerleten Aiden'ın sırtına diktim gözlerimi. Onun yanında sanki ait olduğum yeri bulmuş gibi hissediyordum, sanki ne olursa olsun en doğru yer onun olduğu yer gibi. Bu...bu çok garipti.

Kendime engel olamıyor, ondan uzak kalamıyordum. Aiden bir zehir gibi tüm benliğime yayılıp ele geçirmişti. Panzehiri olduğunu da hiç sanmıyorum. Gözlerim hâlâ onun sırtındayken düşüncelerim aşağıda dediklerine kaydı. O bir güç canavarıydı.

Benliğinde belki de tarih boyunca gözüken tüm güçleri barındırıyordu. Bu çocukken öylesine hayalini kurabileceğimiz türden bir şeydi ve birinin buna sahip olabilmesi akıl ötesi gibiydi. Derin bir iç çektiğimde bir kapının önünde durduğumuzu fark ettim.

Aiden bana döndü ve Tartarus'ta benliğini bulmuş gibi duran kırmızı gözlerimi mavilerime dikti. Bir yapbozun son parçası gibiydi. Bana gülümsediğinde istemsizce gülümsedim.

"Tartarus'ta ki yeni yaşantımıza hazır mısın?"

İçimde ki burukluğa takılmadan hissettiğim heyecana yenik düştüm. Hep onunla olma fikri beni her şeyden uzaklaştırıyordu. Hızla başımı salladım ve boşta olan elimi onun yanağına yerleştirdim.

"Hazırım Aiden." Kafasını elime yaslayıp gözlerini kapattığında içimde engel olamadığım bir duygu daha ortaya çıkmıştı. Şefkat. Onun gerçekte olduğunun aksine şuan masum duran görüntüsü bende ağlama isteği oluşturuyor , onu kalbimin içine koymak istiyordum. Neyle sınanıyorum bilmiyorum ama çok güzel olduğu kesindi.

Parmak uçlarımda yükseldim ve burnuna ufak bir öpücük kondurdum. Gözlerini açtığında yüzlerimiz çok yakındaydı. Kalbim ağzımda gibi atarken mırıldandım.

"Odamıza girelim mi?" Odamıza dememi beklemiyormuş gibi bir an kaşları havaya kalkmıştı ardından odanın kapısını açmıştı. İçeri girdiğimizde elimi bırakmasını beklemiştim ama bırakmıyordu. Sanki kaçıp gidecekmişim gibi bir an olsun ayrılmıyordu yanımdan.

"TANRI AŞKINA! GİYİNME ODASI NEREDE?!" Charlotte'nin bağırışı tüm evde yankılandığında kendimi tutamayıp kıkırdamaya başladım. Aiden'ın da dudağı hafifçe kıvrılmıştı. Bulunduğumuz odayı incelediğimde kötü olmadığı dikkatimi çekmişti hemen.

Oda, saray ve akademi de ki odalarımızın abartılmış gösterişinden uzak, sade bir odaydı. Çift kişilik bir yatak , oldukça büyük bir dolap, boydan bir ayna, çekmeceler , bir koltuk, ve ufak tefek bir kaç eşya daha vardı.

Bu yeterliydi ancak oda çok loştu. Duvar kenarlarında asılı meşaleler ve tavanda ki mumlu bir avize odayı aydınlatıyordu. Duvarlar yoğun bir kan gibi kırmızı, odada ki her eşya siyahtı. İçimin daraldığını hissederken camı açıp içeri güneş ışığı girsin istedim. Ancak, Tartarus'ta Güneşin ne işi vardı.

"Güneşi özleyeceğim."dediğimde Aiden'ın eli elimi bıraktı ama hemen ardından belimi kavradı. Belim, onun iki büyük eli arasında kalırken beni sıkıca tutuyordu.

"Bir kaç ay dayan güzelim." Onu başımla onaylarken üstümde ki kıyafetleri hissedememeye başladığımı farkettim. Yok oluyordu.

"Üstümüzü değiştirmeliyiz."dediğimde yüzünde muzur bir gülümseme belirdi. Dudaklarıma ufak bir öpücük kondurup geri çekildiğinde benim burada kalp krizinden gitmek üzere olduğumdan haberi dahi yoktu.

"Bunu bugün ne kadar beklediğimi bilemezsin."dedi ve dudaklarıma tekrardan kapandı. Hoyratça öperken çoktan beni kucağına almıştı. Ellerimi onun ensesinde birleştirirken herkesi aşağıda biraz bekleteceğimizi çoktan anlamıştım.

MÜZİĞE BULANMIŞ BEDENLER (BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin