14.BÖLÜM•SKYFALL

8K 774 165
                                    


Kendi odama mı yoksa Aiden'ın odasına mı gitsem diye düşünüyordum. Kendi odama gitsem beni bulamayıp panik yapacaklarından emindim. Derin, sıkıntılı bir nefes verirken yürümeye devam ettim.

Aiden'ın odasının önüne geldiğimde, odadan bir hışımla çıkan Aiden ile çarpışmıştık. Burnuma dolan koku istem dışı beni rahatlatırken Aiden'ın hiç beklemediği bir şey yaptım. Kollarımı beline doladım. Yüzümü onun göğsüne gömdüğümde kafamı kaldırıp onun yüzüne bakamıyordum. Şaşkın bakışlarını üstümde hissedebiliyordum. Aiden bir kolunu bana sarıp elini sırtıma yerleştirirken diğer eli enseme gitmiş beni kendine daha çok bastırmıştı.

"Nereye kayboldun?" Kısık sesini duyduğumda cevap vermemeyi seçtim. Burnumun ucunda ki kokuyu solurken Aiden'a gittikçe bağlanmak beni korkutuyordu. Cevap vermeyeceğimi farkedince üstelememişti.

"Melody?" Kylie'nin sesini duyduğum da Aiden'dan yavaşça ayrılıp arkadaşıma döndüm. Dolu dolu gözleriyle bana bakıyordu. Koşarak geldi ve bana sarıldı. Elleri sırtımda geziyor, saçlarımı okşuyor ve ara ara yanaklarımdan öpüyordu. Sanki...anne gibiydi.

Olmayan annem aklıma gelince duygulandığımı farketmiştim. Ne olursa olsun o benim Kylie'mdi. Bende ona sımsıkı sarıldım.

"İyisin öyle değil mi? Aiden seni iyileştirdi ama belki biraz ağrın vardır." Kylie'ye olumsuz anlamda kafamı salladığımda rahatlamıştı. Ağrım yoktu. Ama gözlerim çoktan Melody'nin arkasında ki Aiden'a gitmişti. Beni iyileştirdiği için ona teşekkür etmem gerekiyordu ama bunu başka bir zaman yapacaktım. Aiden'ın kırmızı gözleri üstümdeyken ona gülümsedim. Gözleri, her gülümsediğimde olduğu gibi dudaklarıma kaydı.

Benim ise kalbim hızlı hızlı atmaya başladı. Aiden Stern...kesinlikle bana zararlısın.

"Hadi odaya gidelim. Senin biraz daha dinlenmen gerekiyor." Kylie'yi durdurdum. Gözlerim koridorda ki devasa cama kaydığında güneşin doğmaya başladığını görmüştüm.

"Sizi izledim." İkisi de sessizleşirken ikisininde bundan asla pişman olmadığını biliyordum. Kylie camla arama girdiğinde gözlerim onun güzel yüzünü bulmuştu.

"Senin için çok zor olduğunu biliyorum ama bu şekilde kabullenmek zorundasın. Aiden ve ben bu savaşın en büyük öncülerindeniz. Herkese kendimizi kanıtlamalı aynı zamanda sevdiklerimizi korumalıyız." Kylie haklıydı. Beni kırmamaya özen gösterdiği belliydi. Kelimeleri özenle seçiyor, anlamamı istiyordu.

"Biliyorum Kylie, biliyorum." Ona ufak bir gülümseme gönderdiğimde rahatladığını biliyordum. Hissetmiştim.

"Madem iyisin. Yürü gidiyoruz." Aiden'ın sert sesi kulaklarımı doldurduğunda ona döndüm. Biraz sinirli gibi duruyordu ama neye sinirlenmişti ki? Onları izlediğime mi?

"Nereye gidiyoruz?"dedim merakla

"Güçlerin için yardım isteyen sensin." Aiden yürümeye başladığında Kylie'nin yanağına hızlı bir öpücük kondurmuş, koşarak ona yetişmiştim. Kylie'nin arkamızdan bağıran sesini duyduğumda gülümsedim.

"Onu çok yorma Aiden." Aiden ise ona dönme gereği bile duymamıştı. Bu gözlerimi devirmeme sebep olmuştu.

Akademiden çıkıp ormana doğru ilerlediğimizde Aiden 10-15 dakika sonra durmuştu. Hava tam aydınlanmamış olsa bile , vahşi hayvanlarla dolu bir ormanda olsak bile bu korkmamı sağlamıyordu. Sanki Aiden yanımdayken korkamazmışım gibi. Sanki Aiden yanımdayken bana kimse bir şey yapamazmış gibi.

"Burada ne yapacağız?"

Aiden'ın dudakları hafifçe yukarı kıvrıldığında bundan hiç hoşlanmadığımı fark ettim. Bana sinirliydi ama neden sinirli olduğunu bilmiyordum.

MÜZİĞE BULANMIŞ BEDENLER (BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin