22.BÖLÜM•ÖLÜM RÜZGÂRI

7K 795 248
                                    

 

Kylie acıdan kesik kesik nefes alırken Aiden kafayı yemek üzereydi. Kylie dayanıklı olmasına rağmen canı böyle yanıyorsa, Melody'yi düşünemiyordu bile. Ki o Melody'nin hissettiği acıyı tam olarak hissetmiyordu bile.

"Bu kıza ne yapıyorlar Kylie?"dedi Aiden bağırarak

"Sanırım taşlıyorlar. Ve birisi karnına yumruk attı. Alnında da büyük yarası var. Aman tanrım! Acı çok yoğun." Kylie art arda konuşmaya devam ederken arada inliyor, dişlerini sıkıyordu.

Mario ve Theo ise dehşetle onu izliyordu. Olayları duyunca anında Stern sarayına gelmişlerdi. Theo daha sabah kollarında ağladığı kızın böylesi bir zorbalığa uğradığını görünce çenesini sıkmış, elleri yumruk olmuştu. Mario'nun ise komik hallerinden eser kalmamış, ciddi ve öfkeli görünüyordu.

"Taşlıyorlar dedin. Meydana onu iple germiş olmalılar."dedi Noyan mantık yürüterek. Mario yutkunurken içi burkuldu. Kim bilir ne durumdaydı?

"Evet. Hem ayak hem el bileklerinde acı çok yoğun ve hiç azalmıyor hep artıyor. İp olmalı bu." Kylie sanki kendi bilekleri yaraymış gibi bileklerini ovuyordu. Acının bir kısmını hissedebiliyordu ve sanki kendi bileğiymiş gibiydi.

"Çok kan kaybediyor." Aiden sinirle ellerini saçlarına daldırdı. Melody'yi yalnız başına gönderdiği için öylesine pişmandı ki... Özellikle de ona söylediği cümlelerle onu kırarak buradan göndermesi...

12 generalden biri odaya daldığında gözler ona döndü.
"Yerlerini tespit ettik efendim. Ama bütün orduyu oraya ışınlamak çok zaman alır."

Kylie vücudunda hissettiği sızılara aldırmadan ayağa kalktı.
"Biz gideriz."
Aiden, generalin üstüne yürürken kırmızı gözleri ateş gibi parlıyordu.
"Söyle!"

General yerini söylediğinde Aiden tam hepsini ışınlamak için büyü yapıyordu ki salona dalan iki kişiyle duraksadı.

"Hey ne kabasınız? Bizsiz nereye?" Charlotte'nin sesiyle herkes onlara döndüğünde Cara ıslık çalarak ortaya ilerledi.

"Ne oluyor burada?"dedi Aiden dişlerini sıkarak. Kylie müdahale etmesi gerektiğini anlayınca konuştu.

"Onları yardım etmesi için çağırmıştım. Bize yardımları dokunur." dediğinde Noyan onların güçlerini göz önüne aldı ve kafasıyla onayladı.

"O haklı. İşimize yararlar. Hadi gidelim zaman kaybediyoruz."

Melody'den en çok şikayet eden Noyan olmasına rağmen onun bulunması için en çok çabalayanlardan biri de o olmuştu. Aiden onlara cevap verme gereği bile duymazken büyüsüne odaklandı. Ve hepsini birden ışınladı.

Arbion krallığının hemen surlarının dışına ışınlanmışlardı. Surlar büyülü olduğu için direk içeri ışınlanmalarına izin vermemişti. Aiden karşısında duran devasa duvarlara baktı ve arkasında ki insanlara.

Kylie, Noyan, Mario, Theo, Charlotte ve Cara. Yalnızca yedi kişiydiler ve karşılarında bir ordu vardı. Ama bu umurlarında değildi.

Kylie acı çekiyor olsa bile bunu şuan asla belli etmiyor, duvarların arkasını görebilirmiş gibi karşıya bakıyordu.

"Kimseye acımayın. Varisiniz olarak emrediyorum!"

Aiden'ın sesi kalınlaşmış gözleri bir ışık topu gibi parlamaya başlamıştı. Dişlerini sıkarak devam etti.

"Bu krallığı yerle bir edin!"

Aiden, bir adım öne çıktığında yer sallanmaya başlamış, ormanda ki kuşlar gökyüzüne yükselerek kaybolmuştu. Aiden, şuan bambaşka biriydi. Sağ elini havaya kaldırıp indirdiğinde gökyüzü ikiye ayrılmış, devasa bir yıldırım surların üstüne düşmüştü. Ortaya çıkan yıkım muazzamdı.

MÜZİĞE BULANMIŞ BEDENLER (BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin