23.BÖLÜM•TANRININ GAZABI

7.2K 739 185
                                    

   İmparator Felix hızlı hızlı taht salonunda yürüyor, düşünceler içinde boğuşuyordu. Eşi Lilith ise o kıza duyduğu nefrete engel olamıyordu. Oğlu orada o kız için savaşıyordu. Bir varis kendini daha nasıl düşürebilirdi?

Tüm diyara yayılan bu akıl ötesi güç, kendi oğlundan geliyordu. Aiden'ı bu kadar öfkelenmesine sebep olan şeyi merak ediyordu çünkü şuan da halkta huzursuzdu. Hayvanlar yuvalarına çekilmiş, insanlar evlerine kapanmıştı. Ortalığı kasıp kavuran bir rüzgâr, sanki can almak için dolaşır gibiydi.

"Bu çocuk ne yapıyor?"Öfkeyle bağıran Felix'in bilmediği bir şey vardı. Yada Lilith'in.

Onlar Aiden'a engel olamazlardı.

Buna karşı çıkamazlardı.

Eğer bunu deneyecek olurlarsa Aiden kendi ailesini de yolundan çekerdi. Melody ile aralarında ki ilişki gitgide daha da hastalıklı bir hâl alırken ikiside bunu umursamıyordu. Kader iplikleri bu ikisi arasında düğüm olmuşken , onların hayatları birbirine işlenmişti. Ne Aiden Melody'den, ne de Melody Aiden'dan uzak kalabilirdi.

Bunun sonuçlarını ise tüm diyar görecekti.

~~~

Melody, kendinden geçtiğinde burada ki savaş sona ermişti. Çünkü bu artık bir savaş değildi. Aiden'ın yaptığı katliamdı.

Theo, Mario, Noyan, Cara ve Charlotte geri çekilmişti. Charlotte üstlerinde bir kalkan oluştururken kendilerini korumaya almışlardı.

"Bu yetmeyecek. Bir kat daha."dedi Noyan. En yakın arkadaşını çok iyi tanıdığından biliyordu ki bu onları asla korumazdı.

"Askerler şuan bize saldırmıyor. Ki yakın mesafelere de büyülü bombalar bıraktım."dedi Charlotte ona anlam veremeyerek

"Çok mu korktun mavi kafa?" Cara,alay edercesine ona bakarken Noyan gözlerini devirdi.

"Tamam,bir kalkanla kalalım ve Aiden bu krallıkla beraber bizi de tuz buz etsin."

İkisi de yutkunduğunda Charlotte hemen bir kat daha kalkan eklemişti. Herkes auralarıyla kalkanı güçlendirdiğinde bakışlar Noyan'a döndü.

"Bu yeter mi?"dedi Charlotte

Noyan , kalkanda gözlerini gezdirdi. Düşünceli bir ifadeyle başını salladı.

"Yeteceğini umuyorum." Bu hepsini gererken olası bir duruma hazır olmaya devam ettiler.

   Arbion, elinde ki son kozu da Melody'yi harcayarak kullanınca var gücüyle kaçmaya başlamıştı. Işınlanmayı denemişti ama Aiden'ın alana bariyer yerleştirmiş buna engel olmuştu.

"Nereye kaçıyorsun Arbion iti?"

Arbion korkuyla arkasını döndüğünde kendisine bomboştu bakan Titanya'yı gördü. Bir kafasını omzuna yatırmış, düz bir suratla Arbion'a bakıyordu. Elinde ki kılıcı toprağa batırdı ve yerde sürüye sürüye Arbion'un üstüne yürümeye başladı. Toprağı çizerek ilerleyen kılıç Arbion'un askerlerinin kanıyla kaplıydı.

"Yanına kalacağını mı sandın?"

"Kaçabileceğini mi sandın?" Kylie, konuşmaya devam ediyor, konuştukça yüzünde ki ifadesizlik bir an için kaybolmuyordu.

Arbion geri geri yürürken ayağı takılıp yere düştüğünde sürünerek kaçmaya çalıştı. Güçlerinin zerresini bile hissedemiyordu. Buna sebep olan da Aiden'dı. Korkuyla bir küfür savurdu.

"Anlaşabiliriz Kylie. Bu krallığı sana veririm. Kraliçe olursun." Arbion aklına gelenleri söylerken karşısında ki kızında bir krallığı olduğunu unutuyordu. İsterse istediği krallığı zaten alabileceğini de.

MÜZİĞE BULANMIŞ BEDENLER (BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin