1. Özel Bölüm

868 59 115
                                    

Yağmur

BİR YIL SONRA...

"Kızlarr! Eteğimi tutun!" Gökçe ve Buse gelinliğimin eteğini tutup yürümeme yardım ettiler. Aynanın önüne geçince durdum. Selin tel tokalarını gösterdi.  "Tamam şimdi sabit dur Yağmur."  Olabildiğince sabit durup tokaları takmasını bekledim. "Tamam oldu."

"Hah! Sonunda!" O kadar bunalmıştım ki bu teferruatları bırakıp sadece nikah kıyasım vardı. Sabahtan beri herkes arı gibi çalışıyordu resmen. Ben kafamı toparlamaya çalışırken kapı çalındı ve odaya annem girdi.

Yavaş yavaş beni süzerek yürüyüp yanıma geldi. Ellerimden tutup üzerime bakarken gözlerinde gurur vardı.

Ağlamamalıyım. Ağlamamalıyım. Ağlamamalıyım. Ağlamamalıyım.

"Kızım, sen ne kadar güzel olmuşsun böyle? Peri gibi."

"Teşekkür ederim anneciğim. Ama sakın ağlama tamam mı? Ben seni terk etmiyorum. Hep yanında olacağım." Dolan gözlerini kırpıştırdı. "Tamam tamam. Ağlamıyorum." Bana sıkıca sarıldı. Ondan ayrılmak kolay değildi. Sabaha kadar dizi izlediğimiz geceleri, temizlik yaparken araya sıkıştırdığımız dedikoduları, yemek pişirirken öğrendiğim çocukluk anılarını çok özleyeceğimi biliyorum.

"Çok mutlu ol tamam mı canım?" Ellerini tutup güvenle "Çok mutlu olacağım anne." dedim. Kafasını sallayıp kapıya yöneldi. Daha fazla dayanamadığını anladım. Son kez bana baktıktan sonra çıktı.

Kızlar tekrardan etrafıma toplandılar. Biri eteğimi düzeltirken diğeri duvağımı, bir diğeri saçımı, öbürü makyajımı kontrol ediyordu. Resmen benim için seferberlik ilan etmiş gibiydiler.

"Yeter!" diye bağırıp geri çekildim. "Ay yeter! Vallaha bunaldım! Ne zor işmiş bu düğün? Yok gelinlik, yok duvak, yok saç, yok makyaj yıldım yeminle! Hiç uğraşmaya gerek yoktu yani, giyerim bir elbise, basarım Ediz'e nikâhı, sonra ver elini balayı!" Hepsi şaşkınca bana baktılar.

Gökçe elinde ruj ile yaklaştı. "Ama canım bu senin en güzel günün ve en güzel şekilde geçirmeni istiyoruz. Bu yüzden her şeye özen gösteriyoruz." Diğerleri de gülümseyip kafalarını salladılar. "Ya biliyorum tabiki. Teşekkür ederim hepinize. Ama bence benim en mutlu günüm bugün değil. Benim her günüm en mutlu. Çünkü içinde Ediz var, annem var, abim var, siz varsınız! Demek istediğim bir günü saç makyaj yaparak gelinlik giyerek en güzel hâle getiremeyiz. Bir günü güzel hâle getiren çevrendekiler ile yaşadığın güzel anılardır. O yüzden ben bunların hiç birini istemiyorum. Şimdi hepiniz buradan çıkın ve misafirlerin yanına gidin."

Söylediklerim onları etkilemiş gibiydi. Hepsi ellerindekileri bırakıp odadan çıktılar.

Şimdi düğün nasıl olur görsünler!

Üzerimdeki ağır gelinlikten kurtulup beyaz, yırtmaçlı, ipek elbisemi giydim, altına da beyaz şeritli topuklu ayakkabılar.

Alttan topuz yapılmış saçlarımı tel tokaları tek tek çıkararak açtım. Kafam baya ağrımıştı. Kafamı öne eğip saçlarımı iyice karıştırdım. Kaldırdığımda uçları dalgalıydı. Tam istediğim gibi!

Dudaklarıma parlak kırmızı rujumu sürdükten sonra koltukta duran çiçeğimi aldım. Üzerinde hoş mor çiçekler vardı. Saçlarımı yana attım ve çiçeklerden bir tanesini çıkarıp kulağımın arkasına sıkıştırdım.

Bence çok güzel oldum!

Çiçeğimi düzeltip elime aldığım sırada kapı çaldı. Ah işte o an! Kapının tam karşısında durup "Gel." diye seslendim. Siyah smokini ile Ediz içeri girdiğinde şaşırdı. "Sevgilim sen neden hazırlanmadın?" Anlamadı. Neyse ona da öğreteceğim bu işleri.

Patlamış Mısır | TextingTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon