28. Bölüm

1.1K 116 66
                                    

Furkan

Okula hazırlanıyordum ki gruptan ardı ardına mesajlar gelmeye başladı.

Yağmur: toplanın gençler

Yağmur: operasyon yapıyoruz

Sevgilim: ne?

Emre: Bu sefer kim kime anonim olacak?

Gökçe: anlat kanka

Yağmur: Caner'e operasyon yapacağız

Emre: Çocuğu tenhaya sıkıştırıp dövecek miyiz?

Sevgilim: Daha neler?

Furkan: ne operasyonu yağmur bu

Selin: evet dinliyorum bende

Yağmur: Caner'i düğününden kaçıracağız

Emre: he he gelini de ben sırtlarım

Emre: çok komik şaka

Yağmur: lan şaka değil emre

Ediz: şaka değil ciddiyiz

Ediz: dün bazı şeyler oldu

Ediz: okulda size anlatacağız

Emre: bence de anlatın çünkü en son Caner ile Ediz kardeşim düşmandı

Emre: bir günde ortalık karışmış belli

Sevgilim: tamam o zaman gelin okula hadi

Gökçe: aynen

Furkan: okey görüşürüz

Cenk: görüşürüz

Yağmur: bye

Gruptan çıkıp Buse'ye özel mesaj gönderdim.

Furkan: canım hadi birlikte gidelim bugün

Sevgilim: şey tabiki isterdim Furkan da

Furkan: Da ne?

Furkan: kızlarla mı gideceksiniz?

Sevgilim: yok şey

Sevgilim: Cenk'le

Furkan: Ne?

Furkan: şaka mı yapıyorsun?

Sevgilim: hayır

Furkan: pardon ama bana söyleyecek miydin?

Sevgilim: tabiki söyleyecektim

Sevgilim: yazacaktım bende sana

Furkan: neden birlikte gitmeniz gerekiyormuş peki?

Sevgilim: bana söylemesi gereken bir şey varmış

Furkan: Allah Allah

Furkan: benim de sana söylemem gereken bir sürü şey var

Furkan: ama sen onunla gitmeyi tercih ettin öyle mi?

Sevgilim: kızma lütfen furkan önemli olduğunu söyledi

Sevgilim: konuşup hemen okula geçeceğiz merak etme

Furkan: Buse ben ona hiç güvenmiyorum

Furkan: lütfen hızlı ol

Furkan: yarım saat sonra seni okulun önünde bekliyor olacağım

Sevgilim: tamam canım

Sevgilim: seni seviyorum (:

Furkan: bende

Telefonu sinirle kapattım. Cenk ona aklımdan geçen şeyi söyleyecekti. Adım gibi emindim.

"Kahretsin neden burada bekliyorum?!" Çantamı kaptığım gibi kendimi sokağa attım. Okulun yakınlarındaki parka doğru koşmaya başladım.

Tahminimce oraya giderlerdi. Saatimi kontrol ettiğim sırada Emre yanımda belirdi. Benimle beraber koşmaya başlayınca ne kadar salak bir görüntü olduğunu bilsem de acelem olduğu için ses etmedim.

"Nereye koşuyorsun oğlum böyle?"

"Buse'ye kardeşim. Sen okula git."

"Neden koşuyorsun lan? Yürüsene."

"Lan acil olduğu için tabiki! Ona yetişmem gerekiyor."

"Ne oluyor lan?! Bir şey mi oldu Buse'ye." Nefes nefeseylen cevap verdim. "Cenk ona aşkını itiraf edecek!"

"Ne? Oha! Koş ağabey koş!" Hızlandık ve parkın girişine geldik. İlerideki kaydırakların önünde duruyorlardı.

Tam yanlarına gidiyordum ki Emre durdurdu. "Bekle kardeşim. Acele karar verme. Belki özür diliyordur." Beklemeye karar verdim.

Bir süre tartışıyorlarmış gibi geldi. Bu yüzden yanlarına gitmek istedim ama Emre tuttu. En sonunda Buse geri çekilip bankta duran çantasını aldı ve beni gördü. "Furkan?"

Bu zamana kadar sessizce izleyen Emre konuşmaya başladı. "Bence bu çocuğa biraz haksızlık ediyoruz. Çok yalnız birine benziyor. Caner ile bir dönem takılmış olabilir fakat bu onu kötü biri yapmaz. Buse'den de hoşlanmış olabilir bu çok doğal bende Gökçe'den hoşlanıyorum yani ne var bunda? Bu kadar üzerine gitmeyin canım! Sevenler kavuşsun artık!" Kendi çaldı kendi oynadı resmen.

"Bir dur Emre! Buse gördü bizi." Yanıma gelmişti bile. "Burada ne işin var? Ben okula geliyordum tam da." Arkasından duran Cenk'e kısık gözlerimle sinirli bir bakış attım ama sadece bir anlıktı. Hemen sevgilime dönüp "Erken çıkmıştım evden, seni de alıp okula öyle gitmek istedim." dedim tatlı olmaya çalışarak.

Emre'ye bakarak "Emre'de mi erken çıkmış evden?" dedi. Emre salak salak sırıtıyordu. "Yok yengem, yolda karşılaştık Furki ile." Furki kelimesinden nefret ettiğimi biliyordu ama bu seferlik Buse şüphelenmesin diye bir şey demedim. "Yenge nereden çıktı Emre ya saçmalama! Hadi gidelim." Buse önden yürümeye başlarken Emre'ye sessizce onunla hesaplaşacağıma dair işaretlerde bulundum.

Buse farketmiş olacak ki aniden arkasını döndü. "Siz ikiniz neyin peşindesiniz? Çok tuhaf davranıyorsunuz." Emre bu sefer hiçbir şey söylemedi. Çünkü ne söylese üzerine kalacağını biliyordu. Benim konuşmam daha doğruydu zaten. "Bir şeyin peşinde değiliz sevgilim. Emre'nin her zamanki hâlleri işte."

"Emre'nin her zamanki hâlleri zaten ama senin her zamanki hâllerin bunlar değil Furkan. Doğruyu söyle, Cenk ve beni kontrol etmek için mi geldin?!" Çok kötü bir yere gidiyordu bu konuşma. "Hayır tabiki Buse! Neden böyle bir şey yapayım ben!"

Emre ilk defa bir işe yaramak için konuştu. "Furkan tamam abi itiraf edelim. Ama Buse gerçekten bu benim fikrimdi. Furkan senin Cenk ile buluşacağını söylediğinde gidelim bir bakalım, bu Cenk rahat durmaz belki dedim." Çok şaşırdım ama arkadaşımın benim için yalan söylemesi de hoşuma gitti.

"Furkan sende bu aklı bir karış havada Emre'ye uydun mu gerçekten?" Fikrin benden çıkmamış olması sinirini biraz yatıştırsa da hâlâ gönlünü almam gerekiyordu. "Özür dilerim sevgilim. Gaza geldim bir an bende işte. Lütfen kavga etmeyelim. Hadi, tut elimden de okula gidelim." Emre okula doğru gitmeye başlamıştı bile.

Buse sinirli olsa da benim gibi kavga etmek istemediği için elimi tuttu ve okula doğru yürümeye başladık. Ucuz atlatmıştık.

Patlamış Mısır | TextingDove le storie prendono vita. Scoprilo ora