19. Bölüm

2K 171 178
                                    

Yağmur

Tek başıma mal mal AVM'ye geldim. Neden? Cenk'e hediye almam gerekiyor çünkü. Ah Cenk benimle oynadın ya göreceksin gününü. Hem bana yazıp hem Buse'yi sevmek nasılmış göstereceğim sana.

Hangi mağazaya gireceğimi bilmediğim için salak salak etrafa bakıyordum ki bir şeye çarptım. Keşke duvara falan girseydim. Kafamı kaldırıp Ediz'i görünce bu çarpmaların daha süreceğini anladım.

Hemen geri çekildim. "Yine mi? Beni mi takip ediyorsun Ediz?"

"Hayır Yağmur. Neden seni takip edeyim? Buraya aynı sebepten geldik."

Sakinleşip etrafa baktım. Güldü. "Nasılsın?"

"İyiyim Ediz. Ama gitmem gerek." Tam gidecekken beni kolumdan tuttu ve geri çekti. "Bekler misin Yağmur?" Bana dokunmasıyla ben zaten orada iptal.

"Neden benden kaçıyorsun?" Gözlerini gözlerime dikti ve içimi okumaya çalıştı. Gözlerimden bir şeyler anlamaya çalışıyordu belki de.

Kendimi düzeltip gülümsedim. "Hayır Ediz. Senden kaçtığım falan yok. Nereden çıkardın?"

"Yağmur gerçekten direniyorsun." Burnumun dibine girdi. "Sana kaç defa beni bunlara inandıramayacağını söyledim? Bana doğruyu söyler misin?"

Geri çekildim. "Ediz pardon ama benim sana bir şeyi açıklamam gerekmiyor. Nerden durduk yere bana sarıyorsun ki?" Sırıttı. "Durduk yere olduğunu kim söyledi?"

"Neyi ima etmeye çalışıyorsun Ediz? Açık konuşur musun?"

"Bence ikimiz de alışverişe devam etsek iyi olur. Sana kolay gelsin." dedi ve beni karmakarışık bir şekilde ortada bırakıp gitti.

Sanki bir şey söyleyecekmiş gibiydi ama tuhaftı. Yakında kokusu çıkar.

Yoluma devam ettim ve alabileceklerimi sıraladım. Parfüm, saat, gömlek ya da tişört.

Şimdi saate para vermeyeyim boşuna. Gömlek ya da saat fazla resmi olur diye düşünüyorum. Tişört ve parfüme gelirsek...

Üzerimdeki kokuyu kokladım ve Cenk'e ait olduğunu hatırlayınca yüzüm düştü. "Offf ya! Neden ben neden?!" Çok sesli bağırınca millet mal mal bana bakmaya başladı.

Sakince uzaklaştım ve bir parfüm mağazasına girdim. Şansıma eleman parfümlerden baya anlıyordu. Üzerimi kokladığı anda bana parfümü buldu. Poşete koydurup ödedim ve çıktım. Ardından üzerimdeki tişörtün alındığı mağazaya girdim hemen. Elemanlardan birine üzerimde emanet gibi duran ve zaten emanet olan tişörtü göstererek aynısından istediğimi söyledim.

Tişörtü de kolayca buldular. Onu da hemen ödeyip mağazadan çıktım. Bir kez daha Ediz ile karşılaşma ihtimaline karşı hızlıca AVM'yi terk ettim.

İKİ SAAT SONRA...

Dolabımda kalmış bir hediye kutusu vardı. Onu çıkardım, yatağımın üzerine koydum. Yeni aldığım tişörtün etiketini söküp katladım ve kutuya yerleştirdim. Parfümü de tam ortasına yatırıp şöyle bir baktım. Üzerimde de aynı tişört ve parfüm vardı.

Gözüm telefonuma kaydı. Ona engel attığımdan beri birkaç gün geçmişti ve ben eksikliğini hissediyordum. Günün sonunda onunla konuşmak bana iyi geliyordu. Beni çok güzel seviyordu. Yani yalandan. Yalandan sevmeyi iyi beceriyormuş.

BİR HAFTA SONRA...

Hediye günü gelmişti. Kendime yeni bir kıyafet almaktan vazgeçip evdekilerden giyinmeye karar verdim. Zaten Cenk yeni bir kıyafeti haketmiyor. Benimle oynamanın ne demek olduğunu göstereceğim ona!

Patlamış Mısır | TextingWhere stories live. Discover now