40. Bölüm

829 69 38
                                    

Yağmur

Tavanlarla dolu bir geceden sonra neyseki çabucak sabah oldu ve parka koştum.

Gökçe ve Emre bankta birbirlerine sarılmış oturuyorlardı. Hava soğuktu tabi biraz. "Merhabalar! Favori çiftime selam olsun!" Girişim onları şaşırttı. Ayaklanıp ikisi de bana sarıldılar.

Gökçe beni kendine çevirip iyice kontrol etti. Üzerimde yaşananlara dair izler arıyordu. "Sana da günaydın canım. İyi misin?"

"İyiyim tabiki. Hatta o kadar iyiyim ki birazdan size çok güzel şeyler anlatacağım ve sizde çok iyi olacaksınız." Emre mal mal bana bakmaya devam ediyordu. "Kanka sen emin misin? Yani yaşadığın şeyler..." Onu hemen susturdum. "Yani hayatımda mükemmel insanlar var. Çok güzel dostlarım var. Harika bir sevgilim var. Daha ne olsun?!" Coşkumdan korkup geri çekildiler.

Bu sırada Ediz arkamda belirdi. "Biri harika bir sevgili mi dedi?" Yanağından öptüm. "Evet. Tam karşımda duruyor." Gülümseyip sıkıca sarıldı.

Buse ve Furkan da el ele parka girince kadro tamamlandı. "Günaydın millet!"

"Günaydın diğer favori çiftim!" Coşkum onları da şaşırttı. Emre Furkan'a kaş göz yapmaya başlarken Buse de yaklaşıp sarıldı. "İyi misin kuzum? Bize hiç anlatmadın."

"İyiyim ve tabiki anlatacağım. Ne kadar sabırsızsınız? Oturun anlatacağım hepinize."

Emre hemen oturdu zaten. Kızlar da yanına geçtiler. Furkan ellerini cebine sokup yanlarında dikildi. Sanırsın fotoğraf çektirecekler.

Ben Ediz ile kaydıraklara yaslandım. Rahatlayıp bir çırpıda söyledim. "Evet şimdi bugün okuldan sonra karakola gideceğiz ve babamın mektubunu polislere teslim edip Gürkan Haytan hakkında şikayetçi olacağız. Yani bu mesela hallolacak. Ben şimdi size daha önemli bir şey söyleyeceğim." Bu konuyu geçiştirdiğim için hepsinin kafası karıştı ama ben devam ettim.

"Kış mevsimine girdik ve ara dönem tatile gelecek yakında. Bende hepimiz için bir kar tatili planladım! Tatile gidip eğleneceğiz! Nasıl fikir?"

Herkes şok ile birbirine baktı. Onlar bu kadar hızlı toparlanmamı beklemiyorlardı ama ben babamın kızıyım. Hayatımdan vazgeçmek istemiyorum. İçimde bir yerde hâlâ o kederi taşısam da kendimi mutlu etmem gerekiyor. Bu da güzel bir tatil ile başlayacak. Zaten bunu uzun zamandır düşünüyorduk.

Herkesin yüz ifadesini incelerken Ediz beni kendine çekti. "Emin misin sevgilim? Yani sen güçlü bir kızsın ama sence de biraz acele olmadı mı?" Azıcık haklılık payı vardı, bir an duraksadım ama vazgeçmedim. "Hayır. Bu tatil için geç bile kaldık."

Gökçe "Ama..." diye lafa girince durdurdum. "Aması yok Gökçe. Gidiyoruz bitti!"

BİRKAÇ SAAT SONRA...

Son dersten çıkıp okuldan kurtulduktan sonra Ediz ve annem ile doğruca karakola gittik. Diğerleri de gelmek istediler ama kalabalık istemediğim için onları evlerine gönderdim. Zaten onları bu konulara bulaştırmak istemiyordum.

Mektubu komisere gösterip suç duyurusunda bulunduk. Her şeyi detaylıca anlattım. Annem de geçmişi.

Konuşmamız neredeyse bitmişti ki kapı çalındı ve Cenk içeri girdi. Onu görünce çok şaşırdım. Uzun zamandır rastlaşmamıştık, okulda bile. Arkasında iyi giyimli bir kadın ile adam duruyordu. Sanırım anne ve babasıydı onlar ama ne işleri vardı ki burada?

Ediz onları içeri aldı ve beni ayaklandırdı. "Hadi Yağmur biz çıkalım."

"Cenk'in burada ne işi var?" Ediz çok aceleci davranıyordu ve benden sakladığı şeyin Cenk'i de ilgilendirdiğini düşünmeye başladım. "Dışarıda anlatacağım Yağmur lütfen." Onun hatrına annem ile dışarı çıktım.

Patlamış Mısır | TextingWhere stories live. Discover now