69.Bölüm

5.3K 673 222
                                    

Selamlarrrrrrrr....

Ben geldim yine😉

Sözümü tutayım bu hafta da bari bölüm atayım dedim. Valla açıkçası kafam o kadar dolu ki bu aralar ilham gelmiyor. Bismillah diyerek başlayacağım bakalım nasıl bir bölüm çıkacak ortaya...

Yeni kitabımız Pas Tutan Nisan'ı okumayan varsa ilk bölüm yayında... Mahalle hikayesi ile askeri kurgu karışık bir kitaba başladık. Bakalım nasıl bir şey çıkacak ortaya...

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın!

Keyifli okumalar...

***

"Baba?"

İzel, dışarıdaki sokak lambasından vuran ışık ile yüzünün yarısı aydınlanmış adama şaşkınlıkla bakıyordu. Kalbi boğazında atıyor, milyonlarca cümle kafasında dönüp dururken ağzından tek bir kelime bile çıkmıyordu. Tek eliyle kapının pervazına yaslanan Fuat bey, İzel'in çıkarttığı gürültü ile onlara doğru gelen kalabalığa kısa bir bakış attı. Çok sevdiği ve değer verdiği Ali Bey, torununun arkasında belirince hızla doğruldu.

"Fuat..."

Kısık sesli mırıldanma yaşlı adamdan gelmişti. Gelenlere arkası dönük olan İzel, dedesinin mırıldanmasıyla yaşadığı şoktan sıyrılarak yanına gelen kocasının kollarına sığındı. Murat, ifadesiz bir yüz ile kayınpederine bakıyordu. Yıllardır bir efsane gibi hikayelerini dinlediği adam sonunda karşısındaydı.

İzel'in vurduğu kapının gürültüsü ile askerlik dürtüleri anında harekete geçmiş, Ali Bey ile aynı anda ayağa fırlamışlardı. Murat belindeki tabancasını emniyetini açarak hızla ilerlerken, Caner Bey'i herhangi bir terslik çıkması durumuna karşın çocuklar ve kadınlarla birlikte salonda bırakmışlardı.

Kapıda duran kişilere göre daha az şaşkın olduğu için Murat, karısını kenara doğru çekerek Fuat Bey'e yol verdi. Herkesin suratında bakışlarını gezdiren adam, damadının açtığı yoldan içeri doğru ilerledi. Murat karısının şakağına bir öpücük kondurduktan sonra destek verircesine omzunu sıvazladı.

Babasının ardından giden İzel ilerlerken, Murat dışarıda Fuat Bey'i gören oldu mu diye kafasını kapıdan uzatarak etrafı kolaçan etti. Etraftaki korumalar sokak tarafından  bahçe kapısından içeri giriyordu. Fuat bey nasıl yaptığını bilmiyordu ama Korumaların dikkatini dağıtmış ve bir gölge gibi onlara görünmeden kapıya kadar ulaşmıştı. Korumalar bahçe içinde dolaşmaya başladığında , garaja doğru ilerleyen arabanın farları dikkatini çekti. Işığın araba plakasında yansıması ile babasına ait araç olduğunu gördü. Ellerini saçlarının üzerine koyup kafasını havaya kaldırdı. Bu gece bitmeyecek gibiydi. Korumalarla kısaca konuşup ellerini sıkan Süha bey, Sultan hanımın kolundan hafifçe iterek eve doğru yönlendirdi. Kapıda bekleyen oğlunu görünce yüzünde gülümseme ile oğluna sarıldı.

"Hayırdır oğul? Kapılarda karşılıyorsun bizi?"

Oğlunun yüzündeki gergin ifadeyi gören Sultan Hanım'ın gülümsemesi dudağında git gide azalırken, Süha Beyde bir terslik olduğunu anlamıştı. sürpriz yaparak bir gün erken yola çıkan çift oğlunun evine gittiğinde görevli tarafından burada oldukları bilgisini alınca Torun hasretiyle içeri girmeden hemen Muratların yanına gelmişlerdi.

"Hoş geldiniz. İçeri geçin. Bu gece İzel'in hepimizin desteğine ihtiyacı olacak."

Oğlunun sözlerine anlam veremeyen Süha Bey, konuşmaya devam etmesini beklese de, oğlu eliyle içerisini işaret edince isteğine uyarak meraklı bakışlarla içeri girdiler. Salonda herkes ayakta kimseden çıt çıkmıyordu. İçeriye girenlerin arasında Süha Bey'i gören İzel hızla adama doğru koşup sarıldı. İhtiyacı olan şefkati kollarında ararcasına göğsüne sığınsa da, Süha bey gördüğü arkadaşı yüzünden şoka girmişti. Amerika da olmasını beklerken bir anda karşısında görünce şaşkınlıktan ona sarılan gelinine karşılık verememişti. İzel kafasını kaldırıp adamın yüzüne baktığında, Süha bey gelinin saçlarından öperek kollarından sıyrıldı. İki eski arkadaş yıllar sonra bir araya gelince etraflarındaki kimseyi görmez olmuşlardı. Süha bey Fuat'ın yanına giderek heyecanla sarıldı.

DÖNÜŞÜM (KİTAP OLUYOR) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin