67.Bölüm

5.7K 798 265
                                    

Merhaba arkadaşlar,
Çok ayrı kalıyoruz biliyorum. Sizleri bekletmek benimde hoşuma gitmiyor. Ancak o kadar yoğunum ki, bölüm yazmaya fırsatım olmuyor.

Bu bölümde üçüncü kitabımız olan Pas Tutan Nisan isimli kitabıma ortak sahne olacak. Ayrıca belirtmek istedim.

Biliyorsunuz birden fazla dizinin senaryo ekibinde yer alıyorum. Çekimlere başlamamıza çok az bir zaman kaldı dolayısıyla yoğunluk çok fazla oluyor. Bir aksilik çıkmazsa Haziran ayında Atv ekranlarında yer alacak dizimizin çalışmaları ile uğraşıyoruz. Bundan sonra nasıl olur bilmiyorum ama en azında haftada bir yeni bölüm atmaya çalışacağım. Beklettiğim için özür dilerim beklediğiniz için teşekkür ederim.

Bölüme geçiyoruz. Oy ve yorum ihmal etmeyin!

Keyifli okumalar...
***

Gözlerini uykudan arındırmaya çalışarak aralayan genç kadın, odada duyduğu mırıldanmaları anlamaya çalıştı. Muhtemelen o uyuduğu için kısık sesle konuşan kocası, sevecen bir ses tonuyla kızıyla konuşuyordu.

"Daha yeni karnını doyurmadı mı annen kızım? Şimdi uslu bir bebek ol tamam mı? Anneni çok yormayalım. Biraz daha bekle. Gel bakalım. Biz annen uyanana kadar altını değiştirelim."

Kocası ile belki yeni yeni evlilik hayatına alışıyorlardı. Ancak Murat sanki uzun süredir babalık yapıyormuşçasına bu işte başarılıydı. Kızının altını değiştiren taze baba, bir yandan da kısık sesle kızına öğüt vermeye devam ediyordu.

"Günaydın size..."

Karısının sesi ile başını çeviren Murat, gülümsedi. Beliz ecenin tulumunun fermuarını da çektikten sonra dikkatli bir şekilde kucağına alarak karısının bulunduğu yatağa doğru ilerledi. Küçük bebek durumdan memnun gibi küçük mırıldanmalarla babasının yüzüne bakıyor, yumruk yaptığı elini ağzına götürmüş emiyordu. Küçük bebeğin başına ufak bir öpücük konduran genç kadın, kocasının kucağından kızını alarak emzirmek için hazırlanmaya başladı.

"Kıskanıyorum ama hayatım! Kızına öpücük var da bana yok mu?"

Genç kadın, çocuk gibi söylenerek dudağını büzen adama bakıp kahkaha attı. Küçük bebek emmeye başladıktan sonra, kocasına doğru eğilip dudaklarına küçük masum bir öpücük bıraktı. Kocası bu küçük dokunuşla istediğine kavuşmuş, huzurla anne kızı izliyordu. Yatağın başlık kısmına yaslanan Murat, karısını biraz geriye doğru çekerek sırtını kendi göğsüne yaslamasını sağlamıştı. Karısının uyurken karışmış olan saçlarını tek omzuna doğru toplayıp, açık olan omzuna çenesini bastırdı. Saçlarından yayılan çiçek kokusu ile küçük bebekten yayılan süt kokusu genç adama farklı bir huzur vermişti. Uzun süre boyunca yaptığı hatalar ve yanlış anlaşılmalardan sonra böyle bir sahneyi yaşadığı için her gün şükrediyordu. Beliz Ece'nin emerken gözleri yavaşça kapandı. Genelde annesini emerken uyuyakaldığından genç çift bunu bekliyordu zaten. Hafif aralık dudaklarının arasından kısık sesli horultular İzel ve Murat için dünyanın en güzel konseri gibi geliyordu. Genç adam karısının kucağından bebeği alarak beşiğine taşırken, cep telefonunun sesi duyuldu. Bebeğin uyanmaması için kucağında sallarken, Murat'ın telefonuna daha yakın olan İzel hızla telefonu sessize aldı.

"Kim arıyor?"

"Demir abi..."

Murat'ın kaşları hafifçe çatıldı. Karısının yanına ilerleyerek telefonu açtı.

"Alo?"

"Bir sorunumuz var."

Murat, kaşları daha çok çatarak derin bir nefes aldı. Demir time sonradan katılmıştı. Ama en az diğerleri kadar tanıyordu askerini... Normal şartlarda çok daha sakin bir ses tonuyla konuşurken, şu anda Murat'ın kulağına gelen titreşim pek hayra alamet değildi.

DÖNÜŞÜM (KİTAP OLUYOR) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin