50.Bölüm

16.2K 1K 177
                                    

Selam gençler,

Sizleri çok bekletiyorum biliyorum...

Ama yarın İstanbula fuar için yola çıkacağım için bugün alışverişler geçti🙈
Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın!

Keyifli okumalar...

***

Hayrettin'in tek omzu üzerinde baş aşağı sallanan Ela, adamın omuzunu yumruklarken, kalan grup şaşkınlıkla arkalarından bakıyordu. Ufuk karnını tutarak gülmesine devam ederken, Murat barın üzerine çıkarttığı parayı koyduktan sonra İzel'i de alarak arkadaşının peşinden çıktı. Kahkaha atmaktan Murat ve İzel'in kaybolduğunu bile fark edemeyen Ufuk çıkış kapısında İzel'i görünce arkalarından koşturmaya başladı.

"Hey gençler! İnsan kendi evladını geride bırakır mı yahu? Çocuğunuzu unuttunuz!"

***

Yol boyunca Ela'nın söylenmeleri devam ederken İzel sessizce yanında oturan Murat'ın omzuna koyduğu başı ile dışarısını izliyordu. Sevdiği kadının bu sessiz teslimiyetin tadını çıkartan Murat ise, Ela'nın söylenmelerinin bile bozamadığı huzurlu anın tadını çıkarıyordu. Eve vardıklarında arabadan kendini ilk atan Ufuk olmuştu. Allah kadın dırdırı çeken cümle erkeklere acısın diye söylenerek çıkardığı anahtarla kapıyı açıp hemen salona geçti. Arabadan inen Ela elleri belinde Hayrettin'in karşısına dikilmiş bağırmaya devam ediyordu. Murat ve İzel onları bir kenardan izlerken Murat arkadaşının nasıl davranacağını büyük bir merakla izlemeye başladı.

"Dağ ayısı! Sen ne hakla beni böyle taşırsın? Adama bak ya! Sanki taş devrinden fırlamış. Sırtına atıp götürmek de ne? Hangi devirde yaşıyoruz? Ama suç bend..."

Hayrettin daha susmayacağını bildiği genç kıza bıyık altından gülerek bakarken, ses tonu yüksek olduğu için komşuların camlara çıktığını görünce daha fazla uzatmamak için iri avucunu kızın ağzına kapatarak," Bir yavaş ol be kızım! Taramalıya bağladın resmen." dedi. Bunun üzerine Ela, genç adamın kollarını tırmalamaya başlayınca, Hayrettin dayanamayarak tekrar omzuna attı genç kızı... Ağzından avucunu çektiği için Ela tekrar söylenmeye başladı. Görüntü o kadar komikti ki, İzel ve Murat kahkahalarla onlara gülüyordu. Alkolün etkisiyle Murat'a yaslanan İzel, kollarını genç adamın beline sarmıştı.

"Hayrettin indir beni yere! Delirdin mi sen? Hödük adam ya! Kimsin sen? Ne hakla beni omzuna atıp dolaşıyorsun?"

Alkolün etkisiyle saçmalayan kızı, evden içeri girince tekrar ayaklarının üzerine indiren genç adam, işaret parmağını kaldırarak Ela'ya dönerek konuşmaya başladı.

" Bana bak kızım! "

" Ben senin kızın değilim! Bacın olmuştuk şimdi de kızın mı olduk? Sırada ne var eltim mi olacaksın? "

" ELAAAAA! "

" Tamam tamam. Sustum!"

Adamın kükremesiyle küçük bir kedi yavrusuna dönen Ela, parmaklarını birleştirip ağzına fermuar çekiyor gibi yaparak yeşil gözlerini sevdiği adamın gözlerine çevirdi.

" Doğru sen benim kızım değilsin. Olamazsın da! Allah benim cezamı vermiş ki senin gibi bir cadıyı çıkartmış karşıma. Bak ben böyle şeyleri zırt pırt söyleyen bir adam değilim. Şimdiden anlaşalım. Ortada dolaşıp durmadan sevdiğini söyleyen adamlardan hele hiç değilim! Bir kere söyleyeceğim. Aç kulaklarını iyi dinle! "

Elanın başını sallayarak onaylamasıyla sözlerine devam etti.

" Ben karım ve doğmamış çocuğum öldüğünde yaşamaktan vazgeçtim. Tek iyi hissettiğim zamanlar vatana hizmet ettiğimi düşündüğüm anlardı. Ama sonra sen çıktın karşıma. Beni sevdiğini söyledin. Olmaz bir daha dedim. Ama sen inatçı keçi, etrafımda dolanırken nasıl olduğunu bile anlamadan sızdın içime. İki yıl boyunca seninle görüşmedik. Ama aklımdan çıkmadın. Sonra burada karşılaşınca dedim ki, oğlum sen bu kızı seviyorsun! "

DÖNÜŞÜM (KİTAP OLUYOR) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin