6 Bölüm

30.9K 1.1K 101
                                    

Birden Afalladım “Sen ne diyorsun ya” genç kızın yüzüne yaklaşıp “anlamadın mı ? Evleneceğiz”

“ciddi olamazsın calib. Sen kimsin de benim seninle evleneceğimi söylüyorsun..”

“ben değil şeriat diyor..”

İsyan ediyordum artık bağırıyordum “ hayır… Ben gideceğim.. Durdur şu arabayı ineceğim…”

“İnanmıyorsun değil mi ?” bu ülkeden bir daha asla çıkamayacaksın..”

Koluna sıkıca sarıldım “Lütfen beni aileme geri götür.. lütfen seninle evlenenem ben daha 18 yaşında bir kızım”

Genç adam içinden sadece “bende seninle evlenmeye meraklı değilim merak etme”

“ o halde bu saçmalığa bir an önce son verir misin beyefendi..”

Calib derin bir iç çekti sonra endişeli gözlerle baktı.

“aslında benim sevdiğim kadın var.. onunla evleneceğim haftaya.. Ama sen benim başıma bela oldun bunu çok iyi biliyorsun? Söyle ben ne yapayım ?”

Birden kalbim sıkışı verdi.. üzüntü kapladı “ Tipim değilsin hem.. ben kapalı kadınlardan hoşlanırım senin gibi orasını burasını gösterip  mal varlığını erkeklerin önüne serip beyan eden kadınlardan değil..”

Bu çok ağır olmuştu bunun altından kalkamayacağımı hissetim. Sıkıntımın neden olduğunu bilmiyordum ama bu adama baktığım da sadece garip bir his kapladı beni.

Daha 18 yaşındayım birine böyle bakmam sizce garip gelmez mi ?

Telefona tekrar uzandım bu sefer sadece sosyal medyadan iletişim kurabilmeyi amaçladım.

“ İnternet paketin yok mu senin? Allah aşkına bu nasıl telefon hiç mi facebook filan kullanmıyorsun ?”

Telefonu elimden alıp cebine götürdü.

“burada sosyal medya ve internet yoktur. Burada hiçbir insan bağlantı kuramıyor yasak..”

“şaka yapıyorsun değil mi ?”

“sence ?”

Erbil’e varmıştık. Kocaman bir alışveriş merkezinin önünde durmuştuk. Kapıyı açıp inecektim.

“Dur ne yapıyorsun ?”

“iniyorum. İnmeyecek miyiz ?”

“sen inmiyorsun ufaklık burada bekle sen.”

Hayretle calibin Family Mall Shopping ‘e ilerlemesini izledim.

“Kahretsin.” 

Etrafa baktığım da her kadının yanında bir erkek vardı. Yalnız bir kadın yoktu. Arabada yorgunluktan uyuya kalmıştım. Uyandığımda lüks villalar etrafında olduğumuzu gördüm. Ormanlık alanda arabayı durdurdu.

“Burası neresi ?”

“giyinme kabinin” bu adam dan nefret etmeye başlamıştım. “ dalga mı geçiyorsun burada mı giyineceğim ?”

“Arabada giyineceksin. Ben dışarda bekleyeceğim “

Poşeti araladığımda uzun bir etek ve boğazlı bir badi vardı. “Ala ala bunları mı almış”

Uzun etek ve badiyi giydikten sonra ikinci poşette çarşaf vardı.

Onu giymeden arabadan indim..

“ Bunlar da ne ya? Birimi öldü de siyahlara büründük.. Birde beğenmedim. Daha renkli değişik bir şeyler alabilirdin. Hava sıcak bu sıcakta badi mi giyilir.”

“Çarşafı da giy gidelim.”

“Giymicem..”

“Giyeceksin dediysem giyeceksin uzatma.”

Bileğimi sıktı bileğimin kırılacağını hissettim bir an bıraktığında kızarmıştı.

“ seni despot adam.. Giymeyeceğim.”

“Anlamadım ne demek istedin despotmu ?”

“ evet despot..”

Kolumdan tutup yere fırlattı beni. Gözlerinden ateş fışkırıyordu.

Dirseğim kanamış ve acı çekiyordum.

“ Bana bak karım olacaksın.. Ve buralarda kadın kocasının sözünden dışarı çıkamaz. Ülkene dönmek istiyorsan bana  iyi davranacaksın”

Ayağa kaldırmaya bile tenezzül etmedi.

“ Kalk bin arabaya..”

 

Irak'ta Bir Türk GelinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin