SOĞUK

19.BÖLÜM ▲ AÇIKLAMA

Sevgili Seksi Serseriler,

19.bölüm açıklaması altında bir yazı yazmak istiyoruz sizlere. Evet, bu açıklamayı bölümden sonra yapmamızın sebebi sizin 19.bölüm hakkında görüşlerinizi almaktı. Aslında anlatmak istediklerimizi anlatamadığımızı farkedip kendimizi açıklamak istedik :)

Bölüm sizlerin deyiminizle fantastik unsurlar içeriyor ama lütfen rahat olun ki hikaye asla fantastiğe dönüşmeyecek, nasıl dönüşebilir ki? Fantastik yazmak kolay iş değildir, bir Stephenie Meyer vb değiliz ki bizler :))

Pekala, bölüme gelen birkaç yorum çok hoşumuza gitti özellikle @Minikcadaloz adlı okuyucumuzun ki, 19'daki sembolik ve edebi anlamları o kadar güzel anlamış ki, bunun icin çok sevinçliyiz. Bir okuyucumuzun kendini böyle güzel ifade etmesi ve o güzel cümleleri okumak oldukça hoşumuza gitti! ^^

Sevgili okuyucularımız,  şimdi düşünün, hepimiz bir ruha sahibiz. Hepimiz çeşitli renkleri kendi içimizde barındırıyor ve onlarla yaşıyoruz. Elis ile Serin'in yaşadığı şehir ise ruhumuz gibi. Çeşitli renklere sahip olan bu şehir, karanlık ve aydınlık taraf olarak sert sınırlarla ikiye bölünmüş durumda.  Şehirdeki herkes kendi rengine ait olanı seçiyor. Ve bizler öyle tuhaf bir yaratılış örneğiyiz ki, ruhumuzun belirli köşelerinde engel olamadığımız ve duygularımızın çok daha serbest olduğu, hayal gücümüzün sihriyle dolu alanlara sahibiz. Hepimizin kendi ruhu içinde normal hayatın sıradanlığına zıt olarak barındırdığı yüksek hayal gücü ürünü sihirli bir alan vardır ya, biz bölümde o alanı "orman" olarak aktardık sizlere.

Hayat şartlarına göre çeşitli baskılar altında olan bedenimizin altındaki ruhumuzun hiçbir suçu yoktur oysaki. Bu yüzden biz de ruhumuzu serbest kılar ve kendimize bir "orman" oluştururuz ruhumuzun bir köşesinde.

Bölümdeki ormanda böyleydi, karanlığın ve aydınlığın normal hayattan birkaç tık ötesi. Orada olanlar ve görülenler vampirler,büyücüler ve kurtadamların olduğu fantastik bir dünya değil aslında. Enerjilerin ve duyguların kapladığı bir yer orası. Ve bu özellikler sadece o ormana ait.

Ruhunuzda yaptığınız yolculuk gibidir, o ormana gitmek. Kendi barındırdığınız renklerin en koyu tonlarını görme anınız gibidir o ormana gitmek. Aslında olduğunuz kişiyle yüzleşmeniz gibi bir şeydir. Ve şu var ki hiçbirimiz, tam anlamıyla dibe batmadan kendi olduğumuz kişiyi tanıyabilecek insanlar değiliz. Serin ve Elis de kendi renklerini o ormanda buldu. Karanlığı aslında orada gördü onlar. Kendilerini ilk kez orada tanıdılar.

Peki sizin ormanınız hangisi arkadaşlar? Peki siz gerçekten olduğunuzu düşündüğünüz renk misiniz? Biz bunları düşündürmek istemiştik, biraz daha içinizde yolculuk yapmaya zorlamak istemiştik sizleri ama sanırım yanlış anlaşıldık.

19. bölümde güneş siyahtı. Bu da size şunları düşündürmeli, her güneş ısıtır mı ya da her doğan güneşe güvenmeli miyiz? Eger güneşiniz siyah olarak doğsaydı ne yapardınız? Aydınlığın arkasındaki o karanlığı da ancak o "orman"da görebilirsiniz arkadaşlar.

Bu bölümde anlatmaya çalıştığımız şeyler buydu, yoksa ne Elis vampire dönüşür ne de Serin kurtadama.. Bu bölüm sembolik anlamların dış dünyaya vurmuş haliydi. Bir kez daha hatırlatalım, bu özellikler sadece ormana ait.

Ruhunuzu özgür bırakın arkadaşlar. Herkesin bir ormanı vardır. Kendi ruhunuzun ormanını keşfetmeniz, renklerinizi gerçekten görmeniz ve güneşin sizin hayatınızdaki etkisini kavramanız dileğiyle...

Behazay