7.BÖLÜM ▲ DENGESİZ

79K 1.7K 196
                                    

Önceki bölüme yaptığınız güzel yorumlar için teşekkür ederiz.Yine uzun bir bölüm yazdık :) Hepinize keyifli okumalar^^

Multimedia'da sırasıyla Elis'in alışveriş,yemek ve sonrasında bardaki hali,Serin'in Harley Davidson motorsikleti,Elis'in görevi yapmaya giderken giyindiği kıyafetler ve Elis ile Serin'in bölümün sonlarındaki halleri var ^^

Bölüm parçası ise bu bölümde iki tane var: Blue Fondation - Eyes On Fire ve Paramore - Decode. İkinci şarkı bölümün son kısımlarına uyan bir şarkı olduğu için onu dinlemeye başlamanız gereken kısılar * işareti ile belirtildi.

Bardaki Parçalar: Duman - Dibine Kadar <3 , Katy Perry - Dark Horse , Jason Derulo - Wiggle , Lady Gaga - G.U.Y

Eğer kendimi fantastik bir kitap kahramanı gibi hissettiğimi söyleseydim insanlar buna ne tepki verirdi acaba? Yarı insan yarı vampir ya da yarı insan yarı kurtadam gibi terimlerin günümüz dünyasındaki karşılığı Elis olmalıydı. Yarı elit, yarı serseri... Bu iki tarafın dengesini kurmakta şimdiye kadar hiç zorlanmamıştım, annemin yanında rol yapmak artık alıştığım bir olaydı ve tiyatroya katılsam ayakta alkışlanabileceğimi düşünüyordum. Ama benim ayakta alkışlandığım bir yer zaten vardı... Bale gösterileri.

Düşüncelerimin saptığı yönü büyük bir çabayla tekrar aynaya çevirdim. Annemle sabahtan beri alışverişteydik. Dolabını yeniden düzenlemeye karar veren annem, beni de yanında sürüklemişti ve beni alışveriş yapmaya zorlarken, profesyonel bir otoriter anne görünümünü sergiliyordu. Oysa şuan giydiğim yüksek belli mini pileli eteğim, içine soktuğum beyaz bluzum ve kafamdaki siyah şapkayla bile yeterince huzursuz hissediyordum. Siyah topuklu botlarla yürümek beni yormamıştı ama ayakta dikilmekten sıkıldığım için kenardaki pufa oturdum ve biraz aşağı inen siyah çoraplarımı dizimin üstüne kadar çektim. Butikte koşuşturan annem yanıma geldi ve beni elim boş görünce kaşlarını çattı.

"Sen bir şey almadan geri dönmek yok Elis."

Ah Tanrım bu gerçekten büyük bir tehtiddi. İçimden, Serin ve grubun yanında olmak geçiyordu. Bu fikirden bile mutluluk duymuştum. Ait olduğum yer orasıyken, bu tarz yerler canımı sıkıyordu. Ayağa kalktım ve gülümsedim. "Pekâlâ, ben bir göz atayım," dedikten sonra geniş ve canlı renklerin pek çok ışıkla göz kamaştırdığı mekanda ağır ağır yürümeye başladım.

"Manken gibi kızın var Funda," diyen butik sahibinin lafı kulaklarıma gelince gülümsemem iyice yüzüme yayıldı.

Butikten çıkışta elimde bir sürü torba birikmişti. Bir ton şort, -ki bu şortları gerçekten beğenerek almıştım- jean ve bluz almıştım. Aldığım çiçekli etekler dolabımın bir diğer yarısında yerini bulacaktı. Evet, dolabım da benim gibi ikiye ayrılmıştı.

Dışarıda mağazaların arasında yürürken zeminde tok ses çıkaran topuklu ayakkabılarımı çıkarıp atmak istemiştim ama bu mümkün değildi. Annem sınırlarını zorlayarak birkaç mağazaya daha girdi ve ben de arkasından iyi kız rolü oynayarak ve  gülümseyerek mağazaya girdim. Annem direk renkli kısımlara yönelirken benim gözlerim aydınlatmaların daha az olduğu o koyu alana takıldı. Bakışlarımı fark eden mağaza görevlisi, güldü.

"Orası, daha çok koyu renklerin hakim olduğu bir yer ama sizin gibi renkli birisi için annenizin yöneldiği alanı tavsiye ederim küçük hanım."

Tamamen tasarımlardan oluşmuş bu sarışın adamın sözleri sinirimi bozsa da gülümsememi korudum. Ah lütfen, ne kadar karanlıkta olduğumu bilsen şaşırırsın demek istedim ama sustum ve ona aldırmadan benim için yaratılmış o alana yürüdüm. Direk gözüme çarpan siyah kısa kollu üzerinde beyaz harflerle "COLD" yazan tişörtü elime almak için torbaları gelişi güzel yere bıraktım. İnce ve yarı transparan kumaşıyla beni kendine hayran eden bu tişörtü almayı kafama koymuştum bile. İşte beni mutlu eden kıyafetler bunlardı. Ardından yırtık ve çengelli iğnelerle süslenmiş bir tişörtü elime aldım. Birkaç siyah dar pantolonu da elime geçirdikten sonra tamamdım. İçlerinden bir tanesi bilek hizasındaydı ve birkaç yırtık alanı vardı. Annem gelip beni buldu ve elimdekileri süzdü.

SOĞUKWhere stories live. Discover now