Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Uygar saate bakıp çantasını bir köşeye bıraktı. Antremanda gelmiş birkaç gün sonra yapacakları ilk maç için sıkı bir çalışma yapmıştı. Ancak bugün Uygar için çok daha fazla özeldi. Mutfağa girip elindeki poşeti tezgaha bırakan Uygar, poşetin içindekileri çıkarmaya başladı. Öncelikle aldığı minik pastayı buzdolabına yerleştiren koca adam gülerek diğer malzemeleri çıkardı. Bugün ona göre çok özel bir gündü. Islık çalarak çıkardığı çiçekleri su ile birlikte vazoya koyan Uygar salona geçti. Televizyonu açan Uygar çıkan ilk şarkıya eşlik etti. "Her zaman çiçekler açar da bugünkü bir başka" diyen Uygar gülerek telefonunu eline aldı. Pastanın resmini annesine yollayan koca adam oldukça heyecanlıydı.
Aysu, Alpay'ın antremanda çıkmasıyla birlikte Alpay'ın arabasına bindi. Genç çift eve beraber vakit geçireceklerdi. Aysu arkadaşı Yazgı'nın hala bir çocuk istediğini söyleyememesini kafasına takmış iç çekerken Alpay yan koltuktaki sevgilisine baktı.
"Şu mesele inan bana Uygar baba olmayı çok istiyor"dedi Alpay gülerek yola bakarken. Aysu da güldü.
"Yazgı da çok istiyor. Ama ikisi de birbirine söyleyemiyor"dedi Aysu. Alpay ışıklarla birlikte durup Aysu'ya baktı.
"Bu arada aklında bulunsun ben çocuk isterim sormana gerek yok"dedi Alpay. Aysu bir şey diyemeden gaza basıp utanan Aysu'yu izledi. Aysu sonradan gülüp dışarıya baktı. Aşık olmak çok güzeldi.
Yazgı öğrencilerinin hareketleri öğrenip öğrenmediğine dair sınav yaparken isimlerin yanına artı veya eksi koyuyordu. "Sıla sıra sende"diyen Yazgı gelen minik öğrencisine baktı. Sıla birkaç haftada öğrendiği hareketleri ardı ardına yaparken Yazgı'da kocaman bir aferin ve alkış aldı. "Evet çocuklar. Hepiniz çok iyi çalışmışsınız. Lütfen hareketleri evde de tekrar etmeyi unutmayın"diyerek nazikçe öğrencilerine ipucu vereip boşalan odayla birlikte odadan geçti.
Bugünlük çalışması bitmiş, birkaç evraktan sonra eve gidebileceği için mutlulukla masasına oturdu Yazgı. Telefonuna bakıp gelen aramalara baktı. Uygar birkaç kez aramıştı. Yazgı kocasının numarasını tuşlayıp arkasına yaslandı. "Yazgı ne zaman geleceksin?"diyerek telefonu açan Uygar'a güldü Yazgı.
"Bir saate geleceğim kocacığım"diyen Yazgı bir yandan da kalemiyle oynuyordu. 'Tamam birtanem. Ben evdeyim"dedi Uygar telefonun diğer ucundan. Yazgı dudağını ısırıp iyice koltuğuna yerleşirken "Seni çok seviyorum"diyerek telefonu kapatmaya hazırlanan Yazgı "Bende"cevabını alıp telefonu kapattı. Birkaç saniyede oldukça enerji toplamış mutlu bir şekilde işine dönmüştü Yazgı. Uygar ona sadece sesiyle bile beklenmedik bir enerji veriyordu. Bunun nedeni aşk mıydı? Aşk çok ama çok güçlüydü değil mi?
Aysu koltuğa oturup Şeker'i kucağına aldı. "Alpay ne yaptın sen bu kediye? Ah şu bana bak acıkmış"dedi Aysu dudak büzerek Alpay'a bakarken. Eğlenen Aysu telefonuna gelen mesaj ile dondu bir anda.
