9. Bölüm

1.1K 188 15
                                    

Ali aşağıya indiğinde sokak kapısını açık, sadece sinekliğin kapalı olduğunu gördü. Dışarıdan hafif bir müzik sesi geliyordu. "Tarık!" diye seslenerek kapıya doğru ilerledi ve sağındaki salonunu, solundaki mutfağı kontrol etti.

"Buradayım, dışarda!" diye yanıt verdi Tarık. Ali dışarı baktığında kardeşinin kendisine küçük çaplı bir rakı sofrası kurduğunu ve olabileceği en rahat pozisyonunda keyifle oturduğunu gördü.

"Afiyet olsun." Manidar ses tonuna yüzündeki gülüşü yansıdı. Sinekliği açıp onuna yanına çıktı.

"Gel beraber olsun."

"Yok yok! Aman ben almayayım."

Tarık abisine güldü. Klasik Ali'ydi işte. Ali nadir içki içenlerdendi. Hele böyle işe gideceği anlarda çok daha katı oluyordu.

"Ben senin yerine de içerim üzülme. Otursana bari biraz, bir şeyler atıştır. Restorandan gelenleri koydum hep," dedi Tarık muzip muzip.

Ali kısa bir an için kararsız kaldı. Fakat sonra sandalyeyi çekip kardeşinin karşısında oturdu. Masadaki mezelerden atıştırmaya başladı boştaki çatallardan birini kapıp.

"İzin vermişsin Merih'e?" dedi Tarık rakısından içerken.

"Başka seçenek bıraktın mı ki? Ayrıca vermeyip de ne yapacaktım."

"Bu konuda kızgın mısın ya? Bu kadar da çalışma bağımlısı olamazsın Ali."

Ali bakışlarını kaldırıp Tarık'ın gözlerine baktı. "Tabii ki de izinler konusunda kızgın değilim Tarık. Sadece... bu tatil kaçamağı içi erken değil mi sence?"

"Sen Aslı'yla tatilde tanışmıştın?" dedi Tarık gözlerini kısıp kaşlarını çatarak.

"Aynı şey değil."

"Ve tanıştığın o tatilde onunla yatmıştın sanki?" diye hatırlattı.

Ali dik dik baktı Tarık'a. "Tarık, Merih'le Aslı bir mi?"

"Neden olmasınlar? Aslı'yı bu kadınlardan ayrı kefeye koyuyor olamazsın. Evleniyorsun onunla."

"Hayır, o anlamda demiyorum. Aslı karakteri gereği benden önce de pervasızca ve özgürce yaşayan bir kadındı. Bizim ilişkimiz ikimizin karakterine göre şekillendi. Ama Merih öyle değil. Sen Merih'in hayatındaki üçüncü erkek arkadaşı falan olduğunun farkındasın değil mi?"

"Evet, bunları üstünkörü konuşmuştuk. Çok detaya girmedik ama... Tecrübesiz olduğunun farkındayım. Üstüne gitmiyorum. Şu ana kadar hiç öpüşmedik bile—"

"Gerçekten mi?" diyerek onun sözünü kesti Ali. İşte bu şaşırtıcıydı.

Tarık abisine gözlerini belerterek baktı. "Merak etme. Bana olan güvenin göz yaşartıcı ama inan bana kendi başıma doğru hareket edebiliyorum. Senin gibi ben de Merih'le aynı yerde büyüdüm. Onun kim olduğunu, nasıl bir kız olduğunu, diğerlerinden nasıl farklı olduğunu biliyorum. Ve göründüğünün aksine aslında biraz cesaret bulursa çok özgür olabilecek bir kız o da." Tarık biraz doğrulup abisine doğru eğildi. Daha ciddi ve kısık bir sesle devam etti konuşmasına. "Ben ondan gerçekten çok hoşlanıyorum abi. Ona kimseye baktığım gözle bakmıyorum. Tanıdıkça daha da kapılıyorum. O kadar tatlı, o kadar sevimli ki! Onu incitecek bir şey asla yapmam. Onunla tatile gitmek isteme sebebim onu yatağa atmak falan değil. Onunla baş başa kalabilmek istiyorum. Gitmesi gerekmeden, saat kısıtlaması olmadan onunla vakit geçirebilmek istiyorum."

Ali hiçbir şey demedi. Zaten ne diyebilirdi ki? Tarık'ın gözlerine bakan anlardı onun ne denli ciddi olduğunu. Üstelik şu ana kadar öpüşmemiş bile olmaları cidden çok garipti. Tarık için büyük bir şeydi bu.

İKİLİ DELİLİKWhere stories live. Discover now