6. Bölüm

1.3K 190 16
                                    

Bugün restorana geç geldiği için aç gelmişti. Ama çok da haklı bir sebebi vardı. Biricik arkadaşı, can dostu Meral, iki günlüğüne Fethiye'ye gelmişti. O yüzden tüm gününü ona ayırmıştı. Saatin nasıl geçtiğini anlamayınca, apar topar restorana gelmişti. İnsanlar da gelmeye başlamış olduğundan yemek yemeye vakti olmamıştı. Şimdi ancak ortalık sakinlemişken yiyebiliyordu. Üstelik Meral de gelmişti restorana! Karşılıklı sohbetin dibine vurarak yemeklerini yiyorlardı.

Üniversiteden pek arkadaşı kalmamıştı Merih'in. Meral kalan nadir olanlardandı. Daha az samimi olduğu arkadaşları elbette ki vardı ama bölümündeki popülaritesi bir Venüs'ünki kadar hiçbir zaman olmamıştı.

Öğlen buzlu kahvelerini içtikleri bir sırada, ilk kez Venüs ve kendisinden başkasının bu karmaşayı bilmesine izin vermek suretiyle ona giriştikleri planı anlatmıştı. Meral'in dinlerken bile kafası karışmış, yorulmuştu. Çokça da gülmüştü kızların haline. Merih'in Tarık aşkına Venüs kadar hâkim biri daha varsa, o da Meral'den başkası değildi.

Yemek yerken burada yaşanan yemek gecesinin detaylarını anlatmıştı. Meral gerçekten gülmesini durduramıyordu. Merih de insanların onları duyup durumu sorgulamasından biraz tırssa da, Meral sayesinde olaya dışarıdan bakan bir göz gibi düşünüp biraz eğlenebiliyordu.

"Yalnız bir şey diyeceğim, bu yemekler sahiden çok lezzetliymiş. Ada restoranın neden adı var çok net anlaşıldı şu an. Şimdiye kadar onca kez gelip de neden hiç yememişim ki?" Meral tok olan taraf olmasına rağmen hapur hupur her şeyden yiyordu.

"Eee, Sıtkı abiyle Esat abi bir numaradırlar çünkü." Merih nefeslenmek için durakladığı anda bile kolasından bir yudum alıp devam etti. İnanılmaz acıkmıştı.

"Afiyet olsun gençler!" Merih Ali'nin sesini duymasıyla aceleyle yutkunmaya çalışarak kendisini bir boğulmanın içine attı. Yine bir yudum kolayla durumu kurtarırken Ali gelip elini onun omzuna koydu.

Meral kendinden geçmiş garip bir sesle "Teşekkürler," diye mırıldandı. Zar zor yutkunurken gözlerini Ali'den alamıyordu.

"Teşekkürler Ali abi. Esat abi her zamanki gibi döktürmüş, ben de hazır arkadaşım ziyarete gelmişken onun eşsiz yemeklerinden yediriyordum ona."

Ali Meral'e dönerek hafifçe tebessüm etti. Bugün yine ciddi olduğu bir gündü. Ciddi olduğu günlerde pek iş saatleri içerisinde gülümsemezdi. Ama nezaketsizlik etmek de istememişti.

"Hoş geldiniz," dedi elini uzatarak. "Ali Kızıldağ ben."

"Memnun oldum Ali Bey, Meral ben de. Sadece Meral."

Merih arkadaşının cevabı ve ses tonu üzerine Ali'ye çaktırmadan gözlerini belerterek ona baktı. Niye transta gibi konuşuyordu ki bu manyak?

Ali Meral'in kendini tanıtmasına sessizce güldü. "Ben size rahatsızlık vermeyeyim. Eğer bir isteğiniz olursa mutlaka seslenin lütfen, olur mu?"

"Sağ ol Ali abi. İstediğin zaman uğra."

Merih giden Ali'nin arkasından el sallayıp Meral'e döndü. Meral hala kafası güzelmiş gibi Ali'nin ardından bakarken onu cimcirdi. "Kızım n'apıyorsun sen ya?! Niye öyle aç köpekler gibi bakıyorsun adamın arkasından?" diye sessizce bağırdı.

"Merihcim asıl sen n'apıyorsun yavru kuşum? Bu adama abi denir mi? Abi deme, gün gelir lazım olur. Delirdin mi sen?"

Merih ağzı şok içinde açılırken bir kez daha arkadaşının kolunu mıncırdı. "Sessiz olsana be manyak! Ay rezil edeceksin bizi!"

"Adam Ricky Martin gibi resmen."

"Adam Tarık'ın abisi, hatırlatırım."

"Gerçekten bu varken Tarık'a hiç gerek yokmuş be Merih. Gerçi Tarık da bunun bir alt versiyonu gibi çocuk şimdi, yalan olmasın. Ama olgun erkekler beni her zaman daha fazla heyecanlandırmıştır."

İKİLİ DELİLİKWhere stories live. Discover now