Fırtına

By dolunaayy_

1.4M 56.4K 4.5K

"ASEL!!" Hırsla arkamı dönüp karan'a bağırmaya başladım. "Buyur fırtına komutan!!" Yanıma gelip bedenimi duv... More

Tanıtım
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
SÜRPRİİZ!!!
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43.bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
48. Bölüm
49. Bölüm
50. Bölüm
51. Bölüm
52. Bölüm
~Final~
Sarmaşık
Delikanlı

29. Bölüm

20.7K 903 56
By dolunaayy_

Instagram:dolunaayyz

Annemin öleceğini hiç düşünmezdim. Küçükken anneler ölmez, anneler hep yaşar derlerdi.
Şimdi annemin ölüm haberini alıyordum. Kocası için beni döven, beni parayla satan annem, kocası tarafından öldürülmüştü. Canından çok sevdiği kocası onu öldürmüştü.

Annemin cenazesi için abim, damla ve ben ilk uçakla istanbula gelmiştik. Abim donmuştu sanki, ağzını bıçak açmadan öylece oturuyordu. Ben...benim de ondan farkım yoktu aslın da.
Yine bir adalet sarayı, bu sefer de üvey babamı içeriye tıkıyorlardı.
Bahçe de onun çıkmasını beklerken askerler kollarından tutmuş bir şekil de çıkmıştı. Hırsımı alamadan kimseyi umursamayarak yakasına yapışıp bağırmaya başladım.

"Ne istedin ondan! Öldürecek kadar ne istedin!Annem senin için kul köle oldu! Ne istedin o kadından, allah belanı versin! Ne yaptı o kadın sana ne yaptı! Kaç kadını daha öldüreceksiniz allahın cezaları, kaç kadını daha saçma sebeplerden öldüreceksiniz!
Eve para getirmedi diye annemin canına nasıl kıyarsın! Şerefsiz herif! Ulan bıktım sizin gibilerden bıktım! Girişin olsun da çıkışın olmasın allahın belası herif!"

Askerler beni çekmek için uğraşırken boğazını kurtarmak için karşım da çırpınıyordu.
Abim kollarımdan tutup beni çektiğin de öksürerek nefes almaya çalışmasını izledim.
"Kadınlığını bilip içki paramı getirseydi!"
Üzerine tekrardan saldırmak için hamlede bulunup bağırmaya başladım.
"Ulan şerefsiz herif! Karaktersiz! Bir de utanmadan övünüyormuş gibi konuşuyor musun sen!"

Askerler üvey babamı arabaya bindirip kapılarını kapatarak yola çıktıkların da abim sımsıkı sarılarak saçlarımı okşadı.
"Cezasını çekecek abim...çekecek. Şimdi güçlü durmamız lazım, annemin cenazesine gitmeliyiz."
Annemin cenazesi...

🤎🤎🤎

Hiç bir kadın haketmezdi saçma sebeplerden öldürülmeyi. Annemin üzerine atılan toprakları sessizce izlerken onu son gördüğüm de dediklerim aklıma gelmişti.
Neden anne neden. Bu adam da ne vardı böyle, seni köle gibi kullanmasına neden izin verdin.

Herkes teker teker mezarlıktan çıkarken damla,abim ve ben kalmıştık.
Mezar taşından gözlerimi ayıramıyordum.

Hülya araz
D.t. 23.05.1966
Ö.t. 08.05.2021

"Asel,hadi gidelim."
Abim elini omzuma koyduğun da kendimi toparlayarak abime döndüm.
"Siz gidin abi. Geleceğim."
Anlayışla karşılayarak başını sallayıp damlayı alarak mezarlıktan çıktı. Yere oturarak annemin toprağını sevdim.
"Anne."
Hıçkırarak ağlamaya başladığım da toprağının kokusunu içime çektim.
"Sonun böyle mi olacaktı anne. O pislik yüzünden mi olacaktı. Neden ona muhtaç oldun anne. Neden, niye bırakmadın onu. Sana dedim! Defalarca dedim!
Eğer bu adama köle olmaya devam edersen sonun ölüm olacak dedim! Neden dayak yemeye göz yumdun!"

"Sen bile olsan böyle ölmeyi haketmiyorsun hülya araz! Bir kere bile olsa sana sarılmak isterdim. Annem diye sarılıp saçlarını okşamak isterdim. Senin bana göstermediğin şefkati ben sana göstermek isterdim.
Abimi severdin, saçlarını okşardın, ama...ama beni hiç sevmedin. Beni neden sevmedin anne"

Arkamdan sarılan güçlü kollarla arkama döndüğüm de gördüğüm yüzle gözlerim kocaman açılmıştı. Ama..ama o görevdeydi. Buraya nasıl gelmişti? Bunları sonraya atarak kollarımı boynuna dolayarak ona sarıldım.
"Öldürdü onu...en sonun da öldürdü."
Hıçkırarak ağlarken usulca saçlarımı sevip fısıldadı.
"Ağla aselim ağla, dök içini, yanındayım. İstersen saatlerce burada duralım, ağla sakinleş."

O kadar çok özlemiştim ki.
"Nasıl geldin görevden? Nasıl haberin oldu?"
Başımı boynundan kaldırmadan konuşurken usulca saçlarımı sevmeye devam etti.
"Bugün geldim, direk yanına gelmiştim ama..alya olanları anlatınca ilk uçakla buraya geldim."

Geri çekilerek yüzüne bakıp titrek bir nefes aldım.
"Ben kötü birisi miyim?"
Yüzün de şefkatli bir gülümseme oluşurken yanaklarımı okşayıp anlıma sıcak dudaklarını bastırdı.
"Sen kanatsız bir meleksin asel...onca şeye rağmen annenin yanına geldin, üvey babana hesap sordun, çocuk gelini kurtardın, babana kafa tuttun, sen kadınların sesi oldun asel. Seninle her zaman gurur duyuyorum. Şefkatle, sevgiyle dolu kalbini çok seviyorum. Annen seni sevmediyse eğer kendi aptallığıdır. Onca şeye rağman omuzların dik güçlü duruyorsun ya hani, sana hayranım doktor...hepte olacağım."

Dedikleri o kadar özeldi ki benim için. O kadar özel ve güzeldi ki.
"Gidelim mi?"
Başıyla beni onaylayıp belimden tutarak ayağa kaldırdı. Dizlerimde ki toprağı eliyle silkeleyip elimi tutarak mezarlıktan çıkardı.
"İlk uçakla kıbrısa geri dönüyoruz."

"Dönelim."

Gözlerim annemin mezarına kaydığın da derin nefes alıp anneme son kez veda ettim.

Hoşçakal anne...hoşçakal.

🌻🐣🌻🐣

Kıbrısa ilk uçakla geri dönmüştük. Burası artık benim evim olmuştu, buradan başka bir yere gitmek beni kötü hissettiriyordu.
Damla ve karan abimle beni yalnız bırakarak yanımızdan ayrılıp gittiğin de arka bahçenin kaldırımın da öylece oturuyorduk.

"Ölüm...ne değişik bir şey değil mi? Kim derdi ki koskoca hülya araz ölecek.."
Abim yere bakarak mırıldanırken gözünden akan yaşlarla kalbimin sızladığını hissetmiştim.
Abim anneme eskiden bağlıydı...biraz da olsa bağlıydılar birbirlerine. Ben ailenin hep dış planındayken abim onların arasına biraz da olsa girebilmişti.
"Ölmesin...annem ölmesin, ölmemiş olsun. Onu o topraktan çıkarıp kurtaramaz mısın asel?"

Gözlerini yerden kaldırarak bana baktığın da dolan gözlerimle sesizce başımı onaylamazca salladım.
"Gitmesin...benim yanım da olmasa da yaşaması yeterdi, gitmesin asel."
Gözümden bir yaş akarken başımı başka bir yere çevirip göz yaşımı sildim. Şimdi sırası değildi.
Başını omzuma koyup ağlamaya başladığın da kollarımı ona dolayıp saçlarını okşadım.
"Anne."
O anne diye ağlarken sessizce başımı başına yaslayıp saçlarını okşadım. Hülya araz....seni hiç özlemeyeceğim.

"Abi, güçlü durmalısın. Damla seni böyle görürse çok üzülür. Biliyorum zor, annen öldü kolay değil. Ama bunu da atlatacaksın."

"O senin de annendi, sen de ağladın."

"Ben tüm kadınların adına ağladım abi. Annem diye değil, kocası tarafından saçma sebeplerle öldürülen bir kadın için ağladım. Hiç bir kadın haketmez böyle ölmeyi, hiç bir insan..bunu hak etmez."

"O bundan sonra yok değil mi?"

"O gitti abi, o bundan sonra yok."
O bizim hayatımız da hiç bir zaman olmamıştı ki şimdi olsun...

"Sen gitme asel olur mu?"
Abimi annemin ölümü çok etkilemişti anlaşılan. Hıçkırarak ağlarken onu teselli edemeyeceğimi bildiğimden sessizce onu izliyordum.
"Olur abi...gitmem."

👻🤍👻

Zor bir gündü, çok zor bir gün. Dilim lal olmuştu sanki. Abim omzum da saatlerce ağlamış orada uyuya kalmıştı. Zor bela uyandırıp damla ile eve gönderdiğimiz de biz de karanla birlikte eve gelmiştik. Koltukta sessizce otururken ışıklar kapalı çıt çıkmadan oturuyorduk. Başımı göğsüne yaslamıştım.

"Abim annemin ölümünden çok etkilendi, koskoca akın araz omzum da saatlerce anne diyerek ağladı. Demek böyle oluyormuş bir insanın annesi öldüğün de.."  Karan'ın derince bir nefes aldığını duydum. Yavaşça saçlarıma minik bir buse kondurdu.

"Annemle babam öldüğün de dünyamın başıma yıkıldığını hissetmiştim. Kimsem kalmamıştı...kimsesizdim artık. Sadece ben vardım. Nasıl yalvarmıştım gitmesinler diye. Ama sonra kendim için yaşamak zorun da olduğumu hatırladım. Zor bela içim acıya acıya yurt köşelerin de büyüyerek buralara geldim..."
Başımı göz göze geleceğimiz bir şekilde kaldırıp onu dinlemeye devam ettim.

"Evet bir ailem vardı. Ama onlar hep işteydi asel. Onlar hiç yoktu. Bakıcıların elin de büyüdüm. Annem en son ne zaman bana masal okumuştu onu bile bilmiyorum. Babam ne zaman bana oğlum demişti hatırlamıyorum. Ailen var mı? Var. Söz de bir ailem vardı işte. Mutsuz bir çocuktum ben. Okul çıkışın da annesi babası çocuğunu almaya gelen ailelere bakıp onları kıskanırdım. Çok isterdim, onlar da beni alsın diye. Bir kere gelip almışlıkları yoktur beni okuldan. Ama sonra onlar öldüğün de anladım ki varlıkları bile yetiyormuş. Gittiklerin de anladım ki yüzlerini beş dakika bile görsem yetermiş."

Gözleri dolu dolu bana bakarken sıkıca ona sarılıp yanın da olduğumu belirttim. İkimiz de zor zamanlardan geçmiştik. Zorluklarla dolu bir hayatla büyümüştük. Ama şimdi mutluyduk, hiç olmadığımız kadar mutlu, özgür ve huzurlu.
"Bu gece...göğsün de ağlayabilir miyim?"
Sorumla birlikte gülümseyip gözlerini kapattığın da gözünden yaş akmıştı.
"Bu gece beraber ağlayalım mı?"
Bu soruyu beklemediğim için duraksayarak ona bakıp başımı göğsüna yaslayarak ağlamaya başladım.

"Ağlayalım."

Bu gece biz değil.
Göz yaşlarımız konuşmuştu...

Hiç bir kadın hiç bir insan eceli gelmeden ölmeyi haketmez...

sizleri seviyorum
Kendinize iyi bakın
Hoşçakalın🤍🌵

Continue Reading

You'll Also Like

30K 1.7K 16
"Bıraksana yahu elimi! Gittiler işte." Ali elimi bırakıp arkasına yaslandı. Gözlerini kısmış düşünceli bir şekilde bana bakıyordu. "Onlar var diye...
106K 9.1K 23
...Hakikaten onlar, Rablerine inanmış gençlerdi... Kehf 13 🌸🌸🌸🌸 "Kardeşime söz verdiğin yüzüğü almadan olmaz. " derken hala gülüyordu. Ellerimi...
19.9K 2.3K 31
Annesinin doğma vatanına yaşamak için gelen Azer Memmedov, veteriner olan Ahsen Özçivit ile tanışır. ~~~ "Annemin vatanına geldiğimde nasibim ile ka...
68.5K 1.1K 59
Yağan şiddetli yağmurla yolda kalmış koşarak biraz da kaderime söverek bir benzinciye ulaşmıştım. Böyle bir güzellikle tanışacağımı bilsem kaderime s...