24. Bölüm

26K 1K 34
                                    

Instagram:dolunaayyz

Baba...baba ne demekti, ne anlama geliyordu?
Baba şefkat demekti, baba sevgi demekti, baba ilk aşk demekti. Peki ya benim babam neden öyle olmamıştı. Düştüğüm de neden elimi tutmamıştı?
Karne mi aldığım da neden bana şeker almamıştı?
Bir kere olsun neden beraber parka gitmemiştik? Neden beni hiç salıncakta havalara uçurmamıştı?
Benim babam neden bir kere olsun bana sarılmamıştı?

baba kokusu nasıldı peki?
Baba şefkati?

Abimin dediği şey zihnim de defalarca yankılanırken put gibi durmuş gözlerim dolu bir şekil de yere bakıyordum.

"Asel ne olursun güzelim bana dön. Aselim, bana bakar mısın?"
Karan'ın sesiyle transtan çıkar gibi irkilerek ona döndüm. Titreyen bedenimi sıkıca sarmış saçlarımı
okşuyordu.

"Babam...o...o tekrardan geldi, hayatımı mahvetmeye geldi."
Karan gözlerime endişeyle bakarken gözlerine korkuyla bakıyordum. Benim bu hallerime alışık olmadığı için darma duman olan yüz ifadesi beni daha çok kahrediyordu.

Yavaşça beni ısssız bir yere götürüp yere oturttu.
Karşıma geçip elleriyle yüzümü kavrayıp ona bakmamı sağladı.
"Anlat bana güzelim..."
Daha fazla dayanamadan hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamamla karan kollarını belime sarıp beni kendine çekmişti.
Ona nasıl anlatacaktım..nasıl diyecektim. Eğer dersem o adamı öldürürdü.
Ama ondan bir şey saklayamazdım..bunu ona yapamazdım.

"Babam...rıza araz...hapise girmeden ilk önce her zaman ki gibi evimiz huzursuzdu. İçip,içip, eve gelir, annemi döver, daha sonra da sıra bize gelirdi. Eğer akşam içkisi için para getirmezsek komalık edene kadar vururdu. Acımazdı hiç. O adam da acıma duygusu yoktu. İçip içip sızardı pis sarhoş. Annem bize destek olmak yerine onun çocuğuyuz diye bizden nefret ederdi. Abimi severdi biraz da olsa. Ama ben...ben hep onun ezeli düşmanıydım.
Biz ne anne kokusu bildik, ne de baba...
Ne baba şefkati gördük, ne anne.
Çok isterdim karan. Bir kere olsun beni sevsin, bir kere olsun bana kızım desin, bir kere olsun beni parka götürsün. Ama ben onların sadece kölesiydim."

Duraksayarak gözlerimi karan'a çevirdiğim de hikayenin asıl tarafının bu olmadığını anlamıştı.
Derin nefes alarak başımı göğsüne yaslayıp tüm gücümü toplayarak devam ettim.
"Günlerden bir gün odam da uyurken bir anda kapı açıldı, içeriye o girdi..babam. Çok korkmuştum, tir tir titriyordum. O benim odama girmezdi, yanıma geldi. Bana dokundu! Ama sevmek için dokunmadı bana karan. O pislik! Kendi öz kızına, küçücük o masuma pis ellerini değdirdi! Sesimi çıkaramadım!Yardım çığlıkları atamadım! O an felç geçirmiş gibi kalakaldım. Tek yaptığım şey sessizce ağlamaktı. Elini ağzıma sımsıkı kapatmıştı, bağıramadım!Duyuramadım sesimi!"

Daha fazla devam edemeyerek hıçkırıklarım etrafı sararken anlıma düşen sıcak su damlasıyla başımı karan'a çevirdim. Dişlerini sıkıca birbirine kenetlemiş gözleri kıpkırmızı olmuştu. Anlıma minik bir buse kondurarak gözlerimin içine baktı.
"Sen çok güçlü bir kadınsın asel. Seninle gurur duyuyorum. Seninle gurur duyuyorum aselim. Sana yemin ederim buraya geldiğine onu pişman edeceğim. Sakın korkma asel. Ben varım yalnız değilsin, ben senin hep yanındayım."

Elini elime kenetleyerek tekrardan bana döndü. Soluksuz onu dinlerken bir kere daha allaha şükretmiştim, onun gibi birisini karşıma çıkardığı için.
"Bu eller hiç ayrılmayacak, bunu da beraber atlatacağız."
Gözlerime kararlılıkla bakarken elini sımsıkı tutup başımı salladım.
"Beraber atlatacağız."

🥀♥️🥀♥️

Karanla neredeyse üç saat boyunca öylece oturarak sessiz, sessiz, ağlamıştık. Erkek adam ağlamaz derler ya, tam bir saçmalıktan ibaretti. Erkek adamlar ağlar...
Onların da kalbi, duyguları vardır. Biz insanız, bizi bir kitleye sokmaları cahillikti. Kadın dediğin evde oturur.
Erkek adam ağlamaz. Yoktu öyle bir dünya.

Kadın isterse evde oturur, isterse çalışır.
Biz kadınlar çok güçlüyüz. Hepte böyle olacaktık. Cahil insanların karşısın da dimdik durarak kendi ayaklarımızın üzerin de durarak bizi susturmalarına izin vermeyeceğiz. Eğer biz susarsak binlerce kadın şiddet görmeye, öldürülmeye, devam edecekti. Aşağılanmaya devam edecekti. Bunları durdurmak için o insanların önün de dimdik duracaktık.

Kadın ve erkek eşit değildir. Kadın her zaman üstündür. Kadın savaşır, kadın güçlüdür, kadın olayları şiddetle çözmez, kadın gücünün altına sığınmaz.
Kadın olmak hayran duyulacak bir şey.
Ben asel araz, kadın olmaktan gurur duyuyorum.
Yıllarca hem psikolojik olarak, hem de fiziksek olarak şiddet görmüş bir kadınım. Ama her şeye rağmen dimdik durarak bunları atlatmıştım. Savaşı ben kazanmıştım. Kendi ayaklarımın üzerin de durarak doktor olmuştum...

Askeriye ye gelerek abimle damlanın yanına çıktık. Karan elimi bir kez olsun bırakmadan yanım da dururken ondan güç alıyordum.
"Hoşgeldiniz."
Abimin sıkıntılı yüz ifadesine bomboş bakışlarımdan atıp yorgunca koltuğa oturdum.
"Nerede gördün?"
Keskin sesimle bunları söylerken bakışlarımı duvardan ayırmadım. Şuan kimseyi düşünecek halde değildim.

"Çıkmış hapishaneden, bir şekilde bizi araştırmış mahalleden felan, annemler heralde anlatmış. Oradan öğrenmiş işte geldi beni buldu."
Başım şiddetle abime dönerken deliye dönmüş bir şekil de ayağa kalkarak oda da volta atmaya başladım. Damla ve karan sesizce bizi izlerken abime doğru dönüp kısık sesle bağırdım.
"Ne demek abi bizi buldu! Ne demek bu! Hangi yüzle! Hangi cesaret geliyor! O zaman küçüktüm!Ama şimdi hiç bir şeyi umursamam abi! Öldürürüm onu! Sakın! Sakın benim karşıma çıkmasın!"

Ellerim titremeye başlarken saçlarımı kökünden sinirle çekiştirdim. Yüzsüz herif! Yüzsüz!
Abim yanıma yavaş adımlarla gelip kollarımı tuttu.
"Asel, biliyorum beraber yaşadık hepsini. İkimiz için de çok zor, emin ol onun hayatımıza girmesine izin vermeyeceğim..."
Yutkunarak hızla atan kalbimi sakinleştirmek adına abimden uzaklaşarak sakin olmayı diledim. Gözlerim karan'a değdiğin de abimin bilmediğini anlamış olacak ki kaşlarını çatmıştı.

"Evet...hayatımıza giremeyecek. Çünkü hapise tekrardan girecek."
Söylediğim şeyle herkes şokla bana bakarken boğazımı temizleyerek koltuğa oturdum. Biraz daha ayakta kalırsam bayılacaktım.
"Asel, ne demek bu? Nasıl yapacaksın bunu?"
Abime cevap vermezken bakışlarını inatla benden çekmiyordu.
"Babanız neden hapise girmişti?"

Damlanın ciddiyetle sorduğu soruyla derin nefes alıp ona döndüm. Ne zaman bunlar konuşulsa kendimden geçiyordum.
"Hırsızlık, adam öldürme, haraç kesme, t-taciz."
Sesim giderek titremeye başladığın da yutkunarak devam ettim.
"Bunlar bir şekil de ortaya çıktı. Taciz ettiği kadın o pisliği araştırmış bulmuş, şikayetçi olmuş. Bana tecavüz girişimin de bulundu diye...kadın avukatmış şansa, babamın her şeyini ortaya döktü iyi ki de yaptı."

Damlanın gözleri sinirle dolarken elini yumruk yapmıştı. Böyle şeylerin duyulması bile insanın tüylerini diken diken ediyordu. Peki yaşayanlar ne yapacaktı, ben ne yapacaktım...gözlerimi kapattığım da yıllar önce ki sahne önüme gelirken irkilerek gözlerimi açtım.
"Sana bir soru sordum asel, rızadan ne hakkın da şikayetçi olacaksın."
Abimin sert sesiyle yutkunarak karan'a baktım. Zamanı gelmiş olacak ki gözlerini yumup açtı.
Tüm cesaretimi toplayarak başımı dikleştirip abime baktım.

"Bize yaptıkları için! Sessiz kalmayacağım abi! Yatsın, gebersin içeride, umrumda değil! Şiddet, bizi çocukken çalıştırması!"
Abim yavaşça önüme doğru eğilip saçlarımı okşadı. Yüzüme şefkatle bakarken fısıldadı.
"Bunlarla içeride yatamaz asel. Fazla bir ceza almaz."
Göz pınarlarım akmak için savaşırken titreyen sesimle konuştum.

"Daha fazlası var abi...o bana dokundu!! O pislik öz kızının mahrem yerlerine elini sürdü! O herif! Bana tecavüz etti!"

Bugün size durgun bir bölümle geldim
size söyliceğim şeyler şu ki sakın susmayın!
Eğer biz susarsak kadınlar daha çok öldürülücek lütfen susmayalım o masum minicik çocuklara dokunmalarına izin vermeyelim

Günümüz de bir çok kadın öldürülüyo bir çok minik çocuklara tecavüz ediyolar bir çocuk gelin oluyo onlar için susmayalım onları koruyalım önemseyelim

Sizleri çok seviyorum
Kendinize iyi bakın
Hoşçakalın🤍🌵

FırtınaWhere stories live. Discover now