23. Bölüm

27.9K 1K 47
                                    

Kalp atışlarım dışardan duyulacak diye korkuyordum. Ne demişti az önce o? Seni seviyorum mu dedi o? Öyle mi dedi? Ne dedi? nasıl dedi?
Karşım da nefesini tutmuş bir şekil de bana bakarken ben de ona aynı şekil de bakıyordum.

"Sen az önce ne dedin?"
Derin nefes alıp yutkundu. Gözlerini gözlerimden ayırmadan fısıldadı.
"Seni çok seviyorum dedim."
Yüzümde ki gülümseye engel olamazken ağzımı açıp cevap verecektim ki çalan telefonum buna engel oldu.

Alya arıyordu.
"Efendim alya?"

"Acil buraya gelmelisin, hastanın apandisti patlamış!"

"Tamam sakin ol, hazırlayın geliyorum."
Telefonu kapatarak eşyalarımı elime aldım.
"Asel ne oluyor?"
Karan anlamaz gözlerle bana bakarken telaşla ayağa kalktım.
"Acil ameliyat var gitmem lazım. Beni bırakır mısın?"
Başıyla beni onaylayıp ayağa kalkarak yürümeye başladı.

Umarım yetişebilirdik.

🍂🤎🍂🤎

Hastaneye geldiğim de üzerimi değiştirip ameliyata girmiştim. Son an da yetişmiştim. Şuan hastanın durumu iyiydi en azından.
Üzerim de ameliyat önlüklerimle hasta yakınlarının yanına gittim.
"Öncelikle geçmiş olsun. Sadi beyi normal odaya alıyoruz. Bir gece kontrol amaçlı burada kalmalı, yarın daha detaylı konuşuruz."

Gözü yaşlı kadın bana bakıp tebessüm etti.
"Çok teşekkürler."
Gülümseyerek kadına bakıp başımla onayladım.
"Rica ederim görevim."

Yanlarından ayrılarak odama geçip üzerimdekileri çıkardıktan sonra masama oturdum. Aklıma bu akşam olanlar gelince kocaman sırıtarak yere baktım.
Beni seviyordu...

Ben de onu çok seviyordum. Nasıl diyecektim ki şimdi. Nasıl denirdi böyle şeyler. Offf
Kapımın açılmasıyla düşüncelerimden sıyrılıp ayağa kalktım.
"Kuzum ben çıkıyorum."
Alyanın yanına gelerek onunla yürümeye başladım.
"İyi bakalım alya hanım."

Hastanenin bahçesine çıktığımız da önlüğümün ceplerine ellerimi sokup ona döndüm.
"Bu arada..karan'a sen söyledin değil mi yerimi?"
Dudağının kenarını ısırarak bana bakıp sırıttı.
"Şey ımm, eee şimdi şöyle ki, evet söyledim ya! Barışın diye yaptım, becerebildim mi kız. Barıştınız mı?"
"Sanırım evet."
Çığlık atarak beni kucaklayıp döndürmesiyle kahkaha atarak sırtına vurdum.
"Belin çıkacak! İndir beni."

Beni bırakıp sevinç dansını yaparken gülümseyerek onu izledim.
"Yes be! Yes. Allahım biliyordum! Biliyordum! Ee yüzüğün nerede?"
Elime bakıp omuz silktim.
"Sen aramasaydın takacaktım sanırım. Karan hâlâ onu affettiğimi bilmiyor."
Eliyle dizlerine vurup kendi kendine konuşamaya başladı. Bu kız gerçekten deliriyordu.

"Ah ah salak alya, kızım niye dizinin en heyecanlı yerin de araya giren reklamsın sen ya!"
Gözlerimi devirip koluna vurdum.
"İyice saçmalamaya başladın, hadiii sen git, sabah erken gel. Bugün çok yoruldum gidip hemen uyumak istiyorum."
Yanağımdan öpüp asker selamı verdi.
"Tamamdır patron."

Sırıtarak elimle asker selamı verip göz kırptım. Derin nefes alarak banklardan birisine oturup kollarımı birbirine bağladım. Üşümüştüm, omuzlarıma örtülen gri battaniyeyle gözlerim oraya döndü. Karan elinde ki benim olan battaniyeyi omuzlarıma sararak yanıma oturdu.
"Battaniyeni şimdiye vermek kısmetmiş."
İnkar etmeden gülümseyerek ona bakıp battaniyenin diğer ucunu onun omzuna attım.

"Yoruldun mu?"
Başımla onaylayıp gözlerimi kapattım.
"Şimdi şurada uyuyasım var. Her ne kadar öğlen iki de kalksam da, gece uykusu bir başka."
Soğuk olan ellerimi sıcak ellerinin arasına aldığın da gözlerimi açtım.
"Beni affettin mi?"
Gözlerime umutla bakarken önüme dönüp göz temasını kestim. Gerildiğini ellerinden anlarken başımı omzuna koyup gözlerimi kapattım.

FırtınaWhere stories live. Discover now