2. Bölüm

50K 1.7K 124
                                    

Instagram:dolunaayyz

Hayatın size ne getireceğiniz bilmiyordunuz işte. Gerçeklerle elbet yüzleşiyorduk. Abimle şuan yüzleştiğimiz gibi.

Gözlerimin içine derince bakarken, önlüğümü çıkarıp üzerimi giyinerek abimi ve kahve gözlü sinir herifi orada bırakarak dışarıya çıktım.

"Asel."
Bana seslenmesini duysam da bakmadan yoluma devam ediyordum.
"Abim, aselim."
İşte bu kaskatı kesilmemi sağlamıştı. Adımlarım bıçak gibi kesilirlen ardarda yutkundum. Eskiden de hep böyle derdi. Aselim derdi.

Arkamı dönüp özlediğim yüzüne baktım. Kaç yıl geçerse geçsin unutmayacağım gözlerine baktım.
"Asel." Fısıldayarak söylediği şey üzerine daha fazla dayanamadan yılların intikamını alırcasına bağırmaya başladım.

"Ne, asel ne! Asel!Asel! Rahat bırak beni. Önceden nasıl beni hiç sayıp bıraktıysan. Şimdi de bir yabancı gibi davran. Unut beni!"
Gözleri dolmuştu. Başını olumsuz anlamda salladı.
"Ben...ben seni bırakmadım. Sadece...sadece."

"Sadece ne! Sen beni o esarete hapsettin. Arkandan yalvardım. Nolur abi, beni de götür dedim. Götürmedin. Döndün arkanı gittin! Yıllarca üvey olacak babamızdan, öz annemizden dayak yedim! On sekiz olduğum da evden kaçtım. Sokaklar da yattım! Aç kaldım! İt kopukların elinden zor kurtuldum! Çünkü beni koruyacak bir abim yoktu! Ama şimdi güçlü bir kadın olarak karşındayım. Anladın mı beni! Benim kimseye ihtiyacım yok."

Bana sarılmak için hamle yaptığın da geri çekildim.
"Yemin ederim seni bırakmak istemedim. Ama gitmek zorumdaydım. Okuduktan sonra mesleği mi elime aldıktan sonra seni yanıma alacaktım. Ama bulamadım seni, çok uğraştım ama bulamadım."
Başımı olumsuz anlam da salladım. Bu bir bahaneydi.

Boynumda ki kesikleri, kollarımda ki morlukları göstererek bağırmaya başladım.
"Bak! Yıllar geçti, ama bunların izleri gitmiyor!Anladın mı! O yüzden bu bir bahane değil akın araz. Değil!"
Gözlerinden yaşlar akarken, boynumda ki kesiklere, kollarımda ki izlere bakıyordu.
"Özür dilerim. Ben böyle olacağını bilemedim. Yemin ederim."

Gülüp, dolan gözlerimi umursamadan konuştum.
"Bunlar ne ki? Sırtımda ki kemer izleri geçmiş olsa da, bacaklarımda ki kesikler geçmiş olsa da."
Tebessüm edip kalbimi gösterdim.
"Acısı hala burada taze."

"O yüzden, bundan sonra benden seni affetme mi bekleme. Bunların tek suçlusu var, o da sensin akın araz."

Arkamı dönüp yürümeye başladığım da göz yaşlarım yanaklarımdan akmaya başlamıştı.
Seni çok özledim abicim, içimde ki çocuk seni çok özledi.

☺️☺️☺️

Kötü bir günün ardından lojmana gelmiş, evime çekilmiştim. Abimi ne kadar özlediğimi fark ettim. Gözlerini, sesini, bana seslenişini , kollarının arasına girip ona sıkıca sarılmak istemiştim. Ama...olmadı, olamadı.

Üzerime kapşonlumu geçirip kulaklıklarımı takarak lojmanın derin, sesiz olan köşesine gidip oturdum.

Mutsuzum çok hastayım güldür beni doktor

Rüzgarın vurmasıyla gelen keskin nane kokusu hoşuma gitmişti. Yanıma oturan bedenle gözlerim oraya çevrildi. Elini uzatıp hafifçe güldü.
"Biz hala tanışamadık doktor. Komutan karan özer."
Komutan karan özer.
Uzattığı elini sıkıp konuştum.
"Doktor asel araz, gerçi orada duymuşsundur."
Başını sallayıp gözlerime baktı.

"Duydum...ama başka şeyler de duydum."
Dediği şeyle bedenim gerilirken sakin kalmaya çalıştım.
"Ne kadarını komutanım?"
Dediğim şey hoşuna gitmiş olacak ki güldü.
"Komutanım demek...hepsini duydum doktor hanım. Yaşadıkların akla alınmaz zor şeyler. Sen...çok güçlü bir kadınsın asel. Her şeye rağmen dayanmış, bu yerlere kadar gelmişsin. Ama ben şahidim abine. Akın seni bulmak için gerçekten çok uğraştı, ama bulamadı."

FırtınaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin