Kızdan Mafya!

By ucan_kedi

486K 15.6K 1.1K

More

Kızdan Mafyada Olurmuş! -DÜZENLENECEK-
1. Bölüm -DÜZENLENECEK-
2.Bölüm -DÜZENLENECEK-
3. Bölüm -DÜZENLENECEK-
4. Bölüm
5.Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8.Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11.Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
Üzgünüm :(
Açıklama
31. Bölüm
32. BÖLÜM
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
Uyan Ey TÜRK!
36. Bölüm
37. Bölüm
Özürlerimi İleteceğim Maalesef

15. Bölüm

14.2K 407 30
By ucan_kedi

Multimedya ya bakın bir Aras'ı sevdim ama Barlas'a pek emin değilim, sevmezseniz değiştirebilirim. Barlas, Almila, Aras, Berna nasıl ¿ Bölümü bazı nedenlerden dolayı geç yazdın ve biraz tereddürlüyüm umarım beğenirsiniz.

*****Barlas'tan*****

Dün gördüklerimden sonra ne yapmam gerektiğini bilmiyorum kızlarım mazoşist olduklarını bile düşündüm ama birbirlerine zarar vermiyorlar diyerekten o fikirden vazgeçtim. O nasıl bir işkence yöntemidir anlamadım ki ama ama onları öpmelerine hala sinirleniyorum, o adamları nasıl öpersiniz siz ya. Eğer onlar öldürmeseydi kesinlikle ben öldürecektim o erkek orospularını. Ahhh hala işkencenin etkisndeyim, biz bile etkilenip kusarken filan kızların sanki normal birşey yapıyormuş gibi davranmaları canımı sıkıyor bu kadar duygusuz olamazlar değil mi? O kalpleri hala çalışıyordur değil mi? Umarım öyledir yoksa yoksa bizim için tam bir felaket.

*****Berna'dan*****

Artık rahattım çünkü bende alıştım soğuk olmaya etrafa karşı buzdan duvarlar örmeye. Hem kaçırılmanın etkiside geçti bunu Barış'a borçluyum çünkü ben Almira'nın olmadığı zamanlarda o sakinleştirmişti ve gerçekten etkileyici, inandırıcı bir anlatıma sahip onun anlattıkları ile korkmuyordum artık. Gece boyunca birkaç kez Barış'ı görmüştüm hepsinde gülümsemişti, artık yaşamaya devam etmemizi onun arkasından yas tutarsak bizi diğer tarafta kendi elleriyle cehennemdeki kazanlara atıp yakacağını söylemişti. Gece uyandıktan sonra etrsfıma bakınmış ama yanımda Sima'yı görünce ona sıkıca sarılarak uyumuştum gerçekten küçük çocukların kokusunu içine çekmenizi tavsiye ederim. Çok güzel ve rahatlatıcı etkileri olduğunu anlarsınız.

*****Alimla'dan*****

Gece Barış'ı görmeyi o kadar isterken onu sadece çok kısa bir süre gördüm ama haksızlık bu. Hemde gördüğümde bana sarılıp kulağıma ne yapman gerektiğini biliyorsun diye ortalıktan kaybolmuştu arasamda bulamadım. Adaletsizce değil mi ama? Gece ya kızların ya da Berna'nın sayıklamaları sayesinde uykum dağılıyor ama gözlerimi açmadan hepsi susunca bende tekrar kuş uykuma dalmaya çalışıyordum. Neyse ki sabah oldu.

Kızları uyandırmaya daha çok zaman olduğu için burada kalan korumaların çalıştığı spor salonuna indik Berna ile beraber, ah onu uyandırmak kolay olmamıştı. Kız alışmış saat sekizde uyanmaya ama ben sürekli 6.30 da uyandırıyorum onu kısa bir süre içinde yeni uyku saatine alışacağına eminim. Spor salonuna indiğimizde üstümüzde rahat eşortman takımları vardı, ikimizde 7.30a kadar çalıştık koşu, mekik, şınav, ağırlık kaldırma, kum torbası ne varsa hepsini kullandık. Şuan kendimi daha zinde ve enrjik hissediyorum, yukarı çıkarak kısa bir duş aldıktan sonra üstümüze burada olan kıyafetlerimizden en koyularını seçtik ama o kadar da siyah değildiler malesefki. Berna'nın üstünde içi sarı tişörtle tamamlanmış kot etekli bir tulum varken bende yeşil tişört altında düz siyah tayt var. Bize uymasada bugünlük idare etmeliyiz. Saat sekiz olduğunda kızları uyandırıp hazırladık, hep beraber şakalaşarak kahvaltımızı yaptıktan sonra kızları kreşlerine bıraktık ve saat bir gibi geleceğimizi söyledikten sonra şirkete doğru yol aldık. Geldiğimizde saat 8.25ti, ikimizde kendi odalarımıza giderken sekreterlerde ayağa kalkmışlardı, odaya geçtikten kısa bir süre sonra Ayşe kapıyı çalarak içeri girdi önüme içeceğimi koyduktan sonra masadan biraz uzaklaşarak bugün olacakları anlatmaya başladı.

(Ayşe)- Alimila hanım, bugün üç tane toplantınız var biri beş dk sonra başlayacak muhasebe ile olacak şirketin gelir giderinin yapıldığı bir toplantı, ikincisi saat 10 da başlayacak bitmek üzere olan "Cennet sitesi" projesine hakkında toplantınız Varol şirketi ile olacak ve sonuncu toplantınızda saat 11.15 de bu toplantıda da şirkette ki yeni projelerin size tanıılması üzerine olacak.
+Tamam anladım Ayşe, şimdi bana bırakılan imzalanması gereken belgeleri getir daha sonra yerine geçebilirsin.
(Ayşe)- Tamam efendim bir dk........ Buyrun efendim.
+Çıkabilirsin Ayşe.

Ayşe çıktıktan sonra belgelere kısa bir göz gezdirdim, içeceğimi kafama dikerek ayağa kalkarak toplantı odasına için odadan dışarı çıktım bu sırada Berna'da çıkmıştı bana gülümsedikten sonra Fatma'ya dönerek konuştu.

*Fatma bizim evin çalışanı Nazlı ablaya ulaşıyorsun bizim giymemiz için kıyafet göndermemizi istiyorsun.
(Fatma)- Tabi efendim.
*Birde odamda ki içecek toplantı çıkışına yenilensin
+Benim ki de Ayşe.
(Fatma/Ayşe)- Tamam efendim.

Toplantı odasına geçtiğimizde çalışanlar saygı ile ayağa kalkmışlardı, biz oturduktan sonra onlarda oturmuş toplantı başladı muhasebe müdürü olan Gökay ayağa kalkarak anlatmaya başladı şu şirketten şu proje ile şu kadar kazandık şu kadar giderimiz var fasa fiso. Ben önümde ki dosya yı incelerken aradaki 1 milyarlık farkı görünce kaşlarımı çattım önümde ki dosyalara bakarken Bena'nın dikkatini çekmiştim ve o da önündeki dosyalara bakıyordu elimdeki on dosyadan toplam üç milyar para eksikti nerede olduğunu belli değildi. Berna'ya baktığımda o da kaşları çatık biçimde son dosyasını inceliyordu. Konuşan adamın sözünü yarı da keserek konuşmaya başladım.

+Herhangi para kaybımız var mı?
(Gökay)- Evet efendim ama yüklü bir miktar değil ben kimin yaptığını bulmaya çalışıyorum.
*Nasıl kendi başınıza iş yaparsınız biz burda baş çavuşun eşşeği değiliz ve kaybolan bmiktarda küçük bir miktar değil elimdeki dosyalarda iki milyarlık bir kayıp var.
+Bende de üç milyarlık bir kayıp, işinizi doğru yaptığınızdan emin misiniz?
(Gökay)- Efendim n son bizim baktığımızda 4 bin lira kadar bir kayıp vardı.
*İşinizi nasıl yapıyorsunuz siz, alın dosyalara bakın beş liralık kayıp var ortada.
(Gökay)- Hemen çalışmaya başlayacağız efendim.
+Hızlı olsun toplantı burada bitmiştir ve yarına kadar o kayıplarda bulunucak anlaşıldı mı?
(Gökay)- Peki efendim.
*Sizlerde çalışmaya yardım edersiniz değil mi baylar?
(Toplantıda ki diğerleri)- Evet efendim
+Kolay gelsin arkadaşlar.

Toplantıdan ayrıldıktan sonra odamıza geçmiştik, çok kısa sürede Ayşe gelmiş içeceğimi tazeledi ardından masanın biraz gerisinde beklmeye başladı ben dosyaları incelerken aynı zamanda Ayşe ile konuşuyordum.

+Ayşe sen kaç yıldır bu şirkettesin.
(Ayşe)- İki buçuk yıldır efendim.
+Muhasabe de çalışan arkadaşın var mı?
(Ayşe)- Evet efendim var
+İşte onlardan bir grubunu sırasıyla benim ve Berna'nın yanına gönder.
(Ayşe)- Tamam efendim bir sorun mu var?
+Evet şirketten para çalınmış onun hakkında merak ettiklerimi öğreneceğim
(Ayşe)- Efendim Gökay beyi çağırıyım mı?
+Hayır o adama pek güvenmiyorum, sadece çalışanlar istiyorum
(Ayşe)- Tamam çağırıyorum efendim.
+Ha bu arada kimsenin haberi olmayacak gizli olsun birde Berna odasın da mı?
(Ayşe)- Evet efendim odasında
+Tamam Ayşe sen şimdi çağır arkadaşlarını ama hepsini birden çağırma ikili ikili al ve aralıklarla al dikkat çekmesin teki benim odama teki Berna'nın odasına gitsin.
(Ayşe)- Tamam Almila hanım

Ayşe odadan çıktıktan sonra içeceğimden bir yudum alarak bende ayağa kalktım, Berna'nın odasına gelince kapıyı çalma gereksinimi duymadan içeri girdim dosyalardan başını kaldırdı benim geldiğimi görünce kızmak için açtığı ağzını geri kapatarak doğruldu.

*Birşey mi oldu?
+Yok hayır biraz sonra buraya muhasebe çalışanları gelecek o adama güvenmiyorum.
*Bana da yalan söylüyor gibime geldi.
+Tamam işte çalışanlardan bir kaç bilgi alırız.
*Toplantıda ki sert davranma sakın, şirket içinde sevilince daha rahat edeceğimizi biliyorum.
+Tamam sert davranmam, neyse ben odama geçiyorum.
*Tamam kolay gelsin yumuşak davranma konusunda.

Odama geçtikten sonra içeceğimden tekrar bir yudum alarak dosyalara bakmaya başladım. Odamın kapısı çalınca oturuşu düzelterek gir komutu verdim, içeri Ayşe ile beraber yanında bakımlı bir kızda gelmişti. Ayşe ismini çaktırmadan söylemiş ardından benim izminle odadan çıktı.

(Ayşe)- Efendim Buket'i çağırmıştınız.
+Tamam Ayşe çıkabilirsin.
(Buket)- Beni çağırmışsınız efendim.
+Evet Buket oturmaz mısın?
(Buket)- Bişey mi istemiştiniz efendim?
+Yok Buket sadece Gökay bey hakkında bilgi alacaktım senden.
(Buket)- Patronumuz hakkında olumsuz birşey söyleyemem Berna hanım.
+ Ben Almila Buketcim, ve konuştuklarımız sadece bizim aramızda kalacak
(Buket)- Afedersiniz Almila Hanım.
+Önemli değil Buket, neyse konuya dönelim Gökay bey nasıl biri?
(Buket)- Genellikle sinirli bir yapıya hakim Almila hanım, bir iş verirken mutlaka bağırır onun dışında şirkette durduğu zamanlar azdır hatta bir kaç gündür öğleden sonraları gelmiyor bile Almila hanım.
+Hiç iyi anlaştığı biri yok mu?
(Buket)- Var efendim, sekreteri Alev.
+Tamam anladım başka?
(Buket)- Yok efendim
+ Şimdi yerine gideceksin eğer sana neden yanıma geldiğini sorarlarsa kimseye bu konuşmadan bahsetmeyeceksin onun yerine ımmm... hah "Cennet sitesi" hakkında sana bilgilerini sorduğumu söyleceksin tamam mı Buketcim?
(Buket)- Evet efendim.
+Tamam kolay gelsin sana Buket çıkarken yanıma Ayşe'yi gönderir misin?
(Buket)- Peki efendim.

Buket çıktıktan sonra Gökay denen herisi düşünmeye başladım. Ama Ayşe'nin gelmesi ile yarım bıraktım düşüncelerimi

(Ayşe)- Buyrun efendim?
+Bana başka bir arkadaşını getir Berna'nın yanında ki arkadaşın çıktı mı?
(Ayşe)- Hayır daha çıkmadı efendim
+Tamam Ayşe çıkınca yanına yeni birini gönder
(Ayşe)- Tamam efendim ben arkadaşlarımı çağırıyım.
+Tamam Ayşe.

Çıktıktan sonra ben tekrardan dosyaların içine gömüldüm arasıra içeceğimi yudumluyor sonra belgere geri dönüyordum. Odanın kapısı çaldığında gir komutu verdim ama kafamı kaldırmadım dosyanın son cümlesini filan okuyordum o bitene kadar da kaldırmayı düşünmüyorum. Ayşe yine arkdaşının ismini belirttikten sonra dışarı çıktı. Bende konuşmanın yarısında kafamı anca kaldırmıştım.

(Ayşe)- Efendim Safa'yı çağırmıştınız.
+Tamam Ayşe sen çıkabilirsin, Safa sende nasıl rahat ediyorsan lütfen o şekilde otur.
(Safa)- Peki efandim.
+Safa şimdi konuştuklarımız aramızda kalacak anlaşıldı mı?
(Safa)- Evet efendim, aramızda kalacak.
+ Tamam bana Gökay beyden bahset
(Safa)- Efendim Gökay bey başarılı bir patron olduğunu düşünüyorum, işine önem veren birisi.
+ Safa bana gerçekten neler düşündüğünü söyle gerçekte öyle biri olmadığının farkındayım.
(Safa)- Ama efend-
+Aması yok Safa zaten kimse bilmeyecek kimin ne söylediğini bana anlat ne düşündüğünü.
(Safa)- Peki efendim, Gökay beyfendi genellikle sinirli ve dikkatsiz biri
+Devam et.
(Safa)- İş saatleri içerisinde bize bağırmak dışında toplantı yaklaştığı zaman hazırlık yapar.
+Peki mesai saatlerine uyuyor mu?
(Safa)- Hayır efendim, iki gündür öğleden sonra iş yerine gelmiyor aynı zamanda daha önceden de iş yerinden mesai saatlerinde ayrılır yerine bir çalışanı bırakır.
+Tamam anlaşıldı Safa, yerine gidebilirsin eğer neden yanımda olduğunu sorarlarsa bir projenin hakkında bilgi aldığımı söylemen istiyorum.
(Safa)- Tamam efendim kolay gelsin
+ Sana da kolay gelsin çıkarken Ayşe'yi yanıma çağır.
(Safa)- Peki efendim.
........
(Ayşe)- Buyrun efendim.
+ Berna'da durumlar nasıl?
(Ayşe)- Az önce ikinci kişiyi aldı içeri
+Tamam şimdi bana üç ve sonuncu kişiyi gönder, ikimize de üç yeterli.
(Ayşe)- Peki efendim ben hemen çağırıyorum.

Ayşe gittikten sonra saate baktım, 9.30 olmuş bu kişiden sonra toplantı için hazırlandım mı sorun kalmazdı ortada. İçeceğimi bitirip masanın kenarına koyduktan sonra elime yeni bir dosya almış onu inceledim daha sonra yeni bir dosyaya başlamak üzereyken Ayşe yine kapıyı çalmış izin bekliyordu ben gir dedikten sonra içeri girmiş arkadaşının ismini vermişti yine.

(Ayşe)- Efendim, Cansu.
+Tamam Ayşecim bardağı aldıktan sonra çıkabilirsin.
(Cansu)- Buyrun beni çağırmışsınız?
+Evet Cansu'cum rahat oturabileceğim bir yere geç ve otur.
(Cansu)- Buyrun efendim sizi dinliyorum.
+Cansu bana Gökay beyden bahsetmeni istiyorum ama gerçekleri istiyorum iyi filan demeni beklemiyorum.
(Cansu)- Peki efendim Gökay bey biraz sorumsuz birisi aynı zamanda sini hastası olduğunu düşünmeye başlıyorum.
+ O kadar sinirli davranıyor size yani.
(Cansu)- Evet efendim daha sakin bir şekilde konuştuğu kimse yok pardon sekreteri Alev dışında.
+ Anlaşıldı şirketten para çalınmış haberin var mı?
(Cansu)- İlk değil ki efendim daha önce de olmuştu
+Sonuç ne oldu?
(Cansu)- İlk başlarda çalışmalara gittiği söylendi sonra çalışanlardan biri çalmış diye haber geldi
+ Çalan kişiyi tanıyormuydun?
(Cansu)- Evet efendim, çok sesiz birisiydi bildiğim kadarıyla kızı hastaydı, hatta onun ameliyat parası filan denilmişti ama çalınan para o ameliyatı onbeş yirmi kez yaptıracak kadar çoktu.
+ O kişinin çaldığına inanıyor musun?
(Cansu)- Asla efendim, fazla iyi niyetli birisiydi.
+Ta-

Sözümün yarıda kesilmesinin sebebi kapımın çalınmadan açılmasıydı kaşlarımı çatarak baktığımda elenin babam olduğunu görünce hemen saygı ile ayağa kalktım benim beraberimde Cansu da kalkmıştı ne de olsa eski patronu, babam elinde ki kıyafet askılarını kenara koyduktan sonra koltuğa oturdu. Cansu koltukların yanında masanın kenarına gelerek beklemeye başladı.

+A hoşgeldin baba, biraz bekler misin sorun olmazsa?
(Babam)- Sorun yok kızım, işinle ilgilen önce.
+Tamam baba, şimdi Cansu o dediğin kişinin ismini Ayşe'ye ver bana bilgilerinin bulsun bana getirsin birde sana neden yanımda olduğunu sorarlarsa yeni bir proje için maddi durmumuz olup olmadığını sor şimdi çıkabilirsin.
(Cansu)- Peki efendim, iyi günler Ahmet bey.
(Babam)- Sorun mu var kızım?
+ Nereden çıktı bu baba?
(Babam)- Çalışanlarla fian konuşuyorsunuz buraya girerken Berna'nın odasından da biri çıktı biri girdi.
+ Şirketten para çalınmış onu araştırıyoruz baba.
(Babam)- Bu sefer miktar ne kadar?
+5 milyon
(Babam)- Az gitmiş diğer sefer 17 milyon kaybetmiştik.
+Hah evet baba sana onu soracaktım, bana anlatılanlara göre adam fazla sesiz birisiymiş nasıl o çalabilir ve atılır ki şirketten
(Babam)- O sıralar büyük bir proje ile uğraşıyorduk araştıracak zamanımız yoktu o adamda üstlenince atıldı.
+ Ama bu yanlış hem Gökay bey hakkında biraz bilgi veririmisiniz.?
(Babam)- Yalakacı yaranmaya çalışan birisi, işinin başında durmaz.
+İyi de bu adam dururken niye başkası atılıyor ki?
(Babam)- Onu atmak için bir sebeb?
+Çalışma saatlerine uymaması ve işinde dikkatsiz.
(Babam)- Bilmiyorum şirketle fazla ilgilenmezdim.
+ Tamam baba burada ki otoroteyi sağlamayız o zaman.
(Babam)- Hadi iyi iş çıkarırsın.
+Sen niye gelmiştin baba?
(Babam)- Dün gelmediniz, bugün de nasıl iş yapıyorsunuz diye bakmaya geldim ve çalışma şeklinizi sevdim ha birde evden kıyafet istemişsiniz onları getirdim.
+ Sağol baba sen zahmet etmeseydin, dün Barış'ın katillerini bulup temizledik ondan sonra bizim eve geçtik.
(Babam)- Hızlı olmadı mı?
+Hayır baba zaten adamlar çevremizde geziyordu, ha bu arada bişey alır mısın?
(Babam)- Bi limonata içerim.
+ Tamam bir dk..... Alo Ayşe bize iki limonata.
(Ayşe)- Hemen getiriyorum Almila hanım.
+İstediğim bilgiler tamsa onu da getir.
(Ayşe)- Hemen efendim.
(Babam)- Nasıl çevrenizde geziyorlardı?
+ Ya bu adamlar bizim okula gelmiş bizimle konuşmaya filan çalışmışlardı.
(Babam)- İyi, buldunuz yani?
+Öldüler bile baba.
.........* Ahmet amca gelmiş dediler bende geldim, hoşgeldin Ahmet amca.
(Babam)- Hoşbulduk kızım sende hoşgeldin gel otur hadi.
* Sorun mu var Ahmet amca?
(Babam)- Yok kızım size bir uğrayım dedim birde kıyafetlerinizi getirdim.
*Teşekkürler Ahmet amca sen yorulmasaydın.
(Babam)- Siz iki kız beni istemiyorsanız söyleyin ne zahmeti ikinizde benim kızımsınız hem benim evde otur otur canım sıkılmıştı.
+Baba eğer sorun olmazsa biz üstümü değiştirebilir miyiz? Birazdan Varol şirketi ile toplantımız varda.
(Babam)- Yok yok hadi giyinin üstünüzü.

Odamda ki lavabo gibi yere giderken babamın getirdiği kıyafetleri de almıştık, neyse ki bu yer genişti de sıkışmadan giyinmiştik. Benim üstüme bordo gömlek altıma da siyah üstüme yapışan deri tayt koymuşlar, Berna da ise siyah tişört, siyah pantolon ayrı yeten ceket koymuşlar bu sıcakta ne ceketi ya ama daha remi durmuş yani toplantı sırasında giymesi için galiba. Çıkardığımız kıyafetleri yeni kıyafetlerimizin poşetine koyduktan sonra odama geri geçmiştik. Yerime otururken kapı çalmış içeri gir komutu vermiştim. Ayşe benim yanıma gelirken Fatma da içecekleri masanın üzerine bırakıyordu.

(Ayşe)- Efendim benden istediğiniz bilgiler.
+Tamam Ayşe çıkabilirsiniz.
(Babam)- Hangi şirketle toplantınız?
*Varol şirketi ile
(Babam)- Toplantınıza benimde katılmamada sorun yok değil mi?
+Ne sorunu baba tabi ki katılabilirsin.
* Beş dk kalmış hadi toplantı salonuna geçelim.

Toplantı salonuna geçince masanın sonunda ki sandalyenin tekini alarak bizim sandalyelerimizin yanına yani masanın başına getirdik neyseki enine genişti masa da üç sandalye kolayca sığmıştı. Babam ortaya oturunca sağa ben sola da Berna oturdu. Toplantıya katılacak olan şirket elamanları sırasıyla yerlerine geçerken Ayşe benim olduğum masanın en sonuna Fatma da Berna'nın olduğu tarafın en sonun oturdu, çok geçmeden karşı şirkette gelmişti ama bunlar Aras ve Barlastı. Onlarla tokalaştıktan sonra benden tarafta ki ilk sıraya Aras oturdu, Barlasta onun karşısına sağdan ilk başa oturdu.

(Barlas)- Ahmet abi senin toplantıya katılacağından haberim yoktu.
(Babam)- Planlanmış bir şey değildi, buraya geldim toplantının sizinle olduğunu öğrenince bende girdim.
(Aras)- İyi olmuş Ahmet abi.
(Babam)- Toplantıdan sonra bi çay içeriz hadi sunumlar başlasın.

Babamın dediklerinden sonra sunum açılmış projenin ilerlemesi hakkında bilgi vermiş yerine geri oturmuştu daha sonra sitelerin tanımı için hangi reklam ajansı ile anlaşılması gerektiği filan tartışılmıştı başarılı bir toplantı sonrası işler istediği gibi ayarlanmıştı. Babam ayağa kalkarak ilk sağdan yani Barlas'ın elini daha sonra Aras'ın elini sıkarak toplantıyı bitirmişti. Odaya geçerken Berna önce kendi odasına gerektiğini söylemişti bende kendi odama geçmiştim, benim koltuğuma babam oturunca bende Aras'ın karşısında ki koltuğa geçtim yanımda ki kalan tek yere de Berna oturacaktı. Hepsinin ne istediğini sorup Ayşe'ye telefon açmış istediklerimiz söylemiştim kapattıktan sonra kapı çalmış Berna da gelmiş yanıma oturdu.

(Babam)- Nasılsınız?
(Aras)- İyiyiz Ahmet abi.
(Babam)- Baskınlar azaldı değil mi?
(Barlas)- Evet dünkü adamlardan öğrendik onlar bastırıyormuş zaten öldüler.
* Onur ve Berkten mi?
(Barlas)- Evet onlardan.
+ Her neyse öldüler konu kapandı.
(Babam)- Çok çabuk ölmediler değil mi?
(Aras)- Çabuk olmadığına emin olabilirsin Ahmet abi senin kızların senden daha ilginç yöntemleri var.
(Ayşe)-............ Başka bir şey istiyor musunuz?
+Hayır Ayşecim çıkabilirsin.
(Babam)- Nasıl yöntemleri var?
(Barlas)- Çok.... Çok vahşi birçok mafya adamının yapamayacağı türden.
(Aras)- Ama senin kızların dediğin gibi çok soğuk kanlılarmış gözlerini kırpmadan yaptılar.
+Neyse uzatmayalım öldüler işte.
*Hem o kadar büyük birşey değil ki.
(Babam)- Hala düşmanlarınız tarfından tanınmadınız sadece bunları yapanın A.K. ve B.K. oldukları söyleniyor.
+ Nasıl tanınmadık daha?
(Aras)- Yavaş yavaş olur bu işler ama sizinki hızlı olacak galiba sürekli arkanızda video bırakıyorsunuz.
(Babam)- Sorun yok olması gerektiği gibi davranın siz
(Barlas)- En fazla bir aya herkes sizi tanır.
*Eğer rahatsız olmazsanız bizim ufak bir işimiz var onu halledip gelsek?
(Barlas)- Ne rahatsızlığı tabi işinizi yapın.
(Aras)- Hem bizde burada Ahmet abiyle konuşuruz
+Tamamdır baba eğer bir şey isterseniz Ayşe'ye söylersiniz.
(Babam)- Tamam kızım hadi siz işinizi halledin.

Odadan çıktıktan sonra ne işi olduğunu bilmediğim için Berna'ya baktım o merdivenlere yürüyerek aşağı kata inerken bana açıklama yapıyordu.

* Bugün konuştuğum kişiler adamın sinir hastası olabileceğini ve sekreteri ile arasında bir ilişki olduklarından filan bahsettiler ona bakmaya gideceğiz
+ Bana da sinir hastası kısmını dediler ama sekreterine iyi davrandığından bahsettiler sadece aralarında bişey olduğunu söylemediler.
* Tamam başka ne dediler?
+ Mesai saatlerine uymadığını.
* Aynen yerine de başka birini koyuyormuş.
+ Tamam sessizce izleyelim biraz
* Bende onu düşünüyordum.

Muhasebe katına indiğimizde çalışanlar saygı ile selam verdiler bizde masanın tekine oturduktan sonra herkes işine geri dönmüştü, oturduğumuz masadan Gökay'ın odası gözüküyordu bizde onu inceliyorduk adam odanın içinde geze geze telefonuyla konuşuyor ve gülüyordu daha sonra telefonu kapattıktan sonra biraz masasına oturdu telefonuyla uğraştıktan bir süre sonra ayağa kalkıp masaların başına geldi bizi görmesi zor olduğu için biz onu izliyorduk sadece ama bağırarak konuşmaya başladı çalışanları becerisizlikle suçlayıp bağırıyordu hatta birinin bilgisayarına yere atarak kırdı ben kalkarken Berna beni geri otutturdu adam odasına girerken sekreterini de yanında çağırmıştı Alevlerin genel huyu galiba bu kızda orusbu gibi duruyordu bol sırt ve göğüs dekolteli eteği de kıçının biraz altında bitiyordu. Adamın odasına girdikten sonra masasının üstüne oturmuş ağzını yaya yaya konuşmaya başlamıştı daha sonra Gökay denen herif ayağa kalkmış bunun bacaklarını aralayarak açtığı yere yerleşmiş ve dudaklarına gömülmüştü kadınla istekle cevap vermişti biraz daha derinleşince öpüşmeleri adam kendini geri çekmiş kadını masadan indirmiş kulağına birşey söylemişti kadın odadan çıkıp çantasını alırken Gökay denen adam çekmeceden şirketin kartını alarak dışarı çıkmıştı kızında elini tutmuştu. Gitmeden önce çalışanlara yine bağırmış ardından biri kız biri erkek iki kişiyi yerlerine göndermişlerdi. Onlar kalktıktan sonra bizde onların odasına girdik yerine koyduklarını yanımıza çağırarak odanın kapısını kapattık dışarıdan bir sürü gizemli göz bize bakıyordu bunun içinde stor perdeleri indirerek görüşün kapanmasını sağladık.

+Bizi biliyor musunuz?
(Kız)- Evet Almila hanım.
*Şimdi size bir şey yapmayacağız tabi mantıklı bir açıklamanız varsa?
(Erkek)- Evet efendim kesinlikle var açıklamamız.
+Dinliyoruz.
(Erkek)- Benim annem kanser hastası ona yardım etmem gerekiyor onun için çalışıyorum, Gökay bey benim başarılı olduğumu söyleyerek yerine geçirdi geçmezsem işten atılacağımı o zaman annemin nasıl iyileşeceğini söyledi hatta CV' me kötü şeyler yazacağı şeklinde tehtit etti.
*Ya sen?
(Kız)- Senden iyi sekreter olarak koydular, yapmazsam Lösemi hastası olan kardeşimin sağlığı ile tehtit etti efendim.
+Anlaşıldı şimdi sizinle konuştuğumuzu öğrenmeyecek o adam dışardakileri de biz uyaracaz yarın adamın işte ki son günü.
*Şimdi şu telefona numaranızı kaydedin
(Erkek)- Hemen efendim.
+Al sende benimkine kaydet bugün öğleden sonra size bu telefonlardan ulaşacağız birkaç bilgi için.
(Kız)- Tamam efendim.

Odadan çıktıktan sonra çoğu kişi buraya bakıyordu onlara gülümseyerek bir masanın üstüne dikkatlice çıktım. Daha sonra sesimi biraz yükselterek konuşmaya başladım. "ŞİMDİ BENİ DİNLEYİN BENİ BİLMEYENLER OLABİLİR O YÜZDEN SÖYLÜYORUM BEN ALMİLA KURT O DA BERNA KESER ŞİMDİ TANIMIŞSINIZDIR. ŞİRKETİMİZDEN PARA ÇALINMIŞ VE ÖĞRENDİĞİMİZ KADARIYLA MAAŞLARINIZDA SORUNLARINIZ DA VARMIŞ BUNLARIN HEPSİ KISA SÜREDE DÜZELECEK. ŞİMDİ SİZDEN İSTEDİĞİM BURAYA GELDİĞİMİZİ HİÇBİR ŞEKİLDE GÖKAY BEYE SÖYLEMENİZ YOKSA İŞİMİZ UZAR." masadan indiğimde ıslık ve alkış sesleri yükseldi. Onlara selam verip Berna ile yukarı çıkmaya başladık. Odaya girince Barla ve Aras'ın gitmeye hazırlandıklarını görünce onların yanlarına gittik ellerini sıktıktan sonra onları uğurladık tabi bu arada babamda gitmişti saate baktığımızda 11.20 olduğunu görünce hızlıca toplantı salonuna geçtik.

Bizim gelmemizle salonda bekleyenler ayağa kalktılar geç kalma için özür diledikten sonra toplantıyı başlattık. Yapılan projeleri beğenmediğimiz yerleri belirtiyor çalışmalarına yardımcı oluyor bizim bilgimizi de içine katıyorduk. Bu şekilde saat on ikide toplantıyı bitirdik, toplantı boyunca sürekli gülümsemiş iyi ilişkiler kurmaya çalışmıştık tamam biz mafya olabiliriz ama dışarıda da soğuk olursak bazı şeyleri kaybeder ve daha çok dikkat çekerdik. Şirketten çıkıp kızların okuluna gittik onlarda bizi bekliyorlarmış, onların okulu 12 de bittiği halde kızlar hala okuldalardı. Bizi görünce koşarak kucağımıza atladılar onlar kucağımızda hocalarının yanlarına gittik ama hocaları kızları yine bahçeye çıkmaları ve oynamaları gerektiğin söyledi.

(Öğretmen)- Hoşgelmişsiniz ben Meral Peker kızların öğretmeniyim
+Merhaba ben Almila Kurt Mira'nın manevi annesi.
* Merhaba bende Berna Sima'nın manevi annesi.
(Öğretmen)- Bende bu konuyu konuşmak için çağırmıştım sizi.
+ Anlamadık?
(Öğretmen)- Yani kızlar ikizler ama anneleri farklı gibi bir şey yani siz anneleri olamayacak yaştasınız. Kızlara sorunca üç anneleri olduklarını söylüyor isimi sorunca sizin isminizi veriyorlar.
*Ha o konu.
+ Biz onları bir kaza sonucu kurtardık abilerini de kurtarmıştık ama o dayanamayıp öldü.
* Anne ve babasını ise arabadan çıkaramadık araba patlayınca yanarak can verdiler, bizde kızları yetimhaneye bırakmak istemediğimiz için evlat edindik.
(Öğretmen)- Ama sizin evli olmanız gerekmiyor mu?
+ Para her kapıyı açar, sorun olmadı.
(Öğretmen)- Anladım şimdi diğer soruna gelelim kızlar sizi uzun zaman sürecinde göremiyorlarmış bir evde tutuluyorlarmış.
* Evet?
(Öğretmen)- İşte onlar çocuklara ne kadar sevgi gösterseler de yeterli gelmiyor onlar sizden görmek istiyorlar aynı evde bile kalmıyorsunuz onlarla.
+Evet okulu daha yeni bitirmiş sayılırız o yüzden.
(Öğretmen)- Ama siz Kurt holdingin patronları değil misiniz?
*Evet yeni geçtik ama.
(Öğretmen)- Her neyse beni anladığınızı umuyorum onların gelişimi için sevgi şart
+ Tamam anladık Meral hanım konuşma bittiyse gidebilir miyiz?
(Öğretmen)- Tab- Aaaaaaaa

Dışarıdan gelen kurşun sesleri ile hoca bağırarak kendini yere attı bizde hemen dışarı koştuk kızlar yere yatmış ağlıyorlar korumalar da çatışma içine girmişler bizde silah çıkarmak yerine kızların yanına koştuk onları kucağımıza alıp duvarın dibine geçerek kurşun gelmesini engelledik ve kızlara sıkı sıkı sarıldık. Kısa bir çatışmadan sonra kurşun sesleri kesildi hızlı bir şekilde araba geçip gitti ardından bahçeye korumalar girdi etrafa bakınmaya başladılar daha sonra yanımıza gelerek ayağa kalkmamıza yardım ettikten sonra bizim emrimiz ile tekrar dışarı çıktılar. Ağlayan kızları sakinleştirdikten sonra içeri girerek hocanın durumuna baktık o da zırlıyordu az önce ki bize akıl veren hoca yok olmuştu. Kocasını aradıktan sonra oradan ayrıldık kızları da alarak yola çıktık. Berna'ya gelen telefon ile yolu değiştirerek Arda'nın lisesine sürmeye başladık kimdi ki bu yakınlarımıza ateş ediyorlar.

Lisenin önüne geldiğimde etrafın polislerle çevrili olduğunu gördüm, kızları da alarak okula doğru yürümeye başladım ama polis memurları durdurdu.

(Polis)- Hanımefendi geçemezsiniz.
+ Ama kardeşim bu okulda okuyor.
(Polis)- Hanımefendi sizi içeri alamayız lütfen zorluk çıkarmayın.
* Kardeşimi nasıl görebiliriz.
(Polis)- Biraz sonra karakola geçeceğiz o zaman görebilirsiniz
+ Çok kısa bir süreliğine görüşemez miyiz?
(Polis)- Hanımefendi sizi içeri alamam.
* Onu buraya çağırın?
(Polis)- Bekleyin biraz amirimden izin almam gerekiyor.
........
(Polis)- Sadece beş dk olmak üzere konuşabilirsiniz ismi ne?
* Arda Keser.
(Polis)- Bekleyin biraz....... Sadece beş dk.
+ Tamam anladık.
(Arda)- Abla ne oluyor?
+Bir şey olduğu yok ablacım sen gördün mü birilerini?
(Arda)- Hayır sadece siyah arabadan çıkıp sıkmaya başladılar.
* Birinizde bir şey var mı?
(Arda)- Benim tanıdığım kişilerde yok ama lise 2 'lerden iki çocuk yaralı diye duydum.
+ Tamam Arda 'cım
(Arda)- Sizinle alakası var mı?
* Bizde bilmiyoruz araştıracağız.
(Polis)- Süreniz doldu.
+ Tamam Arda karakolda görüşürüz.
(Arda)- Tamam abla.

Arda 'nın yanından ayrıldıktan sonra arabaya bindik kızları yerleştirdikten sonra Simge 'yi aradım zaten haber çoktan gitmiştir ama olsun emin olmam lazım.

(Simge)- Efendim Almila?
+ Durumlar ne?
(Simge)- Hala araştırıyoruz.
+ Arda 'nın okuluna yapılandan da haberiniz var değil mi?
(Simge)- Evet aynı kişiler ama kime bağlı olduklarını araştırıyoruz.
+ Tamam bizden başka birine zarar vermişler mi?
(Simge)- Evin yakınlarında buna benzer araba fark etmişler, arabanın yanına gidince kaçmış araba.
+ Korumalar ne güne duruyor acaba?
(Simge)- Peşinden gitmişler hatta alacakları sırada kendi kafalarına sıkıp ölmüşler.
+ Tamam Simge gelince konuşuruz.

Telefonu kapattıktan sonra Berna'ya kısa özet geçtim aslında kızların yanında bu kadar rahat olmazdım ama şu an arkada ikisi de uyuduğu için bu kadar rahattım, kızların evdeki korumalardan tekini arayıp kızların tüm kıyafetlerini bizim eve getirmelerini istedim. Eğer onları oraya götürürsem rahat edemezdim. Kızları eve getirdikten sonra odamızın yanında ki misafir odasına bırakmıştım. Anneme haber verdikten sonra karakola sürmeye başladım, içeri girdikten beş dk sonra Arda'nın sorgusu bitmiş ve çıkmıştık. Onu spor salonuna getirdikten sonra bizde onunla beraber inmiş adamları uyarmaya gidiyorduk. Karşımıza dövüş öğretmekle görevli olan çalışan çıkınca konuşmaya başladım nasıl olsa burası bizimdi ne halt olduğunu biliyorlardı.

(Çalışan)- Size nasıl yardımcı olabilirim efendim.
+ Bugün iki üç kere taciz ateşine talim tutulduk sizi de uyarmaya geldim bu aslan parçasına bir şey olmayacak eğer çatışma yaşanırsa.
(Çalışan)- Anladım efendim.
* Durumu ne öğrenme aşaması?
(Çalışan)- Çok iyi öğreteceğim az şey kaldı, düşündüğümden daha hızlı öğreniyorlar diğer arkadaşları nerede?
* Haberimiz yok.
(Arda)- Bende silah eğitimi almak istiyorum.
+ Hayır Arda sen bu işlere bulaşmayacaksın.
(Arda)- Hadi yarın bir gün beni sıkıştırırlarsa silah dışında kendimi koruyamazsam?
+ Öyle bir durum olmayacak varsayalım oldu peşine diktiğimiz adamlar ne güne duruyor.
* Son karar sen sadece kendini savunmaya öğrenecek, dövüş eğitimi alacaksın silah yok. Sen doktor olacaksın.
(Arda)- Ama
+ Aması yok Arda. Sizi de uyarıyorum bu arkamızdan iş çevirip silah eğitimi almaya kalkışırsa sizin sonunuz iyi olmaz
(Çalışan)- Tamam efendim asla almayacak silah eğitimi.
* İyi, bu çocuğu sağlam bir şekilde akşam yemeğinde göreceğiz ona göre.

Salondan çıktıktan sonra arabaya binmiş Simge ve Hakanın yanına gidiyorduk son anda aklıma gelen şey ile telefonumu elime alarak Gökay picini aradım, bir kaç çalıştan sonra açmıştı ama kesik kesik nefes alıyordu umarım aklımda ki şey değildir.

(Gökay)- Bir şey mi oldu Almila hanım?
+ Gelişme var mı diye aramıştım ama sen niye kesik kesik konuşuyorsun.
(Gökay)- Iııı şey Almila hanım ben çalışanların yanındaydım telefonumda odamdaydı telefonum çalınca koşarak geldimde ondandır.
+ Tamam var mı gelişme?
(Gökay)- Çok yaklaştık yarın bulup getiririm odanıza.
+ Tamam.

Telefonu cevap vermesini beklemedikten sonra Berna'ya dönerek kısa bir bakış atıp tekrar yola odaklandım o da anlamış olacak ki telefonu çıkarıp şirketten aldığımız kişileri aradıktan sonra telefonu hoparlöre aldı. Hlal isimlerini öğrenmemiştim onların, Gökay ve sekreterinden sonra onları yerine getireceğim nasıl olsa alışmışlardır tekrardan başkasının alışma sürecini bekleyemem.

(Erkek)- Buyurun Berna hanım?
* Gökay şirkette mi?
(Erkek)- Hayır daha gelmediler, az önce de arayıp gelmeyeceklerini söylediler
* Tamam kolay gelsin size.

Telefonu kapattıktan sonra onunda Gökay itinin sırada ki hamleyi beklediğini anladım o yüzden ikimizde bu konu hakkında daha sonra konuşmak üzere erteledik. Mekana geldiğimizde Simge ve Hakan telefonda konuşuyor onların yeiştirdiği grupta bilgisayardan bilgi analizi yapıyorlardı, bizi görünce bir kaçı bizimle ilgilendikten sonra bizim emrimiz ile işlerine geri dönmüşlerdi. Saat 6'ya kadar bilgi toplamış, başka mafyalarla iletişime geçmiş bilgileri var mı araştırıp öğrenmiştik, Yemek saati yaklaştığı için mekandan ayrıldıktan sonra eve geçmiş elimizi yıkadıktan sonra aşağı indik. Karşılaştığımız manzara herkesin Mira ve Sima'yı güldürmeye çalışması, bizde onlara katıldıktan sonra kızlar gülmeye başlamış ve yemek saati gelmişti. Herkes masaya oturduktan sonra kısa bir süre yemekleriyle ilgilenmişler ardından sohbet havası oldu herkes konuşuyor espiriler yapıyordu herkes bi yana babamın espiriler yaparak bizi güldürmesine şaşırmıştım bu şaşkınlığımı sonra'ya atarak babama sormama gereken soruyu sordum bizimkiler sussada bu konudan sonra tekrar eski haline gelirlerdi.

+ Baba.
(Babam)- Efendim kızım?
+ Bize bu aralar kim zarar vermek isteyebilir.
(Babam)- Ne oldu ki?
+ Kızlar, biz ve Arda taciz ateşine tutulduk.
(Babam)- Hakan'a ilettiniz mi?
+ Evet adamlara ulaşmaya çalışıyor.
(Babam)- Tamam, şu an da aklıma bir isim gelmiyor.
+ Tamam aklına isim gelince bana ulaşırsın.

Beş dk kadar gergin bir sessizlik olduktan sonra tatlılar gelince babam konuşmaya başladı yine eskisi gibi şakalar yapılmaya başlandı bir süre sonra herkes yemek masasından kalkıp oturma odasına geçmiş hala konuşmaya devam ediyorlardı. Biz ikimizde evden sıkıldığımız için kendimizi dışarı attıktan sonra yolda aylak aylak gezerken üniversteden arkadaşlarımız arayıp bara çağırdılar, bizimde işimiz olmadığı için gittikten sonra mekanı kısa bir taramış tanıdık olmayınca doyasıya eğlendik, içtik, dans ettik. Bu şekilde saat 11'e gelirken mekandan ayrıldık kendimizi bir kafeye attıktan sonra ayılmak için acı Türk kahvesi içtik, ayılınca da eve geçtik saat 11.45 olmuştu. Sessizce odamıza çıkarken kapı çalınca silahımı arkama saklayarak kapıyı açtım, posta görüümlü bir adam siyah bir zarf verdikten sonra gitmeye çalıştı ama adamlara depoya almalarını söyledim tabi onlarda hemen paket yapıp depoya postaladılar.

Zil sesini duyan babam gelmiş zarf'ı açmamı bekliyordu, zarfı açtıktan sonra incelemeye başladım bilgisayara çıktısı olarak yapılmıştı. ÜstÜndekileri okuyunca gülmeme sebeb olacak bir yazıyı okuduktan sonra babama uzattım o da rahatlamış bir şekilde iyi geceler dileyip yukarı odasına çıkmıştı. Bende zarfı odaya götürüp masanın üstüne atıp uyumuştum zaten Berna zarfı beklemedi bile direk çıkıp uyumuş.

Continue Reading

You'll Also Like

SEKRETER By Beyza Alkon

General Fiction

1M 12.7K 19
Bacaklarımı araladı. "Ne yapıyorsun?" "Seni içiyorum."
1.2M 74.6K 76
"Hiç bir aile karesinde yerim yokmuş ki benim" Ben Buse. Buse Yalın olarak doğmuştum ve şimdi Buse Gamzeli olarak ölecektim. Bu ruhu ölmüş, bedeni ya...
312K 8.9K 38
Mirhan ağa kaşlarını kaldırarak karısının saçını okşayarak kulak arkasına aldı. Karısının öpmekten şişen dudaklarına alayla sırıtıp burnunu çenesinin...
ZEMHERİ By yudumsucan

General Fiction

222K 9.4K 22
Zemheri babası tarafından zorla evlendirilen bir kızdı. Akay ona yıllarca aşık bir adamdı. Zemheri Akay'ı sevecek mi?