Fırtına

Από dolunaayy_

1.4M 56K 4.4K

"ASEL!!" Hırsla arkamı dönüp karan'a bağırmaya başladım. "Buyur fırtına komutan!!" Yanıma gelip bedenimi duv... Περισσότερα

Tanıtım
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
SÜRPRİİZ!!!
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43.bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
48. Bölüm
49. Bölüm
50. Bölüm
51. Bölüm
52. Bölüm
~Final~
Sarmaşık
Delikanlı

23. Bölüm

28.2K 1K 47
Από dolunaayy_

Kalp atışlarım dışardan duyulacak diye korkuyordum. Ne demişti az önce o? Seni seviyorum mu dedi o? Öyle mi dedi? Ne dedi? nasıl dedi?
Karşım da nefesini tutmuş bir şekil de bana bakarken ben de ona aynı şekil de bakıyordum.

"Sen az önce ne dedin?"
Derin nefes alıp yutkundu. Gözlerini gözlerimden ayırmadan fısıldadı.
"Seni çok seviyorum dedim."
Yüzümde ki gülümseye engel olamazken ağzımı açıp cevap verecektim ki çalan telefonum buna engel oldu.

Alya arıyordu.
"Efendim alya?"

"Acil buraya gelmelisin, hastanın apandisti patlamış!"

"Tamam sakin ol, hazırlayın geliyorum."
Telefonu kapatarak eşyalarımı elime aldım.
"Asel ne oluyor?"
Karan anlamaz gözlerle bana bakarken telaşla ayağa kalktım.
"Acil ameliyat var gitmem lazım. Beni bırakır mısın?"
Başıyla beni onaylayıp ayağa kalkarak yürümeye başladı.

Umarım yetişebilirdik.

🍂🤎🍂🤎

Hastaneye geldiğim de üzerimi değiştirip ameliyata girmiştim. Son an da yetişmiştim. Şuan hastanın durumu iyiydi en azından.
Üzerim de ameliyat önlüklerimle hasta yakınlarının yanına gittim.
"Öncelikle geçmiş olsun. Sadi beyi normal odaya alıyoruz. Bir gece kontrol amaçlı burada kalmalı, yarın daha detaylı konuşuruz."

Gözü yaşlı kadın bana bakıp tebessüm etti.
"Çok teşekkürler."
Gülümseyerek kadına bakıp başımla onayladım.
"Rica ederim görevim."

Yanlarından ayrılarak odama geçip üzerimdekileri çıkardıktan sonra masama oturdum. Aklıma bu akşam olanlar gelince kocaman sırıtarak yere baktım.
Beni seviyordu...

Ben de onu çok seviyordum. Nasıl diyecektim ki şimdi. Nasıl denirdi böyle şeyler. Offf
Kapımın açılmasıyla düşüncelerimden sıyrılıp ayağa kalktım.
"Kuzum ben çıkıyorum."
Alyanın yanına gelerek onunla yürümeye başladım.
"İyi bakalım alya hanım."

Hastanenin bahçesine çıktığımız da önlüğümün ceplerine ellerimi sokup ona döndüm.
"Bu arada..karan'a sen söyledin değil mi yerimi?"
Dudağının kenarını ısırarak bana bakıp sırıttı.
"Şey ımm, eee şimdi şöyle ki, evet söyledim ya! Barışın diye yaptım, becerebildim mi kız. Barıştınız mı?"
"Sanırım evet."
Çığlık atarak beni kucaklayıp döndürmesiyle kahkaha atarak sırtına vurdum.
"Belin çıkacak! İndir beni."

Beni bırakıp sevinç dansını yaparken gülümseyerek onu izledim.
"Yes be! Yes. Allahım biliyordum! Biliyordum! Ee yüzüğün nerede?"
Elime bakıp omuz silktim.
"Sen aramasaydın takacaktım sanırım. Karan hâlâ onu affettiğimi bilmiyor."
Eliyle dizlerine vurup kendi kendine konuşamaya başladı. Bu kız gerçekten deliriyordu.

"Ah ah salak alya, kızım niye dizinin en heyecanlı yerin de araya giren reklamsın sen ya!"
Gözlerimi devirip koluna vurdum.
"İyice saçmalamaya başladın, hadiii sen git, sabah erken gel. Bugün çok yoruldum gidip hemen uyumak istiyorum."
Yanağımdan öpüp asker selamı verdi.
"Tamamdır patron."

Sırıtarak elimle asker selamı verip göz kırptım. Derin nefes alarak banklardan birisine oturup kollarımı birbirine bağladım. Üşümüştüm, omuzlarıma örtülen gri battaniyeyle gözlerim oraya döndü. Karan elinde ki benim olan battaniyeyi omuzlarıma sararak yanıma oturdu.
"Battaniyeni şimdiye vermek kısmetmiş."
İnkar etmeden gülümseyerek ona bakıp battaniyenin diğer ucunu onun omzuna attım.

"Yoruldun mu?"
Başımla onaylayıp gözlerimi kapattım.
"Şimdi şurada uyuyasım var. Her ne kadar öğlen iki de kalksam da, gece uykusu bir başka."
Soğuk olan ellerimi sıcak ellerinin arasına aldığın da gözlerimi açtım.
"Beni affettin mi?"
Gözlerime umutla bakarken önüme dönüp göz temasını kestim. Gerildiğini ellerinden anlarken başımı omzuna koyup gözlerimi kapattım.

Böyle bir şey beklemiyor olacak ki elleri buz kesmişti. Battaniyeyi iyice üzerimize örterken mırıldandım.
"Affettim...ama bir daha böyle bir şey olursa yüzüne bile bakmam."
Kolunu omzuma sarıp beni kendine çekerken mırıldandı.
"Hayır, bir daha olmayacak. Konuştum, benim nişanlım beni öldürür vallahi dedim."
Kıkırdayarak başımla onayladım.

"Bir de...."
Gözlerinin bana döndüğünü hissetsem de gözlerimi açmadım.
"Seni çok seviyorum fırtına."
Bedeninin rahatladığını hissederken gözlerimi usulca açıp ona baktım. Gözleri ışıl ışıldı.
Anlımı öpüp başını başıma yasladı.

Ömrümün sonuna kadar seni seveceğim fırtına...

🤍🐣🤍🐣

"Komutanım!"

"Asel!kalksanıza ya."

Üzerime gelen titremeyle yerimden sıçrayıp gözlerimi açıp kapadım. "Sonun da uyanabildiniz asel hanım!"
Alyanın sesini duymamla sağ tarafıma döndüm. Kaanla birlikte yan yana durmuş sırıtarak bana bakıyorlardı.
"Ne oluyor lan?"

Yanımdan gelen sesle gözlerimi kocaman açarak oraya döndüm. Karan gözlerini kısarak alya ve kaana bakıyordu. Olduğumuz yere bakınca gözlerim olabildiğince daha çok açıldı.
"Biz burada mı uyuduk?"
Mırıldanarak konuşmamla alya sırıtarak başını salladı.
"Vallahi aselcim bu ne biçim nöbet tutmak böyle. Hastaları kontrol etmemişsin, burada uyuyup kalmışsınız."

Açılan ağzımı elimle kapatıp ofladım.
"Of inanamıyorum, hastaları unuttum! Ben nasıl uyuya kaldım ki?"
Alya şefkatla gülümseyip eliyle kolumu sıvazladı.
"Doktor olduğundan beri ilk defa böyle bir şey oldu biliyorsun değil mi? Olur arada hem böyle şeyler."

"Komutanım siz de uyuya kalmışsınız bakıyorum."
Kaan dalga geçerek karan'a bakarkan karan'a bakmaya cesaret edemiyordum.
"Kes lan! Zevzek herif."

"Tamam komutanım, aa ben bir şey dedim sanki."
Üzerimizde ki battaniyeyi elime alıp ayağa kalktım. Karan'a bakmadan battaniyeyi katlarken alya çığlık atarak bana sarıldı.
"Yüzüğünü takmışsın!Barıştınız mı?"

Anlamadan kaşlarımı çatıp ona baktım.
"Ne yüzüğü?"
Gözleriyle elimi işaret edince gözüm elime kaydı. Yüzük! Kaşlarım havaya kalkarken elimde ki yüzüğe bakıp tek kaşımı havaya kaldırarak karan'a döndüğüm de yüzünde ki tebessümle gözlerime bakıyordu.

"Boşuna bordo bereli demiyoruz anasını satayım."
Öırıldanarak söylediğim şeyle karan duymuş olacak ki kıkırdamıştı.
"Ne dedin kız duymadım."
Derin nefes alarak gözlerimi devirdim.
"Demedim bir şey alya, yürü hadi benim kabanımı felan getir. Eve gideceğim başım çatlıyor."

Başını sallayarak hastaneye doğru gittiğin de
Karan kaana dönüp konuştu.
"Hadi kaan sen de git benim kabanımı getir kardeşim."
Kaan ikimize bakarak sırıtıp ıslık çalarak arkasını döndü. Onun gitmesiyle karan'a dönüp koluna vurdum.

"Ne ara taktın sen bu yüzüğü?"
Sırıtarak beni yanına çekip kolunu omzuma attı.
"Yaptık bir ara işte."
Mırıldanarak söylediği şeyle gülümseyerek ona sarıldım.
"Çok üşüdüm."
Saçlarıma bir buse kondurup kollarını sımsıkı bedenime sardı.
"Bizimkiler getirsin kabanlarımızı gideriz hemen."

"Biliyor musun? Annemin kokusuyla uyumuş gibi hissettim, seneler sonra annemin kokusuyla uyudum."
Kalbim duyduğum şeyle heyecanla atarken ona doğru dönüp elimle yanağını okşadım.
"Eminim annen gibi olamam..ama hep yanındayım, her zaman. Söz veriyorum yanındayım."

Gözlerime pırıltılarla bakıp fısıldadı.
"Hep yanımdasın."
Hep yanındayım fırtına...hep.
"Bir gün annen ile babanın yanına gidelim mi? Onlarla tanışmak çok isterim."
Gözlerime uzunca bakıp başını heyecanla salladı.
"Olur. Olur tabi ki gidelim..."

"Eveeet, sevgi pıtırcıkları. Alın bakayım kabanlarınızı."
Alyanın sesiyle yavaşça karandan ayrılıp ayağa kalktım.
"Sağol alya, bir şey olursa haber ver gelirim. Tamam mı?"
"Tamam yahu sen dert etme. Gerçi sen iyi bir uyku çekmişsin ama."
Sırıtarak kaan ile bana bakarken onlara yüzümü buruşturarak baktım.

"Siz ne gıcık bir çift oldunuz böyle ya! Iyy! Tam birbirinizi bulmuşsunuz tam!"
Karan yanıma gelip elini belime atarak beni onayladı.
"Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş."
Kaan sırıtarak alyaya bakıp göz kırptı.
"Siz de ne suratsız çiftsiniz be, hep sert yüzler. Aaa."

Karam bacağıyla kaanın bacağına sert tekme atıp onu susturdu.
"Sus lan patavatsız!"
"Hadi doktor gidelim."
Elimden tutup yürümeye başladığımız da kıkırdayarak beline sarıldım.
"Kaanla çok komiksiniz."
"Her ne kadar yılışık olsa da kardeşim gibi severim onu."

"Cidden...işiniz de bu kadar sert olup dışarıda birbirinizle başka olmanız beni şaşırtıyor. Gerçi..sen hep böylesin."
Düşünerek başımı koluna yaslayıp yürürken durup bana döndü.
"Nasılmışım ben?"

Sırıtarak durup düşünüyormuş gibi yaptım.
"Hmm sert bakışlar, dimdik duruş, hiç değişmiyor. Ama tabi benim yanım da başkasın o ayrı, hoşuma da gitmiyor değil yanii."
Kaşları havaya kalkarken hoşuna gitmiş olacak ki sırıtarak bana baktı.
"Demek öyle, hoşuna gidiyor yani?"
Omuz silkerek ona cevap verecektim ki çalan telefonumla bakışlarımız ekrana dönmüştü. Abim beni neden arıyordu ki?

"Abicim?"

"Asel."
Abimin sert sesiyle kaşlarımı çatıp konuştum.
"Abi ne oluyor?"

Karan gerilerek bana dönerken abimden gelen yanıtla yerim de mıhlarcasına kalmıştım.

"Babam burada."

Umarım beğenirsiniz:)
yazım hatası varsa affola
Yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın

Sizleri seviyorum
Kendinize iyi bakın
Hoşçakalın🤍🌵

Συνέχεια Ανάγνωσης

Θα σας αρέσει επίσης

4.5M 336K 58
"Bu kitap babası tarafından sevilmeyen ve hiç bir zaman sevilmeyeceğini düşünen kızlara ithafen yazılmıştır..." (Haziran-Temmuz ayları arasında kitap...
270K 17K 20
17 yıl önce bir kötülük yapıldı, bu kötülük herkesin ruhunda unutulmayacak yaralar bıraktı. Yara alanlar, asıl yaralıya yeni yaralar açmayı umursama...
270K 17.5K 25
Açelya hiç hatırlamasa da henüz 5 yaşındayken ailesinin düşmanları tarafından kaçırılmış ve gözlerini bir yetimhanenin revirinde açmıştı. Ailesi sen...
105K 9.1K 23
...Hakikaten onlar, Rablerine inanmış gençlerdi... Kehf 13 🌸🌸🌸🌸 "Kardeşime söz verdiğin yüzüğü almadan olmaz. " derken hala gülüyordu. Ellerimi...