Fırtına

By dolunaayy_

1.4M 56.4K 4.5K

"ASEL!!" Hırsla arkamı dönüp karan'a bağırmaya başladım. "Buyur fırtına komutan!!" Yanıma gelip bedenimi duv... More

Tanıtım
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
SÜRPRİİZ!!!
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43.bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
48. Bölüm
49. Bölüm
50. Bölüm
51. Bölüm
52. Bölüm
~Final~
Sarmaşık
Delikanlı

17. Bölüm

28.4K 1.1K 35
By dolunaayy_

Instagram:dolunaayyz

Heyecandan yerim de duramazken karan'ı normal odaya almışlardı. Bir an olsun yanından ayrılmamış sabırla uyanmasını bekliyordum. Saçlarına parmaklarımla dokunup yavaş yavaş oynamaya başladım. O yumuşak dokuyu hissetmek bile yüzümde bir tebessüme yol açıyordu.

Binlerce kez şükürler olsun allahım, onu bana bağışladın.
Koca kemikli elini tutup okşayarak yaşadığım bu acının bir daha olmaması için dua ettim.
Kapının açılma sesiyle istemeyerek de olsa elimi geri çekip ayağa kalktım. Abimle damla içeriye girdiğin de gülümseyerek damlaya sarıldım.
"Nasıl sevindim bilemezsin."
Geri çekilerek başımı onaylarcasına salladım.
"Ben de.."
Abime doğru gidip sarıldığım da saçlarımı okşayıp gülümsedi.

"Yüzünde ki tebessümü bile özlemişim abicim."
Gülümseyerek abimin omzuna başımı yasladım.
"ee, ne dedi doktor? Ne zaman uyanırmış."
"İlaçlar biraz ağırdır, o yüzden uyanması iki,üç, saati bulur yani."
Mırıldanarak söylediğim şey üzerine ikisi de başlarını sallamakla yetinmişti.

"biz pek kalamayabiliriz canım. İşten zor geldik."
Dert ettikleri şey'e bakın, gözlerimi devirip omuz silktim.
"Hiç önemli değil, ben zaten buradayım."

Damla yanıma oturup saçlarımı geriye doğru attı.
"Sen de bir şeyler ye artık. Kürdana dönmüşsün."
"Evet, hatta ben gidip bir tost alayım sana."
Abim cevabımı beklemeden odadan çıktığın da elimi anlıma vurarak ofladım.
"ya ben aç değilim."
Damla kaşlarını çatarak burnumun ucuna vurdu.
"Sus kız, aç değilmişmiş. Günlerdir ağzına bir lokma sürmüyorsun."

Yüzünde ki kızgınlık sırıtmaya dönerken bana doğru eğilerek fısıldadı.
"Ama nasıl harap ettin kendini, çok mu seviyorsun kıız."
Ayağa kalkarak son hız atan kalbimi yok sayıp masanın üzerin de duran sudan yudumladım.
"Ne alakası var damla? Hem ben senden kıyafet istemiştim nerede o?"
Kıkırdayarak poşedi bana uzattığın da odada ki lavaboya girip üzerimi değiştirdim.

Ah damla ah, beni böyle hep utandıracak mı?
Lavabodan çıktığım da abim de odaya gelmişti.
"Abicim bizim gitmemiz lazım, sen de kendine iyi bak.
Tostunu oraya bıraktım, ye!"
Başımı onaylarcasına sallayıp onları geçirdikten sonra ileri de duran tosta bir bakış atıp sandalyemi karan'ın yatağına doğru çekerek oturdum.
Elini elime kenetleyip ağrıyan başımı bacağına yaslayarak sızlayan gözlerimi kapattım.

♥️♥️♥️

Saçlarım da gezinen eller ile gözlerimi kırpıştırarak derin nefes aldım. Yüzümü buruşturarak elimle boynumu tutup yerim de doğruldum.
"Boynum."
Kendi kendime mırıldanarak gözlerimi kapatırken aşık olduğum sesi duyduğum da gözlerim açılmıştı.
"İyi misin doktor?"
Gülümsemem yüzüme yayılırken yorgun gözlerle bana bakan karan'a dönüp elimle yanağına dokundum.

"Karan, iyi misin? Ağrın var mı?"
Yutkunarak başını olumsuz anlamda salladı.
"Su var mı?"
Şişede ki suyu bardağa boşalttım. Karan'ın başını elimle destekleyerek ona suyu içirdiğim de açlıkla içmişti.
"Ben doktoru çağırıp geleceğim tamam mı?"
Geri çekilip odadan çıkmak için adımlamıştım ki elimi sımsıkı tutup gitmemi engelledi.
"Gitme." Fısıltıyla çıkan sesiyle ona dönüp gülümsedim.
"Gitmiyorum komutan, ama doktorun seni kontrol etmesi lazım."

İstemeyerekte olsa elinden elimi çekip odadan çıktım. Doktor beyi çağırdığım da odaya girmişti.
"Geçmiş olsun karan bey, öncelikle ağrınız var mı?"
Karan bir şey demeden başını olumsuz anlam da sallamakla yetinmişti.
"Güzel, iki,üç, gün daha sizi burada tutacağız tedbir amaçlı."
Karan'ın kalmak istemediğini bildiğim için doktor bey'e dönerek gülümsedim.
"Doktor bey, ben de doktorum. İzin verirseniz bu gece burada kalalım, yarın sabah çıkış yapalım. Emin olun ben yanından ayrılmam."

Gülümseyerek bana bakıp başıyla onayladı.
"Orasını anladığıma emin olabilirsiniz asel hanım.
Çok şanslısınız karan bey, sizi çok seven bir sevgiliniz var. Bir an olsun ayrılmadı yanınızdan."
Gözlerimi kocaman açarak doktora baktığım da hiç bir şeyden habersiz karan'a bakıyordu.
Allahım rezil olmuştum!

"Öyledir nişanlım, ben kaç gündür buradayım."
Karan'ın bir öncesine kadar sert çıkan sesiyle ona döndüğüm de doktora öldürecekmiş gibi bakıyordu.
"Bir haftadır buradasınız. Geçmiş olsun tekrardan, hemşire hanım birazdan gelip serumunuzu değiştirir."

"Teşekkürler, iyi günler."
Doktor bey dışarıya çıktığın da karan hâlâ arkasından kaşları çatık bir şekilde bakıyordu.

"Karan, ne oldu?"
Bakışları bana dönerken elimden tutup yanına oturttu.
"Herif sana yiyecekmiş gibi bakıyordu daha ne olsun."
Kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalkarken kalbim hızlı bir şekilde atmaya başlamıştı. Kıskandı mı o?
"Öyle mi? Hiç farkın da değilim. Bana çok yardımcı oldu."

Tek kaşı havaya kalkarken bir anda elimden tutup çekmesiyle yüzüyle yüzüm arasın da milimlik bir derece vardı. Gözlerim kocaman olurken gözlerime bakarak fısıldadı.
"Neymiş o yardımlar?"
Yutkunup özlediğim gözlere bakarken fısıldadım.
"Yanına girmem için izin verdi, normal de izin verilmez her gün girilmesine."
Yüzün de minik bir tebessüm olurken gözleri ışıldamıştı.

"sen...yanımdan hiç ayrılmadın mı?"
Nasıl nefes alınıyordu?
"Evet komutan, ayrılmadım. Sözünü tutacak mısın diye bekledim?"
Eliyle başımdan tutup kendine yasladığın da gözlerimi sımsıkı kapatarak kokusunu içime çektim. Allahım bu nasıl bir özledimdi, nasıl bir sevgiye açlıktı bu. Kollarımı yarasına dikkat edecek bir şekil de sımsıkı sardım.

Günlerdir tuttuğum göz yaşlarım usul usul akarken hıçkırıklarımı durduramıyordum.
"Ağlama doktor, güçlü olacaktın hani?"
Eli saçlarımı okşarken diğer eliyle belimi sımsıkı sarmıştı.
"Sözümü tuttum ama...sanırım üç haftanın acısını çıkararak dayanamadım."
Yüzümü boynundan kaldırmadan kedi gibi mırıldandığım da kapının çalmasıyla ayağa kalktım. Göz yaşlarımı silerek kapıya doğru dönüp kimin geldiğine baktım.

İçeriye elin de tepsiyle hemşire girdiğin de gülümseyerek elinden aldım.
"Teşekkürler çiçek."
"Ne demek hocam. Bu da vitamin, ben mi yapayım? Siz mi yaparsınız?"
Elinde ki  iğneyi alıp göz kırptım.
"Sen git kahve iç, ben yaparım."
Gülümseyerek başını sallayıp odadan çıktı.

Karan'a doğru ilerlediğim de kaşları havalanmış bana bakıyordu.
"Hastanedekilerle baya içli,dışlı,oldun sanırım."
Kıkırdayarak başımı onaylamazca salladım.
"Hayır, çiçek benim eski ekibimdendi, hayat hastanesindeyken."
Elimde ki iğneyi seruma yavaşça enjekte edip hastalar için yapılmış tekerlekli masayı karan'ın önüne çektim.
"Bakalım menü de neler varmış."
Tabağı kaldırdığım da memnun olmuşcasına gülümsedim.

"Sevdiğin şeyler. Mercimek çorbası, bulgur pilavı, zeytinyağlı fasülye."
Yanına oturup suyunu da doldurup önüne koydum.
"Bunlar bitecek.""
Gözlerini yemekler de gezdirip yüzünü buruşturdu.
"Hastane yemeklerini sevmem."
Gözlerimi devirip kaşığı elime aldım.
Çorbadan bir kaşık alıp karan'ın ağzına uzattığım da ilk başta istemese de zorla ağzına tıkmıştım. Çorbayı zorla ona içirdiğim de diğer yemeklere geçecektim ki eliyle beni durdurdu.

"Çubuk kadar kalmışsın, pilavı sen ye, ben doydum."
Gözlerimi devirip ofladım.
"Ya ben aç değilim."
Ağzıma tıkılan pilavla gözlerimi kocaman açarak karan'a baktığım da kahkaha atarak bana bakmıştı. Yüzüm de minik bir tebessümle ona bakıp ağzımdakini bitirdikten sonra ikincisini vermesi için ona baktım. Gülümseyerek bana bakıp kaşığı ağzıma uzattığın da yavaşça çiğnemeye başladım.

"Kendini çok alıştırma doktor."
Omuz silkip yemeğe kaldığım yerden devam ettim.
En sonun da yemekleri bitirdiğimiz de masayı kenara çekerek yastığını düzelterek geri çekildim.
"Dinlen artık, sabah erkenden çıkarız."
Saçlarını severek bunları söylediğim de yutkunarak başını salladı.
"asel gelsene bir."
Yanını işaret ettiğin de yanına oturup ona baktım. Yavaşça yerinden doğrulup oturur hale gelerek boynumu saklayan saçlarımı geriye doğru attı.

Yavaşça elleri uzaktan görünmeyen ama çok yakından belli olan yıllar öncesin de olmuş bıçak izlerine gitti. Elleri yavaşça izleri okşarken zorlukla yutkunup titrek bir nefes aldım.
"Karan." Fısıldayarak gözlerim kapalı söylediğim de boynum da sıcak dudaklarını hissettim. Başını bir süre orada tutup kokumu içine çekmişti.

Geri çekilerek yüzümü ellerinin arasına alıp fısıldadı.
"Yaralarını beraber saracağız asel. Sana söz veriyorum beraber saracağız."
Bir kere daha şükrettim. Rabbim iyi ki onu benim karşıma çıkarmıştı. İyi ki onu sevmiştim iyi ki..

Ben geldimmm:)
Umarım beğenirsiniz
Yazım hatası varsa affola
Yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın

Sizleri seviyorum
Kendinize iyi bakın
Hoşçakalın🌵🤍

Continue Reading

You'll Also Like

Helalim By Merve

Teen Fiction

10.1K 595 15
Sevginin en güzel haliydi Meryem ile Yusuf... Onlar, Allah'ı anmadan gün geçirmezdi. Birbirlerini çok severlerdi ancak Allah'a olan sevgilerini asla...
334K 18.2K 43
Şanlıurfa ☞ Muğla 0546****; Fotoğraf* 0546****; Belli ki bu yoldan yürümüşsün... 0546****; Yoksa etraf böyle çiçeklenmezdi. İlsu; Var öyle marifet...
3.4K 372 15
Sinirle duvara vurduğu eline bakarken benim bile canım acımıştı. Onu çok kez görmüştüm ama bugün, bambaşkaydı. İlk kez ondan, yapacaklarından korkuyo...
1.1M 29.6K 83
Cinsel içerik, şiddet vb olaylar içeriyor çok sık olmamak kaydıyla lütfen bunu bilerek okuyun!! Kendini bulunduğu durumdan kurtarmakla beraber ona...