𝑶𝒕𝒉𝒆𝒓 𝑯𝒂𝒍𝒇 |𝑱𝒊𝒎�...

By Armysmiler

137K 12.2K 14K

"Bu böyle devam edemez. Seni o insanlardan kurtarmam gerek." Bir eliyle göz yaşlarını silerken şaşkın bakışl... More

𝑻𝑨𝑵𝑰𝑻𝑰𝑴
①⓪
①①
①②
①③
①④
①⑥
①⑦
①⑧
①⑨
②⓪
②①
②②
②③
②④
②⑤
②⑥
②⑦
②⑧
②⑨
③⓪
③①
③②
③③
③④
③⑤
③⑥
③⑦
③⑧
③⑨
④⓪
④①
④②
④③
④④
④⑤
④⑥
④⑦
④⑧
④⑨
⑤⓪
⑤①
⑤②
⑤③
⑤④
⑤⑤
⑤⑥
⑤⑦
⑤⑧
⑤⑨
⑥⓪
𝑭𝒊𝒏𝒂𝒍
The real me

①⑤

2.1K 204 147
By Armysmiler

Uzun bir zaman sonra yeniden merhaba. Açıklama yapmıştım fakat hala duymayanlar var sanırım. Bir süre internet erişimimim yoktu fakat çok şükür sorunları hallettim. internetle bir sorunum kalmadı yani.

Bölüm yazmayı çok özlemişim eminim sizde yorum yapmayı özlemişsinizdir😆

Umarım beğenirsiniz.Keyifli okumalar

💚

Jinsoul ile birlikte kampüs çimenlerinin üzerinde oturuyorduk. Bir haftayı daha geride bırakmıştık ve bugün haftanın ilk günüydü. Havta sonu tamamen yeni eve taşınma sorunu ile geçmişti. Eşyalarımızı toplayıp yeni eve yerleştirmek uzun sürmüştü ama sonunda hepsini halledebilmiştik.

"Sonunda Mark ve sevgilisini konuşmayı bıraktılar."

Jinsoul arkamızdaki ağaca yaslanıp gözleriyle etrafımızda bulunan öğrencileri işaret etti.

"Günlerdir okuldan atılmaları konuşuluyor ve bana gına geldi."

Gülerek omuzlarımı silktim. "Boş ver." Dedim umursamaz bir ses tonu ile. "Nasıl olsa bizi ilgilendirmiyor."

Sevgilisi bir yana Mark'ın artık bu okulda olmaması beni çok mutlu ediyordu. Artık Jimmy'e bulaşamayacaktı ve bir kişinin bile eksilmesi beni inanılmaz rahatlatıyordu. Her ne kadar Jimmy eskiye kıyasla bu durumla çok daha rahat başa çıkabiliyor olsada hala onunla uğraşan insanlar sinirini bozuyordu.

"Sen bu akşam Jungkook'la mı buluşacaksın?" Konuyu değiştirmek adına sorduğum sorunun ardından bakışları beni buldu.

"Evet." Dedi neşeli bir ses tonu ile. "Yani, evine gideceğim. Annesi ve babası bu akşam yokmuş."

Ev lafını duyunca kaşlarımı yukarı kaldırdım. "Bana bak çok geç olmadan gel yoksa bacaklarını kırarım."

Yalancı bir kızgınlıkla konuşmamın üzerine Jinsoul kendini tutamayarak kahkaha attı. Şaka yapıyordum ama birazcıkta ciddiydim. Evet, ailemiz buradaydı ama yine de kendini salamazdı. Jungkook'a güveniyor olsam bile.

"Tamam anne."

Dalga geçercesine konuşmasının üzerine gözlerimi devirdim. Jinsoul bir yana asıl sorun Ga Yoon'du. Kızı resmen eve sokamıyorduk.

"Peki, sen babanla mı vakit geçireceksin bu akşam?" Jinsoul'ün sorduğu soru ile yüzümü astım.

"Hayır, iptal etti. Bugün çok işi varmış."

Babam banada Taehyung'a da bu akşam hep birlikte vakit geçireceğimize dair söz vermişti ama maalesef gerçekleşmeyecekti. Aslında bu büyük bir sorun değildi fakat ilk defa işinden dolayı bizi ekiyordu.

"Üzülme, telafi eder."

Gülümseyerek başımı olumlu anlamda salladım. Bu sırada aramızda bir süre sessizlik olmuştu. Hava hafif esiyor olsada çok güzeldi ve çimenlerin kokusu burnuma doluyordu. Gözlerimle kampüsü tarayıp Jimmy'i aradım fakat ortalıkta yoktu. Dersi bittikten sonra burada buluşacağız diye anlaşmıştık.

"Ben gidiyorum."

"Nereye?"

Jinsoul çantasını eline alıp oturduğu yerden kalktı ve üzerini silkti. "Jungkook'u hiç görmedim bugün. Nerelerde, kimlerle ne yapıyor bakayım bir."

imalı bir şekilde konuşmasının üzerine kendimi tutamayarak gülmüştüm.

"Tabi canım bak, yakışıklı çocuk sonuçta. Boş bırakmaya gelmez."

Alayla konuşmamın üzerine Jinsoul dil çıkararak gözlerini devirdi ve arkasını dönüp yürümeye başladı. Bende o gidince çantamdan kitabımı çıkararak okumaya başladım. En azından Jimmy gelene kadar oyalanabilirdim.

Bir süre daha geçti. Kendimi kitabıma oldukça kaptırmıştım. Ardından hemen önümde biri durunca bakışlarımı kitabımdan çektim ve gülümsedim.

"Sonunda gele..." Jimmy olduğunu düşünerek hevesle konuşmuştum ama başımı kaldırır kaldırmaz karşılaştığım kişi ile şaşkın bir şekilde kala kaldım.

"Merhaba."

Min Ho tam önümde durmuş yüzündeki tebessüm ile bana bakıyordu. Onu uzun zaman sonra bana bu derece yakın görünce o geceki görüntüler gözümün önünde canlandı.

Kendime gelerek kitabımı hızlı bir şekilde çantama koydum ve oturduğum yerden aynı hızla kalktım. Hiçbir şey demeden oradan uzaklaşacaktım fakat Min Ho'nun kolumu tutması ile olduğum yerde durdum.

"Lena lütfen. Biraz konuşmak istiyorum sadece."

Tiksinti dolu bakışlarım önce yüzünü ardından kolumu tutan elini buldu.

"Bırak."

Oldukça net bir şekilde konuşmamın ardından beni bırakmıştı. Onunla temesta bulunmayı geçtim suratına bakmak bile kusma isteğimi tetikliyordu.

"Tamam dokunmayacağım." Dedi ve iki elinide teslim olurcasına yukarı kaldırdı. "Ama konuşmak istiyorum, ne olur?"

"Ne konuşacaksın ya? Rahat bırak beni."

Daha fazla bir şey söylemesine izin vermeden arkamı dönüp yürümeye başladım fakat bu kezde konuşarak beni durdurdu.

"Çok pişmanım."

Sinirle soluyup yeniden ona doğru ilerledim ve aramızda mesafe bırakacak şekilde karşısında durdum.

"Sen biraz geriden geliyorsun yalnız." Dedim alaylı bir ses tonu ile. Sesime kıyasla bakışlarım çok daha sertti. "Bir yıldan fazla oldu şimdi mi pişman oldun?"

Ardından ondan biraz uzaklaştım. "Ayrıca pişman olmanda bir boku değiştirmiyor, değiştirmeyecekde."

Hala karşıma çıkacak yüzünün olması bile bir mucizeydi. Gerçi buna şaşırmamam gerekiyordu. Min Ho pisliğin tekiydi ve onca şeyden sonra yüzsüzlük yapmasına şaşırmıyordum.

"Bak, yaptığım şeyin ne kadar iğrenç olduğunun farkındayım ama o gün kafam yerinde değildi. Sarhoştum. Sende biliyorsun."

Beni ikna etmeye çalışırcasına konuşmasının üzerine duyduklarıma inanamıyormuşcasına gülmüştüm.

"Bunun arkasına mı sığınıyorsun?" Diye sordum sertçe. "Sarhoş yada ayık önemli değil. Bunlar benim için hiçbir şey ifade etmiyor."

Min Ho gözlerini yumarak bir kaç saniye sonra geri açtı. "Senin beni istemediğini düşündüm. Bu da beni sinirlendirmişti."

Bunu söylemesinin ardından başımı olumsuz anlamda iki yana salladım. "Sana olan sevgimi seksle mi ölçtün yani?"

Min Ho bir süre cevap veremedi. Onunla çıktığımız zamanlarda onu gerçekten seviyordum. Sevgimi yalnızca cinsel bir duygu ile ölçmeye çalışması saçmalıktı. O zamanlar ona karşı duyduğum sevgi tamamen saf duygulardan ibaretti. Şimdi ise üzerine kusmak istiyordum.

"Hata yaptım farkındayım ve çok pişmanım."

"Bu hiçbir şeyi değiştirmiyor. Olanları geri alamazsın."

Gerçekten pişman olmuş olsa bile onu affedecek değildim. Normal bir durum değildi bu. Bana resmen tecavüz etmeye kalkmıştı pişman olmuş olsa ne değişirdi ki?

"Evet geri alamam ama telafi edebilirim. Eğer bana bir şans da..."

"Kes şunu." Diye sesimi yükselttiğimde ani bir şekilde susmuştu. Bakışlarımı ondan çekip etrafta gezdirdim. Yükselen ses tonumdan dolayı bir kaç kişi bize bakıyordu.

"Lena lütfen..." yalvarırcasına konuşup bana doğru bir adım attı ve elimi tutmaya yeltendi. "Seni çok özledim. Yanımda olmana ihtiyacım var."

Ondan biraz daha uzaklaşıp şu an olanlara inanamıyormuşcasına gülmüştüm. Hala konuşmaya devam ediyordu. Aşırı yüzsüz bir insandı. Birde beni özlediğini söylemişti. Aptal!

"Siktir git." Dedim sert bir şekilde. "O gün kafanda cam şişe kırarak senden kurtulmuştum. Eğer bir kere daha karşıma çıkarsan bu sefer direk kafanı kırarım Bulaşma bana."

Yüzümü iğrenç bir yaratık görmüş gibi bir hale sokarak ona son bir bakış attım ve yanından geçip yürümeye başladım. Uzun zaman sonra onu bu kadar yakınımda görmek bana hiç iyi gelmemişti. O zamanlara kıyasla çok daha güçlü bir insan olduğumu düşünüyordum ama yine de onu görünce kötü olmuştum işte.

Bir zamanlar onun gibi birine değer verdiğim ve onu herkese karşı savunduğum için çok pişmandım. Fakat gerçekte nasıl biri olduğunu nereden bilebilirdim ki? Bazen insanları çok iyi tanıdığımızı sanıyorduk ama öyle değildi.

Hiç ummadık anda hiç ummadık insanlar tarafından hayal kırıklığına uğruyorduk.

Hırslı adımlarla kampüste yürümeye devam ederken karşıdan bana doğru gelen bedenle olduğum yerde durdum. Zaten sinirlerim bozuk olduğu için koşarak ona sarılma isteğim gün yüzüne çıkmıştı ama kendime engel oldum.

Jimmy mavi kot içine bürünmüş yüzündeki gergin ifade ile bana doğru yürüyordu. Bir kaç saniye sonra ise yanıma ulaştı ve tam önümde durdu.

"iyi misin?"

Min Ho ile beni karşıdan görmüş müydü emin değildim ama surat ifadesi ve davranışı gördüğünü söylüyordu.

"Evet." Dedim kısaca.

"Kimdi o çocuk?" Diye sorup başıyla arka tarafı işaret etti. Arkama dönüp işaret ettiği yere baktım. Min Ho hala oradaydı ve bize bakıyordu.

"Sinirli görünüyordun." Dedi Jimmy. Bakışlarını asla Min Ho'dan çekmiyordu.

Derin bir nefes alıp Jimmy'i kolundan tuttum. "Hadi gidelim." Onu sürüklemeye çalıştım ama hareket etmek yerine bana ters bir bakış attı.

"Hala buraya bakıyor Lena. Kim bu?"

Elimi alnıma koyarak derin bir nefes aldım. Ardından bir Jimmy'e ve hala aptal gibi bize bakan Min Ho'ya sinir dolu bir bakış attım. Gergin olan sinirlerim şu an yaşanan saçmalıkla daha da gerilmişti.

"Eski sevgilim." Dedim net bir ses tonu ile.

Jimmy böyle bir şey beklemiyor olacak ki sessizleşip olduğu yerde kaldı. "Eski sevgilin mi?"

şaşkın bir şekilde konuşmasının üzerine derin bir nefes vererek başımı olumlu anlamda salladım. Maalesef öyleydi.

"Ne istiyormuş ki?"

Başımla geldiği yönü işaret edip yürüyelim demeye çalıştım. Yeniden kolundan tuttuğumda birlikte yürümeye başlamıştık. Min Ho'nun bakışlarını hala burada hissedebiliyordum ama umurumda değildi.

Bir süre sonra Jimmy ile daha sakin bir yere geldiğimizde okulun bir binasının duvarının tam önünde durduk.

"Seni bekliyorum."

"Gerçekten önemli bir şey değil Jimmy."

Kollarını göğsünün üzerinde bağlayıp gözlerini kıstı ve bir süre duygularımı ölçmek ister gibi suratımı inceledi.

"Seni gördüm Lena. Fazlasıyla sinirli ve gergin görünüyordun."

Ne diyebilirdim ki? Nasıl anladı diye sorgulamayacaktım çünkü Min Ho'yu tam karşımda görünce hareketlerimi ve duygularımı kontrol edememiştim.

"Bir kere daha denemek istediğini söyledi. Bende reddettim."

Jimmy derin bir soluk çekip sırtını arkasında duran duvara yasladı. Herhangi bir şey söylemediği için aramızda bir süreliğine sessizlik olmuştu. Aslında şu an garip bir şekilde onunla konuşmak istiyordum. Taehyung dışında kimseyle paylaşmamıştım ama o Jimmy'di. Tüm dertlerimi ona anlatmak istiyordum.

"Kötü mü ayrılmıştınız?"

Ses tonu fazlasıyla kısıktı fakat buna rağmen onu gayet rahat duymuştum. Yutkundum ve ona doğru ilerleyerek hemen yanında durup sırtımı duvara yasladım. ikimizde karşıya bakıyorduk.

"Bana tecavüz etmeye kalkmıştı."

Jimmy'nin başının ani bir hareketle bana doğru çevrildiğini fark ettim ama ona bakmadım.

"Ne?"

Duyduklarına inanamıyormuş gibi sesini yükseltti ve yaslandığı duvardan çekildi.

"O orospu çocuğunu geberteceğim." Yürümek için hareketlendiğinde onu tuttum.

"Dur."

Jimmy derin nefesler alıp vererek bana ters bir bakış attı. Açıkçası Min Ho'ya ne olacağı umurumda değildi ama şu an okulda böyle bir saçmalık yaşamak istemiyordum.

"Şikayet etmiş miydin sen bu piçi?"

Aniden sorduğu sorunun ardından bir süre sessiz kaldım. Jimmy konuşmam için bana uyarı dolu bir bakış attığında ise başımı olumsuz anlamda sallamıştım.

"Neden Lena? Neden şikayet etmedin?"

Ses tonu fazlasıyla sertti. Şu an kendini tutmaya çalıştığını görebiliyordum.

"Etmedim işte. Sorup durma."

Sesimi hafif yükseltip ona sırtımı döndüm. Benimde tıpkı Jimmy gibi sinirlerim gerilmişti ve bu aramızda çok gergin bir ortamın oluşmasına sebep oluyordu.

"Utandın mı? Bu yüzden mi şikayet etmedin?"

Ani bir hızla yeniden ona doğru döndüm. "Saçmalama, sence öyle bir tip miyim ben?"

Omuzlarını silkti. "O zaman neden?"

"Sadece annemin ve babamın bu olayı duyupta üzülmesini istemedim. Hepsi bu."

Yeniden derin bir nefes verdiğini duydum. Ardından bir elini saçlarından geçirip arkaya düşmelerine sebep oldu ve yoğun bakışlarını bana çevirdi.

"Taehyung biliyor mu?"

"Biliyor."

Bu kez alaylı bir şekilde gülmüştü. "Madem biliyor neden seni yalnız bırakıyor ki?"

"Jimmy benim korunmaya ihtiyacım yok."

Bunun ardından bana doğru biraz daha yaklaşıp aramızdaki mesafeyi kapattı. Gözleri benimkileri bulduğunda yutkunmamak için kendimi zor tuttum.

"Kabul et yada etme o piçin fiziksel olarak senden daha güçlü olduğu kesin. Tekrardan aynı şeyi yapmaya kalkabilir."

Jimmy bundan bahsedince o gece yaşanan görüntüler yeniden gözümün önünde canlanmaya başladı. Rahatsız bir şekilde yüzümü buruşturup ondan uzaklaştım. O görüntüler her aklıma gelişinde çok rahatsız oluyordum.

"Şu konuyu kapatabilir miyiz? Sinirlerim bozuluyor."

Daha da düşen moralimi sonunda fark etmiş olacak ki sıkıntıyla bir nefes alıp başını olumlu anlamda salladı ve yine bana doğru yaklaştı.

"Özür dilerim fazla üzerine gittim." Bir elini kaldırıp sırtıma koydu ve beni ani bir hareketle kendine doğru çekti.

Bir süre ne olduğunu idrak edemedim fakat ardından aklım başıma gelince iki kolumuda beline doladım. Bundan cesaret almış olacak ki beni kendine biraz daha yaslayıp tıpkı benim gibi kollarıyla beni sardı. Başımı göğsüne yaslayarak kalp atış seslerini dinlemeye koyuldum.

Ve kalbi normale göre çok daha hızlı atıyordu.

"Sanırım sana kendini nasıl koruyacağını öğretmem gerekiyor."

Bunu hiç yapmak istemesemde başımı kaldırıp ona baktım. Boy farkımızdan dolayı bana birazcık yukarıdan bakıyordu. Suratı buz patenine gittiğimiz akşam gibi bana çok çok yakındı.

"Benimle uğraşmak istediğine emin misin?"

Jimmy bu söylediğimle başını geriye atarak sesli bir şekilde güldü. Tam karşımda gözümün önüne serilmiş güzel boynu derin bir nefes almama sebep oldu. Aklım çok başka yerlere gidiyordu ve bu hiç iyi değildi.

Bir kaç saniye sonra yeniden bana baktı ve o bakar bakmaz bakışları çok yoğun bir hal aldı. Gözlerini hızlı bir şekilde yüzümün her santiminde dolandırdıktan sonra derin bir nefes aldı ve göğsünün benimkine çarpmasına sebep oldu.

"Seninle uğraşmak çok eğlenceli olabilir."

Güldüm ve fırsattan istifade başımı yeniden göğsüne yasladım. Tamda moralimin sıfır olduğu bir anda yetişmiş ve beni o hüzünlü havamdan çekip çıkarmıştı. Ona karşı duyduğum sevgi her geçen gün biraz daha artıyordu.


MİN HO

Continue Reading

You'll Also Like

171K 7.6K 77
(İsminiz): benden ne istiyorsun jungkook . Jungkook: sadece seninle iyi anlaşmak istiyorum (İsminiz).
25.1K 2.2K 49
Biz bu yarışla sınanıyoruz. Ve buna emin ol ki bunu kaybeden ben olmayacağım. Ruhlarımızı bu piste teslim ederken, senden hala gözlerimi alamayacağı...
173K 17.8K 31
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.
26.9K 1.4K 23
"𝐺𝑜̈𝑟𝑚𝑒𝑘𝑡𝑒𝑛 𝑠𝑜𝑛𝑟𝑎 𝑔𝑜̈𝑟𝑢̈𝑙𝑚𝑒𝑘, 𝑎𝑠̧𝑘𝚤𝑛 𝑖𝑘𝑖𝑛𝑐𝑖 𝑘𝑎𝑑𝑒𝑚𝑒𝑠𝑖𝑦𝑖." ⁱᵈᵒˡ-ᵗᵃᵉⁿⁿⁱᵉ İdol kurgu #1 Scenery #1 Taennie#2🏆...