DEVRİM KADINI

By Asli_Han1453

2.7M 141K 27.7K

Sevmekten yorulur mu insan? devrim kadını. |bir eylül gecesi yazılmaya başlandı.| "Sevmek, bir adama ancak b... More

giriş |sevmekten yorulur mu insan|
devrim kadını | Demir Eksikliği
devrim kadını | Göz Bebeğim
devrim kadını | Bir Tanem
devrim kadını | Kalbimin Merkezindesin
devrim kadını | Özleyeceğim
devrim kadını | Gidişine Bitişler
devrim kadını | Seni Seviyorum
devrim kadını | Kavuşmalarımıza Yârim
devrim kadını | Demir'in Yürek Yangını
devrim kadını | Benim Hatun
devrim kadını | En Güzel Gecem
devrim kadını | Aşkın Zehrolmuş Bana
devrim kadını | İlk Kıvılcım
devrim kadını | Sarıl Bana
devrim kadını | Kızıl Güvercin
devrim kadını | Sen Bilmezsin
devrim kadını | Veda Busesi
devrim Kadını | Canımın İçi
devrim Kadını | Kıymetlim Bana Geri Dön
devrim Kadını | Kıskanç Kadınım Benim
devrim kadını | Ah Yalan Dünya
devrim kadını | Siyah Gül, Mâtem
devrim kadını | Kalbim Kırıldı
devrim kadını | Ölüm Soluğu
devrim kadını | Acıtan Hisler
devrim kadını | Ansızın Aşk
devrim kadını | Canım
devrim kadını | Seninle Bir Ömür
devrim kadını | Rüyam
devrim kadını | Sana Tutuldum
devrim kadını | Hep Bana Gel
devrim kadını | Kalbim İspatım Olsun
devrim kadını |Vuslat Ateşi
devrim kadını | Öfke Harbi
devrim kadını | Demir'in İmtihanı
devrim kadını | Hatalarına Bir Nilüfer
devrim kadını | Kalbine Sürgün
devrim kadını | Yeni Bir Müjde
devrim kadını | Final Part I
devrim kadını | Final Part II
devrim kadını | Final Part III
devrim kadını | Finale Son 1
FİNAL
Özel Bölüm II | Devrim Kadını

Özel Bölüm | Devrim Kadını

43.2K 2.2K 521
By Asli_Han1453

Merhaba, Devrim Kadını okurları ♡

Beren ve Demir sizleri çok özlemişti. Sizleri kavuşturmakta bana düştü. Minik Egehan'ın da olduğu keyifle okuyacağınıza inandığım bir bölümle geldim.

Yks sınavına girecek olan herkese de başarılar. İnşallah güzel sonuçlar alırsınız. Sizleri seviyorum çiçeklerim. 🌼

Şuraya bir Devrim Kadını emojisi olan siyah kalp alayım. 🖤

Keyifli okumalar.

Devrim Kadını | Özel Bölüm

🖤

"Seni yer, yutarım çocuk!"

Hazan'ın sevimli konuşmasıyla güldüm. İki ayını tamamlayan bebeğimiz, minik poposunu havaya dikmiş, balık misali büzmüş olduğu dudaklarıyla teyzesinin kucağında keyif yapıyordu. Gün aşırı Deniz'le birlikte Egehan'ı sevmeye geliyorlardı. Ojeli parmaklarıyla oğlumun odanın sıcaklığından hafif pembeleşmiş olan yanağını narince okşadı. Kıvrımlanan dudaklarıyla göz ucuyla bana baktı. Sevecen sesiyle konuştu. "Demir ağabeyle bunu yemeden nasıl duruyorsunuz ya siz?" Egehan teyzesinin konuşmasıyla kehribar gözlerini araladı. "Şuna bak, aynı babası yahu gözleri." Demir'in gözlerinin rengini almıştı. Hiç şüphesiz buna en çok mutlu olan ben olmuştum.

Deniz gülümseyerek sevgilisine bakıyordu. Muzipçe konuştu. "Bizde evlenelim, bundan üç, beş tane yaparız, güzelim,"

Hazan ona ters bir bakış atınca Deniz bana bakarak, "Haksız mıyım Beren?" diye sordu.

Sırtımı koltuğa yaslayarak ona döndürdüm yüzümü. "Evlenme kısmına kadar haklısın ama üç, beş kısmında sana katılmıyorum. Doğuran biziz sonuçta,"

Masmavi olan gözleri kısıldı ve gıcık bir şekilde bana laf yetiştirdi. "Aman bir kez de tamamen benim tarafımda olsan, incilerin dökülür,"

"Sana ne ulan benim karımın incilerinden!" Demir'in güçlü sesiyle oturduğum yerden hızla kalktım. Ceketini çıkararak içeriye giriyordu. Yanına ulaştığımda kaslı kolunu belime dolayıp bedenlerimizi yaklaştırdı. "Hoş geldin," diye mırıldandığımda dudaklarıma eğilmişti. Gözlerimi irileştirip yanağımı çevirdim. "Ulan Beren," hoşnutsuzca homurdandı ve hemen ardından yanağıma uzun ve ıslak bir öpücük bıraktı. Nefesi tenimi yakıp kavururken kulağıma eğildi ve etkileyici sesiyle fısıldadı. "Niye geldi yine bunlar?"

Ses tonundan ve yakınlığından etkilensemde sözlerini kavradığımda başımı kaldırarak ona kızgınca baktım. "Egehan'ı sevmeye tabi ki, ayrıca çok ayıp,"

"Oğlum nasıl?" dedi bakışlarıyla tenimi severken. Kehribar gözlerinin değdiği her noktam cayır cayır yanıyordu. "Bugün biraz huysuzdu. Teyzesi ve amcasıyla vakit geçirince huzursuzluğunu biraz attı."

"Ben ilgilenirim birazdan. Bebeğim babasını özlemiştir."

Sıcak bir gülümseme dudaklarımı kapladı. "Sadece bebeğimiz değil ki, bende özledim," dedim alçak tonda tuttuğum özlem dolu sesimle.

Koyulaşan göz bebekleriyle nefesini yüzüme vererek "Sen benimle şöyle bir odaya gel bakayım," deyince uzaklaşmaya çalıştım ancak belimdeki kolu yüzünden olduğum yerden milim hareket edememiştim.

Belimden ittirerek salondan çıkarttı. Deniz arkamızdan, "İkinci kez amca olmaya hazır değilim!" diye bağırdı. Demir geri dönüp ceketini der top ederek onun kafasına fırlattı. "Elinin ayarını sikeyim senin Demir," diyerek inleyen Deniz'e şaşkınca bakakaldım. Kafasına çarpıp yere düşen ceketin cebinden telefonu çıkarınca gülmemek için dudaklarımı ısırdım. "Bende senin dilinin ayarını kardeşim!" diyen edepsiz Demir elimi tutarak merdivenlere yöneltmişti bizi.

Yatak odasına girdiğimizde kapıyı kapatarak yüz yüze getirdi bizi. Pantolonunun cebinden çıkardığı kadife kutuyu bana uzatınca kaşlarım havalandı.

"Özel bir gün mü bugün?" derken zihnimden özel günlerin tarihlerini irdeliyordum bir yandan.

"Seninle geçirdiğim her gün özel," deyince dudaklarım kıvrıldı.

"Benimde Demir," deyip yanağını okşadım. "Her anım seninle güzel,"

"Aç bakalım, beğenecek misin?"

"Senden gelen bir şeyi beğenmeme gibi bir ihtimalim yok ki,"

Dişlerini göstererek gülümsedi. "O kadar etkim var yani üzerinde,"

"Hı-hım," dedim sevecen bir sesle.

Kutuyu alıp açtığımda içinden bir çift zümrüt küpe çıktı. Zarif ve hayranlık uyandıran bir tasarımı vardı.

Dudaklarımı birbirine bastırdım ve mavi irislerimi kocamın gülümseyerek beni izleyen yakışıklı suratına çevirdim. "Çok güzel," dedim sesimdeki beğeniyi belli ederek. "Çok beğendim."

Parmaklarıyla çenemin sivri kısmını kavradı. Dokunduğu yeri okşayarak mesafemizi kapattı. "Senden daha güzel değil," deyip alnımdan öptü. Hissiyatı bol olan derin öpücüğüyle gözlerim kapandı. Alnımdan uzaklaşan dudaklarıyla parmak uçlarımda yükselerek çenesine dudaklarımı bastırdım. Öpüp geri çekildiğimde alnımı yeni yeşeren sakallarıyla kaplanan çenesine yasladım. "Teşekkür ederim, bir tanem," dedim kısık çıkan sesimle.

"Bu gözler hep bana baksın, teşekküre gerek yok," dedi boğuk sesiyle. Gömleğinin düğmelerini açmaya başladığında ona yardımcı oldum. Kravatının düğümünü çözüp boynundan çektim. Düğmeleri açmayı bana bırakarak büyük avuçlarını belime yerleştirdi. Parmakları ince badimin altına ilerlerken alt dudağımı dişimle ezdim. "Yaramazlık yapma," beni duymazdan gelerek iş bilir parmaklarıyla tenimi okşamasını sürdürdü. "Özledin sanıyordum," dedi alnıma yaslı olan çenesini hareket ettirdi ve diken gibi batan sakallarıyla tenimi çizdi. Yanağıma doğru sürüklenen sakallarıyla huylandım ve kaçınmak istesemde bu pek mümkün olmadı. "Özledim," dedim sakince. "Ancak senin gibi seni orada burada kıstırmıyorum,"

Güler tonda nefesini verdi. Esintisi yanağıma süpürülmüştü. "Demek ben seni orada burada kıstırıyorum," gömleğinin son düğmesini de açtığımda bronz teniyle karşı karşıya kalmıştım. Göğüs kaslarıyla olan bakışmamı keserek çenesinde yaslı duran alnımı oradan ayırdım. "Yemeği hazırlayayım mı?" dedim yüzüne doğru başımı kaldırarak. İnce belimi kuşatan ellerini çekti ve beyaz gömleği teninden sıyırırken, "Oldukça açım," deyip göz kırptı.

Gözlerimi kırpıştırdım. "Tamam hemen hazırlıyorum," dedikten sonra kapıya doğru adım atacağım an bileğimden yakaladı. "Kaçma, gel buraya," deyip sırtımı kapıya yasladı ve heybetli bedeniyle önüme set çekti. Kollarını başımın iki yanına yaslayarak üzerime eğildi. Merakla yüzüne odaklandım. "Ne oldu? Açım demedin mi? Mutfağa gidiyordum,"

Başımın yanındaki elinin tekini oradan çekti. Belimin arkasına ilerleyen kaslı koluyla beni iyice bedenine yasladı. Kalın dudakları kavislenerek aralandı. "Harbiden anlamıyor musun yoksa anlamamazlıktan mı geliyorsun?"

Kaşlarım bilinmezlikle havalandı ve
şaşkınca dudaklarımı araladım. "Neyi?"

Aralık duran dudaklarıma eğildi ve öptü. "Benim masum karım," deyince zihnimde beliren gerçekle gözlerimi kocaman açtım. Saflığımla alay ettirmiştim yine. Hiç anlamıyordum ya, benimle dalga geçtiğini. Gövdelerimiz arasında duran ellerimi çıplak göğsüne koydum. Avuçlarım teninden vuran sıcaklıkla yanarken, dudaklarımı ıslattım, "Edepsiz adam," dedim kızgınca. "Benimle uğraşmaktan başka işin yok mu senin? Ne kadar safım." dedim huysuzca.

Ensemdeki parmaklarıyla saçlarımın dibine masaj yapmaya başladı. Dokunuşları sinirimi yok ediyordu. "Saflığınla da benim göz bebeğimsin,"

Çatık kaşlarım gevşerken titrek bir soluk aldım. Göz bebeğim demesiyle kalbim hemen ona kanmıştı. Omuzlarımı bu gerçekle düşürdüm. "Kalbimle ne alıp veremediğin var senin? Hemen kandırıyorsun zavallı kalbimi," dedim hoşnut olmadığımı belli ederek.

Göğsünde duran elimi tutup avcumu öptü. Sıcacık ve sevgi dolu bir öpücüktü. Kalbim kuş olup onun çınar ağacı misali güçlü olan dallarına kondu. "Kalbim bana yuva olan kalbine amadeyken kim kime kanıyor bir kez daha düşün bence," deyip beni yine kendine hayran bıraktı. "Her zerrene aşığım, güzelim."

"Bende sana aşığım," dedim kısık çıkan sesimle. Alnını alnıma sürttü. Dudaklarıma uzandığı an geri çekildim. Kaşları derince çatıldı. Nefesim aramızda kaybolurken, "Bebeğimiz bizi bekliyor," dedim Egehan aklımdan çıkmazken. "Hem misafirlerimiz de var,"

Öfkeli suratı yerini dinginliğe bırakırken "Geceyi bekle diyorsun," dedi dudaklarıma ulaşan ferah soluğuyla.

Beni yine mağlup edeceğini bilerek, meydan okurcasına "Hayır," dedim.

Tek kaşı havalanırken dudaklarını karizmatik bir gülümseme kaplamıştı. "Geceyi büyük bir sabırsızlıkla bekliyor olacağım. Bu meydan okuyan tavrını o zaman da görmek istiyorum,"

"Elbette," dedim gülümseyerek. Uzanıp yanağını öptüm. "Hadi duş al. Yemek birazdan hazır olur,"

Demir banyoya girdiğinde aşağıya indim. Egehan'ı doyurup amcasına teslim ettim.

Hazan salata yaparken, "Egehan'ı görünce evlenesi geliyor insanın," dedi.

Gülümsedim. "Çok farklı bir hissiyatı var. Sanki o yokken eksikmişiz de şimdi tamamlanmışız gibi."

"Biraz daha gaza getirirsen, buradan çıkışta Deniz'e yıldırım nikâhı kıymak zorunda kalabilirim," dedi alayla.

Omzuna hafifçe vurdum. "Yavaşla biraz. Daha nişanlı bile değilsiniz,"

Omuzları düştü. "Teklif bekliyorum. Yine öküz Deniz oldu!" diye homurdandı.

Omzunu sıvazladım. "Edecektir merak etme. Hem daha çok erken değil mi?"

"Bir senedir sevgiliyiz, bilemiyorum," dedi küskün bir tavırla. Deniz eminim doğru zamanı bekliyordur. Yani umarım.

"Hazan! Beren! Bu çocuktan pis kokular geliyor!" içeriden gelen memnuniyetsiz sesle konuşmamız kesildi. Yüzümü mutfak kapısına döndüğümde Deniz, Egehan'ı kapı eşiğinden bana uzatıyordu. "Altını pisletti sanırım," dedi yüzünü ekşiterek. "Ya da nükleer bomba attı,"

Demir merdivenlerden inerken yüzündeki sert ifadeyle, "Severken iyi, altını pisletince hemen Beren!" deyip amcasının kucağında emanet gibi tuttuğu bebeğimizi nazikçe kollarının arasına aldı. Çehresini saran sinirli ifade bebeğimizi kucağına alır almaz yerini şefkate bıraktı. Elleri arasında minicik kalıyordu. Bu çok güzel ve hayran olunası bir sahneydi. Demir çok güzel bir baba olmuştu. İkimizde bazı konularda toy olsakta o söz konusu Egehan olunca çok temkinliydi. Her şeyiyle en ince ayrıntısına kadar ilgileniyordu. İşten yorgun gelse dahi onunla vakit geçirmeden uyumuyor ve bazı geceler uyumayan bebeğimizi o avutuyordu.

Bir eliyle belini ve sırtını desteklerken, diğerini başını henüz dik tutamadığından kafasının arkasına koyarak geniş göğsüne yaslanmasını sağladı. Minik kafa elinin içini zor dolduruyordu.

Demir dudaklarını şefkatle oğlumuzun bebek saçlarına değdirdi. "Mis kokulu oğlum benim. Pis kokular amcandan geliyor değil mi bebeğim?" deyip gözden kayboldu.

"Demek ki baba olunca o iğrenç koku bile kötü gelmiyor," diyen Deniz'e gülmeden edemedim. Biraz öyle oluyordu.

Masaya geçtiğimizde Demir kucağında oğlumuzla yanımıza geldi. "Temizlendi mi benim bebeğim?" dedim elini tutup üzerini okşarken. "Temizlendik," deyip masanın en başındaki yerine oturdu. Egehan yüzünde huzurlu bir ifadeyle babasının kollarında keyif yapıyordu. Kokumuzdan tanıdığını düşünüyordum. Babasının kokusuna müptelaydı. Geceleri uyuyamadığında onun kollarında olunca çabucak uykuya dalıyordu.

"Bana ver, sen rahatça yemeğini ye," deyip Egehan'a uzandım.

Eğilip bebeğimizin alnına dudaklarını değdirdi. "Biz böyle iyiyiz. Sen yemeğini ye güzelim,"

Akşama kadar onu özlediği için eve geldiğinde bütün vaktini bebeğimizle geçiriyordu. Bu şekilde yemek yemeye de alışmıştı. Egehan'da babasını özlediğinden hiç huysuzlanmadan kucağında duruyordu.

Deniz keyifli bir sesle, "Yalnız Demir, baba olmak için yaratılmışsın," dedi. Gerçekten de öyleydi. Öz babasının ona veremediği şefkati o oğlumuza fazlasıyla veriyordu.

Hazan da parlayan gözlerle konuştu. "Evet ya. Maşallah ikinize de anne-baba olmak çok yakıştı."

Demir dudaklarına sıcak bir gülümseme ekledi. "Aile olduğunu hissettiren şey evlatmış," deyip gözlerini Egehan'ın minik bedenine çevirdi. Ona bakışına bile aşık olabilirdim. Dünyanın en merhametli ve yüreği güzel adamıyla evliydim.

Deniz kaşlarını çattı. "Canımızı çektirmeyin lan,"

Demir sırıttı. "Evlen seninde olsun,"

Demir yerdeki yumuşak mindere yatırdığı oğlumuzla ilgileniyordu. Hazan ve Deniz biraz önce gitmişti. Demir'in yanına oturdum.

Babası zıbının alt parçasını çıkartıp bacaklarını öptü. "Mis kokulu bebeğim benim," deyip küçücük ayakların altını kokulu kokulu öptü.

"Pis kokulu amcan senin kokuna kurban olsun," deyip öpücüklerini sıraladı. "Değil mi babam?" küçük bacakları hafiften çırpındı. "O amcanın veletleri olunca ben de aynısını ona yapacağım sen hiç merak etme," Egehan sanki onu anlıyormuş gibi anlamsız sesler çıkardı. Demir eğilip çıplak göbeğini öptü. "Sende mi yapacaksın bebeğim?" Elleriyle babasının saçlarını kavradı. Demir başını kaldırıp yüzüne yaklaştı. "Çok özledim seni bugün aslanım." deyip saçlarını sevdi parmak uçlarıyla. "Sende özledin mi babayı?"

Babasının işaret parmaklarını ince parmaklarıyla kavramış olan bebeğimize sevgiyle baktım. Küçük dudakları balık gibi açılıp kapanıyordu. "Kalkmak mı istiyorsun babam?" dedi şefkatle. "Uykun geldi ama uyuyalım mı babam?"

Egehan pembe dudaklarını hızla açtı. Küçük bir çığlık attı. "Kızdı sana," dedim gülümseyerek.

Demir başını bana çevirip alnımdan öptü. "Hmm," dedi genizden gelen erkeksi bir tonlamayla. "Annesi gibi nazlı,"

Egehan'ı belinden nazikçe kavradı. Kollarıyla havaya kaldırınca miniğimizin yüzü aydınlanmıştı. Huysuz ifadesi silinmişti.

"Bak," dedi Demir alayla. "Tıpkı sen,"

Dudaklarımı büktüm. "Tüm kötü huyları ben zaten,"

Egehan'ı göğsüne yatırdı. Ayağa kalkarken elimi kavradı. Birlikte üst kata çıktık. Onlar yatağa uzanırken bende geceliklerimi giydim. Demir göğsünde dinlenen yavrumuzun sırtını sıvazlıyordu.

Sırtımı yastığa yaslayarak Egehan'ı onun göğsünden aldım. "Karnı doyunca uyur ancak," göğsümü açarak emzirme pozisyonuna getirdim. Emerken uyuyakalmıştı. Yavaşça kendimden ayırdım ve gazını çıkarttıktan sonra beşiğine yatırdım. Yatağa girdiğimde Demir pijama altını giymiş bir şekilde banyodan çıktı. "Uyudu mu?" dedi kısık sesiyle. Dizini yatağa bastırarak ince yorganın altına girdi. "Evet uyudu. Acıktığı için huzursuzmuş," yerine iyice yerleşerek kolunu omzuma doladı. "Sen nasılsın güzelim? Misafir ağırlamaktan seninle ilgilenemez oldum,"

"Hmm," dedim alayla. "Ya ya ne demezsin. Geldiğin gibi kollarına hapsediyorsun beni,"

Burnunu şakağıma yaslayarak fısıldadı. "Sen bu kaslı kolları, sıcak göğsü hiç özlemiyor musun?"

Nefesinin yüzüme dağılışıyla bende dağılmıştım. Ancak yine de kendime hâkim oldum. Dilimi damağıma vurarak onu reddettim. "Yo,"

Belimden kavrayarak bedenimi sıcak gövdesine yasladı. "Demek özlemiyorsun," deyip dudaklarını yanağıma değdirip sıcak nefesini üfledi. "Oysa bu adam akşama kadar seni deli gibi özlüyor,"

Direncimi kırmayı başarmıştı. Başımı kaldırıp hemen dibimdeki yüzüne baktım. Geceden koyu olan bakışlarıyla gözlerime baktı. "Kalbimde başlattığın devrimden haberin var mı senin?" dedim dudaklarına doğru fısıldayarak. Dudaklarımı tutkuyla kavradı. Her zerremi yakıp kavuran ateşiyle hemhâl olmuştum. Alnımda soluklanırken kalbime ilmek ilmek aşkımızı nakışladı. "Yuvasın bana Beren. Sıcacık bir yuva."

Nasıl, sevdiniz mi?

Ben çok özlediğimi fark ettim Demir ve Beren'i. 🌼

Resimlerle falan da çok sevilesiydiler, umarım sizde sevmişsinizdir.

Demir'e baba olmak yakışmış mı?

Allah'a emanet olun.

25.06.2020 🖤

Continue Reading

You'll Also Like

317 140 5
Milyonlarca kitap yazılmıştır kavuşamayan aşıklara, milyonlarca şiir yazılmıştır dokunmadan seven bedenlere. Sera yıllardır kalbine gömdüğü aşkın ate...
8.9M 519K 69
Bir asker ve yârinin hikâyesi... "Bu sevda Bende bittiğinde Sende başlarsa, Seni asla affetmem." "Akif Karan," dedim uzun zaman sonra ilk kez konuşur...
2M 9.4K 3
HitReads adında yeni bir uylamaya geçtiği için sadece tanıtım amaçlı üç bölüm bulunmaktadır. Tren garında ölümü bekleyen bir kadının karşısına çıkan...
374K 31.7K 51
Texting ağırlıklıdır. (galiba) Dershanenin homof*bik serserisi Mete ve kalbi güzel sert oğlanımız Dorukhan arasında geçen pek de hoş olmayan mevzular.