Channie Says

By mello-mello

555K 41K 19.3K

Çilekli sütümle aynı yerimdeyim yine. İnsanlar beni görmeye alışmıştı artık. Tıpkı onun söylediği gibi. Her g... More

2. Bölüm "Elbette Randevu Değil"
3. Bölüm "Ağlayan Prens"
4. Bölüm "Hiçbir şey olmamış gibi"
5. Bölüm "Yanlış Anlaşılma"
6. Bölüm "Hala Karanlıktan Korkuyorum"
7. Bölüm "Kusursuz"
8. Bölüm "Kızdın mı?"
9. Bölüm - Part 1 "Channie Diyor ki"
9. Bölüm - Part 2 "Bir ÇİFT Ayakkabı"
10. Bölüm "Kızgın"
11. Bölüm - Part 1 "Boşboğaz"
11. Bölüm - Part 2 "Mesaj"
12. Bölüm "Geçmişten Biri"
13. Bölüm "Sen Bana Aitsin"
14. Bölüm "Buluşma"
15. Bölüm "Hayatımdan 5 Gün"
16. Bölüm "En Yakın Arkadaşım"
17. Bölüm "Özür Dilerim"
18. Bölüm "1 Yıl"
19. Bölüm "Hata"
20. Bölüm "Senin Yüzünden"
21. Bölüm "Aslında"
22. Bölüm "Sen"
23. Bölüm "Yeniden"
24. Bölüm "Kıskanç"
25. Bölüm "Bi Çeşit Dönüm Noktası"
26. Bölüm "Sonsuzluğum"
27. Bölüm "Aile Toplantısı"
28. Bölüm FİNAL - Part 1 "Davetsiz Misafir"
28. Bölüm FİNAL - Part 2 "Doğduğun İçin Teşekkürler"
Sene 2015'ti.

1. Bölüm "Bay İsimsiz"

46.4K 1.9K 1K
By mello-mello

Üniversitenin ikinci yılı, evden kurtulup okulun erkek yurduna yerleştiğim gün. Benim için kesinlikle şanslı bir gün olacağa benzemiyordu. En azından sevgili annemin tutmayı düşündüğüm dairede benimle kalma ihtimalinden yırtmış gibiydim. İki kişilik boktan gürültülü bir yurt odası temalı ufak bir bedel karşılığında olsa da. İstediğim şey tek başıma bir kaç dvd ve bakımlarını üstlendiğim Cocker Spaniel'larımla birlikte kendi evimde kafayı dinlemekten fazlası değildi. Ta ki bu hayalime annemin pembe kırlentleri eklenene kadar. Çünkü izlediği, sonunda hikayenin ana karakterlerinden birinin öldüğü o siktiriboktan dizilerde onunla birlikte ağlamayacağımı garanti edemezdim. Şaka yapıyorum. Sadece huzur istemiştim.

Geniş spor sahasına sahip bi öğrenci yurdu. Benim için ideal. Valizlerimi yere bıraktığımda çıkan sesle yerinden zıplayıp elindeki dergiyi -ne olduğuna adım gibi eminim- yere düşüren o 80'lerden kalma hardal sarısı süveteri giyen resepsiyon görevlisine sahip bi yurt. Benim için ideal.

Bana tam olarak 15 dakika kapıyı yumruklatan, daha görmeden antipati beslediğim bi oda arkadaşına sahip bi yurt. Benim için ideal!

4. katta odamın olduğu hole girdim. Sağdan 5. kapı ya da öyle bir şey. Numarası yazıyor olmalı. Aslında hayalimdeki gibi. Beyaz duvarları var ve kapılar aynı anda benimle birlikte eski sumocu Taiho Yokozuna'nın girebileceği genişlikte. Lüks bi yere benziyor. Verdiğim parayı hak etmeliler. Annemle karşılaşmayacağım kadar dev bi villanın kirası da muhtemelen bu civardadır. Siktir çok fazla para.

Kapının önünde dikiliyorum. Kapı kilitli ve içerden su sesi geliyor. Oda arkadaşım illegal yollardan odaya kız atmanın yolunu bulmuş olmalı. Bu iş gitgide sevimsizleşiyor. Geçen her dakika kapıya attığım yumruk ve odalarından dışarı bu gürültünün nedenini merak ettiği için çıkan insan sayısı doğru orantılı olarak artıyordu.

"Şu lanet kapıyı aç!" Kapıya tükrükler saçarak bağırıyordum.

Üzgünüm dostum ama o kızın geldiği göt deliğine nerden gideceği umrumda değil.

Su sesi kesilir kesilmez açılıp kapanan bir kapı ve kırılan bir şeylerin sesini duyduğumda rahatladığımı hissettim.

Şimdi yapılacaklar: Koridor güvenli değil. Özellikle kapının arkasında kana susamış biri kapıyı yumruklarken. Kapının açılması için kızın odadan muhtemelen pencere yoluyla çıkmasını, bunun için eski usül bir kaç çarşafın birbirine eklenmesini, -tabi hala kullanılabilir halde olmaları gerekir- ve son olarak erkek suç ortağının kızı tüm bunları yaptıktan sonra pencereden yükseklik gözetmeksizin postalamasını beklemek.



"ÜZGÜNÜM! HEMEN GELİYORUM!"



Tanrı aşkına bu da kimin sesiydi? İçeriden gelen kalın ve soluk soluğa zorlukla çıkan sesten bahsediyorum.

Bugün sakin olmalıyım. İçeriye girip pencereden dışarıyı izlemek, birazdan batacak olan güneşin yeni odamdan görüntüsünü kaydetmek yada hepsini boş ver. Biraz yatıp uyumak istiyorum.

Az sonra yavaşça açılan kapının ardında muhtemelen giyinmeye zaman bulamadığı için sadece acemice beline bağladığı havluyla yeni oda arkadaşımı görüyorum. Islak olduğu için tam anlaşılmasa da koyu kızılı andıran saçları vardı. Benden daha uzundu ve kas diye çağrılan bir şeylere sahip olduğu da pek söylenemezdi. Yine de saf yüz ifadesi ve ışıltılı gözleri bu eksiği kapatıyordu.



"Banyodaydım ve... şey kapıyı kilitledim. Ben Park Ch-"



"Kim olduğun umrumda değil."



Değildi. Hayatımda zaten her şey berbat giderken odamdaki bok kafalının becerdiği sürtük için kapıda dakikalarca beklemiş olmam dışında hiçbir şey o an umrumda olamazdı. Tanrım üstelik gülümsüyordu. Kabul ediyorum belki biraz sevimli görünüyor olabilirdi. Gülümserken. Evet o gözlerini kıstığında etrafında oluşan çizgiler. Her ne haltsa. Çocuk beni çileden çıkarmıştı. İtip içeri girdiğimde de aynı sevimli gülümsemesini koruyor muydu merak ediyorum.

Odam fena sayılmazdı. Evet aslında son derece iyi. Verdiğim parayı hak ediyor. Ortadan bölünüp iki oda şeklinde dizayn edilmiş büyük bir salon şeklindeydi ve yerdeki bir kaç eşyadan anladığım kadarıyla sağ taraftaki bölümü o kapmıştı. Ayrıca az önce içerden gelen esrarengiz kırılma sesleri muhtemelen bir kaç parçasıyla yerde duran çalar saate aitti. Her iki bölümde büyük birer pencere ve önünde duran tek kişilik yataklar vardı. Tabi yatağın hemen yanında da birer çalışma masası ve gardrop. Dur biraz. İki yatak da topluydu ve yerde iç çamaşırı filan da göremiyordum.

Kurduğum senaryo asılsız çıkmıştı. Eğer karşımda odayı 10 saniyede eski haline getirecek süper güçler olan biri yoksa. Ve ben süper kahramanlara inanmıyordum. Catwoman olabilirdi tabi. Göğüslerinin tamamen gerçek olduğuna bahse girerim.

"Kapıyı geç açtığım için üzgünüm... Duştaydım." Sağ eli ensesindeyken tedirginlikle bana baktı.

Oh evet ne önemi var. Muhtemelen sadece diğer odalar şu an içerde ne döndüğünü konuşuyor.

"Sorun değil."

Buz gibi bir ses tonuyla söylemiştim. Zaten oda arkadaşı fikri yeterince kötüyken üstüne kapıda dakikalarca beklemiş olmam bundan fazlasını gerektirmezdi.

"Bu benim olmalı? Elimle boştaki yatağı işaret ederek yanıtını beklemeye başladım. Tekrar konuştuğumda kapıdaki canlı gülümsemesinin yerini biraz daha sönük olanı almıştı.

"Evet ama istersen değiştirebiliriz. Banyo benim olduğum tarafta. Televizyon da."

"Önemi yok. Biraz yürüyerek de banyoya ulaşabilirim. Ama zaten banyonun bir kapısı varken ne diye dış kapıyı da kilitledin?" Şüpheli bakışlarla sordum. İlk tezim çürütülmüş olabilirdi ama belli ki hala sakladığı bir şeyler vardı.

"Biri aniden içeriye dalabilirdi ve kilitlemeseydim olacaktı da."

"Yani?"

"Çıplak yakalanabilirdim."

"Yani?"

"Yani ne?"

"Yanisi, bu 300 kişilik erkek yurdunda birine çıplak yakalanman seni asla tehlikeye sokmaz."

Tanrım o kapı uzunluğundaki herif küçük aptal bir kız gibi davranıyordu.

"İnsanları iyi tanıyor gibisin." Silik bir gülümsemeyle meydan okur gibi cevap verdi. Dakikada üç ruh haline girebilen biriyle karşı karşıyaydım. Cehenneme git.

Ayakkabılarımı ve valizi görmediğim bir yere fırlatıp kendimi yatağa bıraktım. Bu çocuk giyinmeyi düşünmüyor mu? Ah evet yerdeki cam kırıkları. Kuşkusuz ilk olarak onlar yok edilmeli.

Kapıda beni ilk karşıladığında sinir bozucu derecede sevecen olduğunu düşünmüştüm. Sonra beklettiği için özür diledi ve lanet çıplak yakalanma meselesi. Homeboy görüntüsünün altında bir badboy olduğunu düşünmeye başlamıştım. Yada hayır, bunun için fazla tatlıydı. Yani demek istediğim, görüntüsü gibi şeyler. Onu tatlı bulduğum filan yok.

"Adın ne?"

Siktir. Kahrolası ismi umrumda değildi. Ne halt etmeye yatar pozisyonda konuşmaya çalıştığımı ben de bilmiyordum.

"Benim mi?"

Dirseklerimin üstünde doğrulup odanın sol bölümüne göz attım. Odanın benden uzak kısmıydı. Belki de odada gözden kaçırdığım biri daha vardı. Elindeki cam parçalarıyla ayağa kalkmış ciddi ciddi bir cevap vermemi bekleyişi içimdeki gülme isteğinin açığa çıkmasına neden oldu.

Bakışlarımı tekrar ona çevirip yanıtladım.



"Evet."



"Umrunda olmadığını sanıyordum."



"Kesinlikle."



Yatağa tekrar uzanıp bu kez sağıma döndüm. Bi çeşit kıç gösterisiydi. Başımı sağ avcuma bastırıp ilerde duran su sebilini incelemeye başladım. Dikkatimi başka bir yöne çevirmeliydim. Tanrım bu şey de neyin nesiydi? Evet az önce sinirliydim ve bu geçmişte kalmalıydı seni kinci göt deliği.

Yaklaşık 5 dakika aynı pozisyonda kaldıktan sonra uyuşan kolum diğer tarafıma dönmemi istiyordu. Ayrıca ilk dakikalarda odanın içinde duyduğum terlik seslerini artık duymuyordum. Cam kırıklarını temizlemiş olmalıydı. Peki ama şuan ne halt ediyordu?!

Sola döndüğümde ilk gözüme çarpan yerde duran havlu oldu. Kafamı biraz daha kaldırıp sütunun gerisinde kalan kısmı görmeye çalıştım. Yerdeki havlu az önceki havluydu. O puantiyeli olan.



Siktir.



Gözlerim az ilerdeki yunan heykeline kilitlenmişti. Muhtemelen giyecek yeni bir şeyler bulmak için dolabını karıştırıyordu. Tuhaf bi refleks yutkunmama sebep oldu. Sanırım bana o ismini sorduran refleksin yakın arkadaşı. Daha önce çok kez bir oda dolusu erkekle birlikte giyinmiştim. Özellikle lise yıllarında okul takımındayken veya zorla götürüldüğüm kaplıcalarda -ki en kötüsü oydu- hiç birine içimdeki ses biraz daha öyle kalması için yalvarmamıştı. Ya da belki de hiçbiri bakmak için dirseğimle yataktan destek aldığımı fark etmeyeceğim kadar iyi görünen kalçalara sahip değildi.



"Arkamda ısınma hissediyorum. Sanırım gözündeki lazer ışınları yüzünden."

Bunu işitmemle kafamı geri atıp yatağın başlığına çarpmam tam olarak aynı saniye içinde olmuştu.

"Aah!" Siktiğimin tahta parçası.



"Sadece ne yaptığına bakıyordum." Alt dudağımı ısırıp gözlerim kapalı, başımı ovuştururken söyledim. Yine de muhtemelen kıpkırmızı olan sadece çarptığım yer değildi. Acı ve aynı zamanda utançtan kıvranıyordum.



"Sence artık tehlikede hissetmeli miyim?" Altına lacivert bir boxer geçirirken konuştu.



Siktir! Siktir!! Köşeye sıkışmıştım. Hem de iki kez. Sadece bir an bakmakta abartılacak ne olabilirdi ki?! Ya da bir süre. Ya da her ne haltsa. Kafamda söylemem gereken beni bu boktan durumdan kurtaracak bir şeyler oluşturmaya çalışıyordum. Altına beyaz dar bi pantolon geçirmeye çalışırken benden önce davrandı.



"Birlikte dondurma yemek ister misin?"

Continue Reading

You'll Also Like

73.4K 6K 24
Jaehyun ev işlerini halledecek ve evinde kalacak biri arar. Taeyong ise boşandığı karısından, velayeti kendisinin üzerine olan bebeği için iş arar. H...
263K 18.6K 13
Tek başına bebeğiyle Seule taşınan omega jeon jungkook ve komşusu safkan alfa kim taehyung . Omegaverse! SafkanAlfatae! Omegakook! Text&Düzyazı!
655 206 12
@Younghee98 Avukat Choi San, arkadaşının stajyerine aşık olmayı beklemiyordu. Ve Jung Wooyoung, sırf bir avukat için nefret ettiği bürodan çıkmayacağ...
287K 24.6K 29
"Ve de ki; eğer sözünü bozarsan, seni sevmekten vazgeçeceğim çünkü bu, sana verebileceğim en büyük ceza." 18.07.18/24.02.19