LAVİNİA (ölüm çiçeği)

De mihrininbahcesi

1.2M 75K 8.5K

Hayat hiç bir zaman adil olmamıştı. Bazı insanlar vardı, kendi yağında kavrulan elinde ki ile yetinebilen. Ba... Mais

1/Giriş
2/Özkan Ailesi
3/ÖZKAN VS ŞADOĞLU
4/KADER
5/YOSUN
6/HATIRALAR
7/PANO
8/DÜĞÜN HAZIRLIKLARI
9/WHİTE GARDEN
10/VERASET İLAMI
11/EVLENMEK Mİ?
12/GERÇEKLER
13/YUSUF
14/Enişte Almaya
15/Kaza
!DUYURU!
16/HAYIRLI İŞ
17/MAHALLE İMAMI
18/Sevgili Karıcım
19/BİLMECE
20/ŞİFRE
21/DENİZ ÖZKAN
22/KIVIRCIK
23/DÜĞÜNÜMÜZ VAR!!
24/DUBAİ
25/KIZARAN YANAKLAR
İFRİT GÜZELI
26/AÇIĞA ÇIKAN SIR
27/GEÇMİŞ
28/İstanbul'u Yakıyoruz
29/İTİRAF
30/Kız İsteme
31/Yusuf'un Kalbi
32/Akif Hancı
33/Oyun Bitti!
34/Her Şey Bitti!
35/MAHKEME
36/YANGIN
Röportaj
37/Yeni Başlangıçlar
39/Romantizm %100
40/Elveda!Final
Özel Bölüm/Hamileyim
Yeni Bir Hikaye
YOUTUBE!

38/ŞİDDET!

22.1K 1.5K 242
De mihrininbahcesi

DÜZENLENDİ✔

*Finale son iki bölüm*

İyisiyle,tatlısıyla sona doğru yaklaşmak üzereyiz.Artık bu kadar yakınken yorumlarda bir patlama görürüz inşaAllah çiçekler 😉💐

******

"Dur bir dakika, orası değil daha aşağıya."

"Oldu mu bu sefer?"

"Off hayır,beceremiyorsun Yusuf biraz sola."

"Yeter be kızım bir haftadır etmediğin eziyet kalmadı!"

Sinirle yataktan kalkıp elbise dolabına giden Yusuf'un arkasından hırsla uzandığım yerden kalktım.

"Eziyet mi?Kendim yapabilseydim emin ol sana eziyet etmezdim Yusuf."

Sargılı ellerimi ona doğru uzatıp biraz daha duygu sömürüsü yaptım.

"Bak görüyormusun hala sargıdalar ama merak etme yarından sonra kendi sırtımı kendim kaşırım sana da eziyet etmem artık."

Elinde gömleğiyle bana dönünce bu sefer ben de onun yaptığı gibi yataktan kalkıp dolaptan kıyafet aramaya başladım.Yarını beklemeyecek bugün gidip sargıları çıkaracaktım.Sinirle elime aldığım elbiselere bakmadan yatağın üzerine fırlattım.

"Söylediklerimi istediğin yere çekme hatun!"

Aramızda duran kapağı eli ile tutarken yüzüme doğru eğildi.Çikolata gözleri yeşil harelerimi delip geçerken sinirlenmeye başladım.Hatun demesine rağmen sinirim zerre eksilmemişse olay büyük demekti.

"Ben mi bir yerlere çekiyorum.Resmen bir haftadır bana laf sokacak yer arıyorsun Yusuf."

"Acaba neden!"

Üzerinde ki tshirt çıkarıp yerine beyaz gömleğini giyerken önümde duran dolabı sinirle kapatıp aramızda ki mesafeyi kapattım.

"Sen bence sıkıldın benden."

Gözleri kocaman olmuştu,bana bakarken gülmemek için yanağımı ısırdım.Ne sanıyordu ki o sarı kenafirin intikamını almayacağımı mı?Bak aklıma geldikçe yine sinirlerim tepemde horon çekiyoru.Hayır hadi Hamit beyin asistanlığını yapmış diye yanında ki asistanı kovarsın ama niye yerine dip boyası gelmiş,bacak boyu iki metre olan asistan alırsın ki!

O sarı kenafir ile ilk tanıştığım zaman aklıma geldikçe karşımda duran hödüğü kızgın yağda kızartmak istiyorum.

2.Gün Önce....

Yeni bir güne sevdiğim adamın kolları arasında başlamak gibisi yoktu.Yusuf'un kolları beni mengene gibi sararken zar zor arasından çıkmış ve üzerime sabahlığımı geçirmiştim.Benim kollarından çıkmamla hemen yanında duran yastığıma sarılan adamı hayranlıkla izlerken aklıma gelen video ile kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum.

Koreli veya Çinli olan bir kadın evlendikleri sabah kocasını her açıdan izleyip buradan da benim kocam şuradan bakınca da benim kocam diye söylenip duruyordu.Bir an kendimi onun yerine koyup Yusuf'a aynı şeyi yaptığımı düşünüyordum da,gerçekten komik olurdu.

Yatakta ağzı açık bir şekilde uyuyan kocamı yanlız bırakıp kahvaltı hazırlamak için mutfağa indim.Ben bu eller ile kahvaltı hazırlamak için mutfağa girdiğim de resmen beynimden vurulmuşa döndüm.
Üzerinde neredeyse içini gösterecek kadar ince bir bluz ve hiç bir yerini kapatmayan ultra mini  etek giyen bir kadın benim mutfağımda bacak show yapıyordu.

Ben anın şokuyla konuşamazken sarı kenafir sonunda elindeki yumurtalarla arkasını dönmüş ve beni görmüştü.O tiz çığlığını da hatırlatmak isterim.

"Siz de kimsiniz?"

"Asıl sen kimsin?"

Sarı kenafir sanki babasının evi gibi rahatça yumurtaları masaya bıraktıktan sonra elleriyle saçını havalandırıp kalçasını yemek masama koydu ve ellerini göğsünde birleştirdi.

"Ben Gözde Yusuf'un yeni asistanıyım ve sende-"

"Ve ben de o Yusuf diye hitap ettiğin patronunun karısıyım."

Sinirden elim ayağım titrerken Yusuf'un gözüme gözükmemesi için dua etmeye başlamıştım bile,eğer ki karşıma çıkarsa onu masada duran ekmek bıçağı ile bir güzel doğraya bilirdim.

"Yusuf evli mi?"

Bak hala Yusuf diyor ya,şeytan diyor ki al eline o dip boyası gelmiş sarı saçları hazırladığı o kahvaltı masasına çal.

"Yusuf'un asistanı olduğunu anladım ama sabahın köründe neden evimde hatta mutfağımda olduğunu hala anlayamadım Gözde'cim."

"Dediğim gibi ben kişisel asistanım yani Yusuf'un kahvaltısından akşam yemeğine kadar sorumluyum."

Ben bunu yolarım!

"Oldu canım istersen yatağını da sen ısıt.Tövbe Yarabbim bana neler söyletiyor."

Sarı kenafir gözlerini belirte belirte bana bakareken içeriden Yusuf'un kalktığına dair sesler işittim ve bana seslenmesiyle bu tezim kanıtlanmıştı.

"Hatun nerdesin?"

Mutfağa geliyor!Yusuf bacak show'un yapıldığı mutfağa geliyor.

"Mutfağa girersen seni öldürürüm Yusuf Şadoğlu."

Ben daha sözümü  bitirmeden benim hödük kocam mutfağa girmiş bu da yetmezmiş gibi öküzün trene baktığı gibi sarı kenafiri süzmüştü.

"Çek o gözlerini be Adam!"

Evi inleten sesimle hızla bana dönen Yusuf bir daha kıza değil öküz gibi bakmak yan gözle bile bakmamıştı.Yanıma doğru gelecekken elim ile olduğu yerde durmasını sağladım.Yani sarı kenafire yakın olacak diye değil hee yanlış anlamayın sadece bana yakın olmasın diye durdurdum.Zira sinirli bir ben eşittir on boğa da.

"Misafirimiz mi var hayatım."

Koca gözleri şüpheyle kısılırken yanımda duran sarı kenafirle hala tanışmadıklarını anlamış bulundum.Hızla kıza dönerken bakışlarla eğer insan öldürülüyorsa çoktan mühebbet yediğime kanaat getirdim.

Hayır daha adamı tanımadan Yusuf diye sesleniyordu acaba tanısa ne derdi çok merak ediyorum.Tekrar Yusuf'a döndüğüm de bana baktığını görünce az da olsa rahatladım.
Hayır yani kız mutfağın ortasında Adnan Oktar'dan aldığı avret yerlerinizi bikini ile kapatınca da tesettüre girmiş sayılırsınız vaazıyla karşımda dikiliyordu ben nasıl sakin kalayım ki!

"Asıl onu sen bana söyleyeceksin Yusuf!Misafirimiz kim?"

Gözleri yavaş yavaş büyüyen Yusuf beni dinlemeden yanıma gelip tek elini belime atmış ve bana göre bahane olan nedenlerini sıralamaya başlamıştı bile.

"Tanımıyorum hayatım,nereden tanıyayım ben bu kadını."

"Madem tanımıyorsun Yusuf,bu kadın neden sabahın bu saatinde benim evimde,benim mutfağımda sana kahvaltı hazırlıyor."

Yusuf'un cevap vermesine fırsat bile tanımayan sarı kenafir o ince sesiyle araya girdi.

"Yusuf bey galiba eşiniz beni yanlış anladı.Ben yeni asistanınız Gözde Yücel,Sekreteriniz Esra hanımın isteği  üzerine sizi kişisel olarak asiste edeceğim."

Yusuf bey dedi!

Esra asla böyle bir şey yapmazdı.Onunla sohbetim oldukça iyiydi bile bile evime bu sarı kenafiri yollamazdı.Kesin oyundu bu ama sakin olmalıydım.Bu kızın gözü önünde asla Yusuf ile kavga etmeyecektim.

Yusuf'un belimde duran kolunu kendimden uzaklaştırıp ikisine de bakarak konuştum.

"Ben üzerimi değiştirip gelene kadar seni kişisel olarak asiste eden asistanın umarım gitmiş olur Yusuf."

Sinirle mutafktan çıkıp merdivenlere giderken köşeli olan jetonum yeni düşmüştü.

Sarı kenafir Gözde ve Yusuf mutfakta baş başa kaldı!

"YUSUF!"

Bağırmamla eş zamanlı yanımda biten çikolata gözlüm korkuyla etrafına bakınmaya başlarken bir yandan da gözleriyle hasar kontrolü yapıyordu.

"Bir şey mi oldu Korel,iyi misin?"

"O kızı evden yollarsan iyi olucam Yusuf."

Ağır adımlarla üzerime gelip aramızda mesafe bırakmayınca derin bir soluk çektim içime.

"Sen kıskandın mı?"

Günümüz...

O gün o sarı kenafiri öldürme isteğiyle dolup taşarken ağzımdan sadece"Ne kıskanıcam be"lafı çıkmıştı.Hay ağzıma eşşek arısı sokaydı da ben o sözleri soylemeyeydim.Tabi Yusuf'da  sırf inat olsun diye o kızı işte tutmaya devam etmişti.Ben de bu yüzden bir haftadır hayatı Yusuf'a dar etmenin bin bir yolunu denemiş ve başarmıştım da.

"Sen bence sıkıldın benden."

"Güzelim sen malum ayında ola-"

Elimde ki yanığı umursamadan omzuna geçirdim ama onun aksine benim canım acımıştı.Elimi tutup olduğum yerde zıplarken Yusuf'ta arkamda dolanıp bana kızmakla meşguldü.

"Eh be kızım bir rahat durmuyorsun.Beğendin mi yaptığını."

"Beğendim işte hem sen gitsene işe, o sarı kenafire git."

Olduğu yerde durup benim zıplamamı izlerken birden bire gülmeye başladı.Ben burada acıdan kıvranayım beyefendi gülsün tabi.

"Kenafir? Gözde'ye taktığım lakap bu mu güzelim."

"Bak hala Gözde diyor.Yusuf kaybol gözümün önünden yoksa Allah yarattı demem-"

"Ne yaparsın,döver misin güzelim."

Bir de pişmiş kelle gibi sırıtmıyor mu karşımda deli oluyorum.

"İşe gitsene sen artık be Adam!"

Hiç bir şey olmamış gibi yüzsüz yüzsüz yaklaşıp yanağıma sulu bir öpücük kondurunca ben sinirden elime ne geçerse fırlatmaya başlamışdım ki Yusuf çoktan odayı terk etmişti hatta öyle ki evden bile çıkmıştı.Sinirden tepinmeye bir son verip çıkardığım limon sarısı elbiseyi üzerime geçirdim.Krem tonlarından şalı da yaptıktan sonra çanta ve ayakkabı mı alıp kahvaltı yapmadan evden çıktım.

Ben bir haftadır evde hem sıkıntıdan hemde o sarı kenafir yüzünden patlayayım ama beyimiz sabah evden çıkıp akşam gelsin artık canıma tak etmişti.Hemen bugün sargıyı alıp yarında Lavinia'da kaldığın yerden devam edecektim.Ne derler bilirsiniz toprak elektriği alır.Biraz daha böyle yüksek voltajda gezersem ya Yusuf'a ya da o kişisel asistan Gözde'ye çarpacaktım.

Hastahanenin kapısından çıkarken üzerimden büyük bir yük kalkmış gibiydi.Artık ellerim özgürdü 2.derece yanık olduğu için ufak tefek izler vardı ama doktorun dediğine göre onlarda bir haftaya kalmaz giderlerdi.Taksi beklemek yerine kalabalık  cadde de ilerlerken etrafta ki ufak tefek mağazaların vitrinlerine bakmayı da es geçmedim.

Böyle normal günler geçirmeyi özlemiştim.Her şeyin başında mecburiyetten evlenmiş ve bir sürü yalanın arkasında ev sahipliği yapan gerçekleri aramıştım.Aklımda hiç bir zaman evlilik olmayan ben yalandan da olsa evlenmiş ama sonradan gerçeğe dönüşen bir yalana oyunculuk yapmaya başlamıştım.

Ufak şeylere kızmayı sinirlenmeyi özlemiştim.Her ne kadar Yusuf hala babası ile konuşmasa bile araları yavaş yavaş düzelecekti.Nazlı anne annemi de yanına alarak kısa bir tatile çıkmıştı tabi hemen arkalarından ise Yunus baba gitmişti.Teyzem ise sırf Murat abiyi kurda kuşa yem etmemek için burada kalmışdı.

Çalan telefonum ile karşıya geçmeden durmak zorunda kaldım.Ekranda büyük harfler ile Bera yazısı belirincede hiç bekletmeden açtım.

"Nasılsın bakalım taze gelin."

"Acaba ne zaman böyle seslenmeyi keseceksin Bera."

"Sinan bana yeni bir gelin getirince."

"Desene uzun bir süre bana yapışıp kalacak."

"Öyle görünüyor.Sinan ifla olmaz bir bekar."

"Şu kısacak zamanda çok iyi tanıdım onu kesinlikle haklısın."

"Neyse ben esas konuya geleyim.Müsaitsen bir kahve içelim anlatmak istediğim şeyler var."

"Tabi bende boş boş geziyordum.Size mi geleyim."

"Yok ben Pier Loti'deyim orada buluşsak."

"Anlaştık o zaman yarım saate oradayım."

Telefonu kapattıktan sonra etrafıma bakımdım.Baya yürümüş olmalıyım ki otobüs durağına gelmiştim.Çantamı kurcaladığım da gözüme çarpan İstanbul kartla gülümseyerek durakta ki banka oturdum.On dakika sonunda gelen otobüse binip boş bir koltuğa çöreklendim.Dur kalk ile yarım saatin sonunda Pier Loti'ye gelebilmiştim.
Tepeye vardığımda bir elimde cep telefonumu tutup Bera'ya bakımdım.Gözüme çarpan esmer kadın ile hızlıca oraya gidip masaya kuruldum.

"Selamun aleyküm."

"Aleykum selam taze gelin."

Gözlerimi devirip önümde duran sudan bir yudum aldım tabi Bera'nın o benimdi bağırışları arasında.

"Konuya hızlıca giriş yapıyorum taze gelin beni kesmeden dinle."

"Tamam dinliyorum."

"Şimdi benim çok acil tesettürlü bir modele ihtiyacı-"

"Olmaz!"

"Allahtan bölme dedim Korel."

Önümde ki menüyü yüz hizama kadar çekip ne sipariş edeceğime karar vermeye çalışıyordum ki Bera devam etti.

"Bak sözleştiğim model beni yarı yolda bıraktı ve birazdan fotoğrafçı burada olacak.Mekan hazır kıyafetler hazır ama modelim yok.Ne olur Korel,bak çevremde bu işe en uygun kişi sensin beni yarı yolda bırakma."

"Bera bu işe bana güvenerek mi girdin Allah aşkına."

"Ya kızım bak ben bu işin altından kalkamazsam fena patlarım."

"Maddi olarak mı?"

"Yuh!Arkamda kapı gibi Demir Soylu var nasıl maddi olarak patlayayım kızım.Manevi olarak bütün karizmam yerlerde sürünür.Bera Bursin Soylu patladı diye laf söz olur valla bütün takipçilerim patır patır dökülür."

"Bilemiyorum Bera."

"Bil Korel,hem yanlız olmayacaksın diğer model de benim.Sessiz sakin küçük bir çekim olacak.Hem şiddet gören kadınlar derneği için olacak bu kampanya."

"Nasıl yani."

"Orası uzun hikaye sen evet de biz başlayalım."

Islak köpek yavrusu bakışları olumsuz cevap vermem için hiç de yardımcı olmuyordu.Gerçekten bu kızın gözleri çok fazla iriydi ve o dudaklarını sarkıttı mı kimsenin ona hayır diyebileceğini sanmıyordum.

"Tek seferlik ama bir daha olmaz."

"Tamam!Söz ilk ve son."

Bana uzattığı elini onun gibi gülerek sıktığım da anlaşmış bulunmuştuk bir kere.Elini çektiği gibi arkamda olan birine el sallamış ve burada olduğumuzu belli etmişti.Ben arkama bakmaya yeltenmezken Bera beni bilgilendirdi.

"Fotoğrafçımız da geldi işte."

Yanımızda ki sandalye çekilince otomotik olarak oraya döndüm.İri yarı oldukça yapılı olan esmer bir adamdı.Yüz simasi bana oldukça tanıdık gelirken onu bir yerden tanıyıp tanımadığı mı düşünmeye çalıştı..O da bana doğru dönünce hızlıca selam verip Bera'ya döndüm tabi göz hizama giren parmağa kadar.

"Sen!"

"Pardon?"

"Hatırladın mı beni?"

"Kusura bakmayın çıkaramadım."

"Kartal ben!Beykoz tarafında orman yolunda karşılaşmıştık.Yardım istemiştin."

Tabi ya!Kaçırıldığım gün yardım istediğim ekipten biriydi bu adam.Aslında ona minnet borcum vardı ama böyle karşıma çıkınca bir tuhaf olmuştum.Her tarafım yara bere içinde arabalarının önünü kesmiş ve yardım istemiştim.

"Evet şimdi hatırladım.Kartal Bey."

"Sevindim!Nasılsın peki."

"Teşekkür ederim çok iyiyim.Ayrıca o gün için size bir teşekkür borcum var."

Siparişler masaya gelirken Kartal iki elini de havaya kaldırıp cevap verdi.

"Hiç önemli değil!Bizim yerimizde kim olsa aynı şeyi yapardı."

"Olur mu öyle şey,emin olun çoğu insan öylece geçip giderdi.Kayıtsız kalmadığınız için size ve arkadaşlarınıza minnettarım."

"Gerçekten önemli değil.Eğer teşekkür etmek için hevesliysen adını söylemen yeterli."

Bera sessizce aramızda ki diyaloğu dinlerken bir ara göz göze geldik ve o adamı gösterip hayırdır dercesine kaş göz işareti yaptı.

"Korel!"

"Tanıştığımda çok emnun oldum Korel!"

Bir bana doğru uzattığı eline bir de Bera'ya bakıyordum.Sağolsun kurtarıcım olarak araya girmeyi akıl edebilmişti.Tamam Kartal iyi adamdı bana çok büyük bir yardımı dokunmuştu ama biraz sulu birine benziyordu.

"Kartal!İstersen çekimlere başlayalım."

Kartal havada kalan elini bozularak geri çekerken kısa süre de kendini toplayıp gülümseyerek Bera'ya cevap verdi.

"Önce bir şeyler içelim Bera ardından başlarız.Hem oldukça eğlenceli bir çekim olacak."

Sonlara doğru bakışlarını üzerimde hissetsem bile ondan tarafa bakmadan masa da duran içeceğime elimi uzattım.Soğuk limonatamı tam kuruyan duraklarım
ile buluşturdum.

"Korel eline ne oldu?"

Elimde ki yanıklar dikkatini çekmiş olacaktı ki oraya odaklanmıştı ama daha sonrasın da hiç yapmaması gereken bir hareket yapmaya kalktı.Elini yaralara bakmak için elimin üzerine koymaya çalışmıştı.Çalışmıştı diyorum çünkü arkadan gelen gür bir erkek sesi buna engel oldu.

"Çek lan elini!"

Yusuf!

Artık nasıl bir kuvveti varsa ki biz halk arasında buna deli gücü diyoruz.Hiç beklemeden yanımda duran Kartal'ın oturduğu sandalyenin arkasından tutup benden en uzak köşeye itti.Hadi kalıplı adamdı vesselâm ama Kartal'ın da ondan aşağı kalır bir yanı yoktu.Ben ve Bera şaşkın bir şekilde onu izlerken Yusuf  bileğimden tuttuğu gibi beni zorla ayağa kaldırdı.

Yusuf o sinirle sargılı olmayan elimi tutunca ağzımdan ufak bir inilti kaçtı.O da hemen bana dönüp önce gözlerime sonra sargıları çıkardığım ellerime baktı.Tekrar alev saçan çikolata gözleri yeşil harelerimle buluşunca aklından geçenleri az çok  anlamıştım.Neden sargıyı çıkardığımı merak ediyordu ve bunun için sinirliydi.

Yusuf daha beni azarlamadan tekrar araya giren Kartal ile hepimiz şok olduk.

"Ne yaptın lan kıza!Şu haline bak alnında morluklar var elleri yanık.Korel,korkma eğer sana şiddet uyg-"

"ULAN SEN KİMSİN DE BENİM KARIMIN YÜZÜNE BU KADAR DİKKATLİ BAKIYORSUN!"

Gerçekten buna mı takılmıştı!Adam onu şiddet uygulamak ile suçluyordu.

"Kartal bey yanlış anla-"

"Korel!Kes sesini."

Her halinden sinirli olduğu belli olan adamım sözümü kesince korkuyla ona döndüm.Gözlerinden alev çıkaracak raddeye geldiğini görünce Bera'ya dönüp bir şeyler yapmasını istedim ama o ne yaptı, sadece izledi.

"Niye susturuyorsun lan kızı."

Sus be adam!Asıl sen sus!

Yanımdan hızla karşıya uçan adamı her ne kadar tutmak istesem de Kartal'ın üzerine çullanmasına engel olamadım.Ben çığlık atarak onları ayırmaya çalışırken Bera hızla oturduğu yerden kalkıp beni tuttu.Bırakın ayırmaya yönelik bir hareket serçe parmağını bile kıpırdatmıyordu.Bu işin sonunun karakolda biteceği açık ve netti.

******

*Sizce Yusuf, Kartal'ı tek parça halinde bırakır ?

*Bölümde en sevdiğiniz sahne neresiydi?

*Sizce şu zamana kadar nasıl ilerledik?

*Bölüm de bir kaç yerde kopukluk olduğunu farkındayım o da düzenleme de çok üstüne düşemediğim için oldu.Davetsiz gelen misafirler yüzünden düzenlemeyi geç yaptım bugüne söz verdiğim için paylaşmak zorunda kaldım umarım bölümü beğenmişsinizdir çiçekler.Bir sonra ki bölüme kadar Allah'a emanet olun😊💐






Continue lendo

Você também vai gostar

25.5K 3K 34
"Benim değil. Koruduğun inancının muhafızısın." dediğimde aniden gözlerime baktı. Bir kılıç kadar keskindi bakışı. Gülümsedim. Kaşları çatık hayretle...
558K 34.2K 37
Başına buyruk insandım, kabul! Fakat son yaptığım tahmin edilemez bir olayın kapısını aralamıştı. Ben bir inşaatta çıkan yangının, sevdiğim adamın b...
92.1K 13.7K 50
Canım Kardeşim, Bu tuhaf adamla nasıl tanıştığımın hikayesi.
8.1M 363K 96
BEDEL SERİSİ 1 Bir canın bedeli kaç can, kaç hayat, kaç umut eder? Elif ve Ömer'in hikayesi bu.. Bedele kurban edilen iki hayatın hikayesi.. Birbirin...