Kaybedenlerin Umudu..(Klaroli...

By bekleyenkiz

97.2K 4.5K 708

Elena ve Caroline kaybettiklerinin acısıyla yeni bir hayata başlamak zorunda kalırlar. Klaus yaşadığı şehrin... More

Kaybedenlerin Umudu..
Hikayemle ilgili açıklama..
Merhaba Caroline..
Bizim Olayımız
New Orleans
Gerçekler Acıdır..
Sarışın Hazine..
Savunmasız..
Aile Gücü
Zaman..
Yıldızların Hikayesi
Teşekkür Ederim..
Korkular..
Yolculuk..
Kararlar..
Fırtına..
Sonsuzluk..
Şimşekler..
Detaylar..
Rüya..
Yıkımın Başlangıcı..
Cevaplar..
Son Karar..
Gerçek Rüyalar..
Cenaze..
Dolunay..
Duyuru..
Küçük Mutluluk..
İki Kırık Kalp..
Orman ve Yıldızlar..
Masalın Kahramanları..
Duyuru..
Güzel Sonlar

Arafta Kalan..

1.9K 103 8
By bekleyenkiz

Klaus gittikten sonra deli gibi temizlik yaptım,oturmak istemiyorum çünkü aklımdaki düşüncelerin esiri olmaya başlayacaktım. Sanki içimde biri var ve bana yapmam gerekenleri söylüyordu. Kendimi çok savunmasız ve tehlikeye açık hissediyordum. Ya biri beni kullanarak başkalarına zarar vermek istiyorsa ya bunun sonucunda birilerini öldürürsem? Bunu düşünürken yine aklıma benden habersiz düşünceler doluştu.

"Her şey senin elinde.."

Kafamda yankılanan iç sesim yüzünden inledim ve yüksek sesle söylenmeye başladım.

"Sonunda aklını kaçırmayı başardın Caroline."

Kendimle kavga ederken kapıdan içeri biri girdi. Arkamı döndüğümde beni baştan aşağı süzen Elena ile karşılaştım.

"Hoşgeldin Elena.."

"Sen biraz önce kendinle mi konuşuyordun Care."

Onu karşıma alıp kafamki seslerden bahsetmek istiyorum ama bir şeyler beni engelliyordu. O yüzden inkar etme ve kafa karıştırma tekniğine sarıldım.

"Şarkı söylüyordum güzel sesimle." Sahte bir gülücükle ona sevimli bakışlar atmaya başladım.

"Az kalsın inanıyordum Care. Hemen elindekileri bırakıyorsun ve anlatmaya başlıyorsun."

Küçük bir çocuk gibi ona itaat ettim ve koltuğa kendimi bıraktım. İçimi kemiren diğer konuyu konuşmak daha iyi bir fikir gibi geldi.

"Elena Hope bu gece geliyor."

"Biliyorum. Eğer onun için endişeliysen hep birlikte bu işi çözeceğiz."

"Sorun o değil,sence bu gece burda olmalı mıyım?" Titrek ses tonumla konuşarak gözlerine baktım. Sarılmam için kollarını açtı bende kayıtsız kalamadım.

"Bunu Klaus ile konuştun mu?"

"Hayır düşüncesiz,kıskanç bir insan gibi durmak istemedim."

"Aksine bu sorun ne kadar düşünceli olduğunu gösteriyor Care. Sende artık onların ailesinden değil misin?"

"Belki Klaus için öyle.. Ya Hope bundan rahatsız olursa küçücük bir çocuk o ya benden nefret ederse? Ya beni istemezse?"

"Care sen kendinin farkında değilsin. İnsanlar sana karşı kayıtsız kalamıyor ve inan bana oldukça sinir bozucu şekilde iyisin."

Tıslayarak güldüm kollarının arasında..

"Gerçekten sinir bozucu oluyorum değil mi?"

"Bu benim için iyi bir şey Care,bazen umudumu kaybettiğimde seni örnek almaya çalışıyorum."

"Bu konuşmayı ağlamadan bitirebilir miyiz?"

Burnunu çekerken o da güldü.

"Bence kaygıların çok yersiz siz artık Klaus ile birliktesiniz ve Hope eminim seni sevecektir. Sonuçta annesininde babasınında ayrı ilişkileri var inan bana diğer tarafa göre sizin ilişki daha normal. Yani amcasıyla annesi beraber ve oldukça tuhaf bir durum."

Kollarından kurtuldum.

"Tanrıım çok kötü teselli tekniğin var Elena."

-

Elena evimize geçtiğinde bende son bir iki şeyden sonra temizliği bitirdim,telefonumun müziğini duyduğumda çöplerden kurtulmuş eve giriyordum.

"Senin aramanı beklemiyordum Davina.."

"Biliyorum ama seninle konuşmam lazım önemli bir şeyler hakkında."

"Bir sorun mu var?"

"Hayır lütfen buraya gel."

Cevap vermeme fırsat vermeden telefonu yüzüme kapadı.Bende hızlıca üstümü değişip şehre indim. İçimden bir ses Klaus'a haber vermemi söylüyordu ama onu duymazdan geldim,Hope için uğraşırken onu rahatsız etmek istemedim. Davina'nın evine geldiğimde kapıyı çaldım ama açan olmadı etrafı kontrol ettikten sonra vampir gücümle kapının kilidini kırdım.Birkaç kez ismiyle seslendim ama bana yanıt vermedi. Odasına doğru temkinli bir şekilde çıktım ve onu yuvarlak dizilmiş yanan mumların içinde buldum. Gözleri kapalıydı transa geçmiş gibiydi.

"Davina,hey,Davina. Ne oluyor ? İyi misin?"

O an da gözlerini açtı ve tamamen simsiyah olan gözlerini bana dikti,korkuyla gerilerken Davina'ya ait olmayan sesle büyü sözcükleri söylemeye başladı. Olduğum yerde hareketsiz bir şekilde dururken birden daha önce başıma gelen şeyler tekrarlanmaya başladı nefesim kesilirken çırpındım ama kurtulamadım,etraf kararırken kafamı sert zemine çarptığı hissettim.

Bir mezar taşının üzerinde sıçrayarak uyandım. Soğuk zeminden kalktığımda gelecek tehlikeye karşı etrafımda dönmeye başladım. Sadece mezar taşları vardı. Birilerine sesimi duyurmak için bağırdım kimseden ses gelmedi. Mezar taşları etrafında koşarken isim gözüme çarptı. Esther'in mezarı burda ne geziyordu? İyice yaklaştığımda mezarın kazılmış olduğunu gördüm bomboş mezarın üstünde büyü kitabı duruyordu. Tam kitaba yeltenecekken duyduğum sesle donup kaldım.

"Merhaba Caroline."

Birden arkamı döndüğümde kızıl saçlı zayıf renkli gözlü bir kadınla karşılaştım.

"Sen kimsin?"

"Ben Genevieve,tanışma fırsatımız olmadı."

Bana doğru yaklaşırken bende geri geri gidiyordum.

"Ne istiyorsun benden? Nerdeyim ben ?"

"Burası araf Caroline. Sizin çöktüğünü sandığınız araf.İstenmeyenlerin kaldığı bir yer."

"Ben neden burdayım?"

"Ben istediğim için burdasın. Davina kendine gücünü veren cadıyı ararken zayıf anında ona ulaştım."

"Bak benden ne istiyorsun bilmiyorum ama sana verebileceğim hiçbir şey yok."

"Benim kim olduğumu bilmiyorsun değil mi?"

Kafamı evet anlamında salladım.

"Ben Hope'u öldürmeye çalışan cadılardan biriydim. Ama başarısız oldum ve atalarım tarafından burda kalmaya mahkum edildim. Beni kendi taraflarına almak istemediler."

"Senin için üzgün olduğumu falan mı söylemeliyim?" Dalga geçer gibi konuştum.

"Belki ilgini çekecek başka şeylerde söyleyebilirim Caroline,mesela Klaus hakkında sana beraber geçirdiğimiz ateşli geceleri anlatabilirim." Pis bir kahkaha attı.

Bedenimi ele geçiren sinirle ona yaklaştım.

"Bana bak kızıl sürtük.."

Lafımı tamamlayamadan beynime dolan acıyla yere kapaklandım. İnlerken o konuşmaya başladı.

"Klaus yüzünden burdayım Caroline,onun yüzünden arafta sıkışıp kaldım ve inan bana senin canını acıtacak bütün büyüleri yaparım biraz olsun intikamımı almak için.."

"Kes...şunu.."

Derin bir nefes aldı ve büyüyü kesti.

"Bak amacım hastalıklı eski sevgili intikamı almak değil. "

"Neden burdayız?" Yenilgiyle söyledim.

"Çünkü kabul edilmek istiyorum,senin arkadaşının bulunduğu tarafa geçmek istiyorum."

"Onların dediklerini gerçek dünyada unutuyorsun ama izlerini taşıyorsun ve yapmak gerekenleri yapıyorsun."

"Burda her şeyi izleyebiliyorum Caroline. Bölünen öteki tarafı,gerçek dünyadaki sizleri. Arafta olmanın en kötü tarafı bu. Sadece dışardan izleyen bir göz olmaya mahkum ediliyorsun.Size sadece güçlü cadılar sayesinde ulaşıyoruz,sende güçlü bir cadıyla bağlantılısın."

"Ben kimseyle bağlantılı değilim."

Yine kahkaha attı.

"Sana bunu söylemek isterdim ama inan bana sizin yaşayarak öğrenmenizi daha zevkli buluyorum. Burda tek başıma sıkılıyorum seninle iyi zaman geçirebiliriz."

"Buraya gelmeye niyetim yok,bilirsin büyük yenilmez melezin sevdiği kadın olmak ekstra korumalı hayat veriyor bana."

Sinirle ışıl ışıl olan gözlerine meydan okurcasına bakmaya başladım.

"Belki de seni ölüme götürecek şey bu olur Caroline.Bir zamanlar benim çöküşümde Klaus'a olan duygularım yüzünden olmuştu."

Onu duymazdan gelip gözlerimle etrafı taramaya başladım burdan çıkmalıydım.

"Sana yardım etmeyeceğim Genevieve."

"Hepinizin tek bir amacı var. Hope'u korumak ve onu hızlıca büyüten şeyi bulmanız. Bende size bunu veriyorum. Çünkü Bennett cadıları cadı soyum yüzünden benimle iletişime geçmeyi reddediyor. Zayıf noktalarını kullanıyorum desek daha yeridir."

Göz kırpttı bana. Tiksintiyle ondan çektim bakışlarımı. O anda yer titremeye başladı.

"Ne yapıyorsun?"

O benimle konuşmak yerine gökyüzüne ellerini açıp konuşmaya başladı.

"SONUNDA BENİ DİKKATE ALDINIZ."

Dizlerinin üstüne çöktüğünde bana zafer kazanmış bir şekilde baktı o sırada gözlerinden burnundan kan gelmeye başladı.

"LÜTFEN BENİ ARANIZA ALIN. SİZE İSTEDİĞİNİZ BİLGİYİ VERDİM."

Genevieve toprağa gömülürken kaçmak için çaba harcamadan gözlerimin içine bakıyordu. Korku bedenimi ele geçirirken son sözlerini fısıldadı.

"Aşk ölüm getirecek Caroline.."

Toprağa karışan kızıl saçlara bakarken bana seslenen sese odaklandım. Dikkatlice dinlediğimde sevdiğim adamın sesi olduğunu farkettim.

Derinden bir nefesle birlikte döndüm gerçek dünyaya. Klaus'un kollarındaydım ve bana endişeli gözlerle bakıyordu.Bana sesleniyordu ama sanki sesim çalınmış gibiydi etrafa boş boş bakarken yerde yatan Davina'yı gördüm.Tekrar endişeli yüze odaklandığımda sonunda sesimi buldum.

"Klaus o.. yaşıyor değil mi?"

Beni yerden kaldırırken soruma cevap verdi.

"Evet geldiğimde ikinizde yerde baygındınız,sana kötü bir şey yaptıysa onun kafasını bedeninden ayıracağım."

"Hayır Klaus,iyiyim ben sadece.."

Cümlem yarıda kaldı çünkü gördüklerimi hatırlamam için odaklanmam gerekiyordu. Klaus yavaşca beni sarstığında ona sarıldım.

"Klaus sana anlatacaklarım var ama beni indirmen gerekiyor,Davina'nın iyi olduğuna emin olmam lazım."

"Ben hallederim."

Marcel'in ne zaman içeri girdiğini bilmiyordum ama itiraz etmedim. Sanki tekrardan unutacakmışım gibi bir an önce Klaus'a anlatmalıydım.

"Marcel kendine geldiğinde bize haber ver."

Klaus konuşmama fırsat vermeden kapıdan vampir hızıyla çıktı. Eve vardığımızda beni nazikçe koltuğa bıraktı.

Ve ona gördüklerimi anlatmaya başladım.Yaklaşık yarım saatte unuttuklarımı hatırlaya hatırlaya Genevieve denen kızıl sürtükle konuştuklarımı anlatmam bitti.

Sinirden yerinde duramıyordu.

"Biliyordum bu normal bir şey değil,Hope babaannesinin hastalıklı ruhu yüzünden şu an hızlıca büyüyor. O büyü kitabı kaybolduğunda işin Mikael ile sınırlı olmadığını anlamam lazımdı."

"En azından artık ne olduğunu biliyoruz Klaus. Hope gelir gelmez Davina'nın yardımıyla neler olduğunu anlayabiliriz."

"Sana yaptıklarından sonra Davina'yı hala nasıl güveniyorsun Caroline??"

Oldukça yüksek sesle ve sinirli bir şekilde konuştu.

"Çünkü elimizdeki tek cadı o Klaus.Hem onun suçu ne kızıl sürtüğün bunu bana yapan."Aynı ses tonuyla cevap verdim.

"O sadece bir piyondu Caroline."

"Sen her piyonla yatıyor musun Klaus? Söylesene daha kaç tanesiyle karşılaşacağım?"

"Senden öncesinin hesabını mı soruyorsun bana Caroline? "

Kavga etmek için uygun bir zaman değildi.Sesimi normal tonuna getirip konuşmaya başladım.

"Şu an oldukça ciddi bir sorunla uğraşıyoruz Klaus ama bunlar bittiğinde ben yokken burda yaptığım her şeyi,hayatından geçen bütün kadınları anlatacaksın. Başta Genevieve.."

Düşünceli bir şekilde bana baktı.

"Söz veriyorum Caroline kızımı kurtardıktan sonra her şeye razıyım."

Belki o kurtulduktan sonra bir daha birlikte olamayacaktık,bunu Klaustan saklamam gerektiğini düşünüyorum. Çünkü şu an önemli olan Hope olmalıydı gerçekliği kesin olmayan bir şey yüzünden Klaus'un benim içinde endişelenmesini istemiyordum. Belki de Genevieve sadece bir çeşit intikam için böyle bir şey demişti. O an yine o düşünce süzüldü beynime.

"Onu kurtar,hepimizi için."

-

Bahçeye giren araba sesiyle birlikte gergin bekleyişimiz sona ermişti. Klaus yüzünde kocaman gülümsemeyle ayağa kalktı bende onunla birlikte ayaklandım. Kapı açıldığında içeri ilk önce Elijah girdi ve oldukça yorgun gözüküyordu. Kapıyı geçmeleri için tuttuğunda Hayley elinden tuttuğu küçük kızla beraber içeri girdi. Bu çocuk 6 yaşında gibi duruyordu,saçları kahverengi-sarı karışımıydı,iri yeşil gözleri direkt olarak Klaus'a bakıyordu. Ben endişeli bir şekilde Elijah ile bakışırken Klaus'un kısa bir anlığına donup kaldığını gördüm. Hayley Hope'a dönerek konuşmaya başladı.

"İşte geldik Hope."

Hope sabırsızca Hayley'in elinden kurtulup Klaus'a doğru koşmaya başladı. Klaus onu kucağına aldığında sadece kızına odaklandı ne söyleyeceğini bilmiyor gibi sadece gülüyordu.Sözler  zarifçe dudaklarından  döküldü.

"Evine hoşgeldin kızım.."

Continue Reading

You'll Also Like

62K 6K 22
hataydı, unutmak gerekiyordu, peki neden hayatına devam edemezmiş gibi hissediyordu
81.3K 8.9K 41
Valery, besin zincirinin en altındaki bir ottan farksızdı. Hiç istemediği bir işte çalışıyor ve hayatı pek de hayal ettiği gibi ilerlemiyordu. Bir gü...
7.1K 1.2K 18
O Mozo'ydu. Tecrit edilmiş olan! O bir kara elfti: Ölümcüllerin en ölümcülü. Kara elfler kıtanın geneline yayılmıştı. Ölüm ve vahşet denilince akla t...
82.7K 4.9K 26
"İIişki kuracaksın ama muhtaç oImayacaksın; seveceksin ama sevgini göstermeyeceksin."